Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları

Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Tüm Yazıları
Maksat hasıl olmuş mudur
21.03.2011
1538

WikiLeaks belgeleri ortaya çıktıkça üstüne çok konuşacağız; Öyle görünüyor. Zaman zaman yanılmış olsa da ABD gibi istihbaratı güçlü bir devletin ülkemizdeki üst düzey diplomatlarının gelişmelerle ilgili istihbarat, gözlem ve yorumları birçok şeyi yerli yerine oturtmaya yardım edecek gibi…

Taraf'ın bu belgeleri yayımlamaya cesaret ederek gerçekten çok hayırlı bir iş daha yapmış olduğu şimdiden ortada.

Bu belgelerin yer aldığı iç sayfalardaki manşetleriyle cumartesi günkü Taraf şu son on yılın siyasi nabzının özetini veriyordu. Manşetler WikiLeaks belgelerinden çıkarılmış. Yalnız sıralamada ben bir değişiklik yapacağım.

Sayfa 12: Hükümet derin devletle kapışıyor. Sayfa 14: Dava güç dengesini değiştirdi. Sayfa 13: Belki de maksat hasıl oldu bile.

Ne dersiniz, bu sıralama pek çok şeyi anlatmıyor mu?

Bir defa "derin devlet vardı yoktu" tartışması bitti. Ergenekon davasıyla zaten bitmişti ama görmek istemeyenler artık bu konuda susmalılar. Derin devleti Amerikalılardan daha iyi kim bilebilir; Önünüzde duranı bile göremeyen sizler mi? NATO'ya bağlı ülkelerde bugün bizdeki derin devletin çekirdeği olan Gladio gizli örgütünü kuran da onlar değil miydi? Elbette bizden daha iyi bilecekler! Nitekim bu belgelerde de bu örgütün adı zikredilmeden geçilememiş. Yine bu belgelerden anlıyoruz ki, bazı polisler henüz daha gerçekleşmemiş bir operasyonun bilgisini dahi Amerikalılara yetiştirmişler.

"Siyasi liderliğin en üst seviyelerinin bu soruşturmaya destek verir görünmesine rağmen, sorgu sürecinin başarılı olması ancak Türkiye'nin herkesten daha milliyetçi olan yargısının işbirliği yapmasıyla mümkün olabilir."

Bu telgraf metninden anlaşılıyor ki, ABD diplomatları dahi AKP'nin bu davanın arkasında sonuna kadar duracağından başta çok emin değillermiş. Doğrusu biz de başta kuşkuluyduk, çünkü önümüzde Şemdinli davasının "iyi çocukları" örneği vardı. Bu nedenle de var güçle Ergenekon davasının açılmış olmasına armudun sapı üzümün çöpü demeden hiç ikirciklenmeksizin destek verdik.

İkinci manşet: "Dava güç dengesini değiştirdi"

Yüksek yargı oligarşisini alt etmeden Ergenekon davaları devam edemezdi. Bunu HSYK kavgasında bütün açıklığıyla görüp yaşadık. Ergenekon davasını sürdüren savcı ve hâkimler değiştirilmek istenmemiş miydi?

12 Eylül'de kabul ettiğimiz kısmi anayasa değişikliği bu yüzden hayati önemdeydi. AKP YAŞ'ta askerlerin terfi listesine direnerek çok önemli bir mevzi kazandı, ardından kısmi anayasa değişiklik paketini referanduma götürdü. Daha fazlası gerekli diyerek halk oylamasında "hayır" demek de "boykot" demek de yanlıştı. Bugün yüksek yargı sözcülerinin,"baş" başkanların, "baş" savcıların, Genelkurmayın dünkü gibi ikide bir siyasi demeçler vermediğini görüyoruz. Bunlar hangi adımların sonucudur ve hangisi "normal"dir?

Güçler dengesi asker-yüksek yargı oligarşisinin, militarizmin aleyhine sivil demokrasi güçlerin ise lehine değişmişti artık. Bunu başaranın AKP olduğu reddedilemez. Ardından vesayetçi devlet çözülürken maalesef ancak utanılası bir metotla, bir kaset yardımıyla ana muhalefet partisi CHP'nin de çözülmesi geldi. Böyle çözüldüğü için de CHP, bedelli askerlik örneğinde olduğu gibi "iyi şeyler" söyleyerek oylarını artırabilir, artırmalı da ama tarihi niteliğini bir yana koysak bile yalnızca bu gösterge dahi CHP'nin Türkiye'nin ihtiyacı olan "değişimci siyasi dinamiğe " sahip olmadığını anlamaya yeter. Bedelli askerliğe taş koyanın askerler olduğunu CHP de bal gibi iyi bilir. Fakat buna rağmen bu talebi isterse oy için dillendirmiş olsun doğru yapmıştır. Öte yandan askere boyun eğerek binlerce gencin feryadını göz ardı eden AKP'nin bugün düştüğü inandırıcı olmayan savunma hali ise ibretliktir.

Üçüncü manşet: "Belki de maksat hasıl oldu bile."

Yani güçler dengesi değişti, AKP'nin kapatılma riski de yok artık, belli bir oy oranı da garantili gözükmekte… Öyleyse AKP devletin demokratikleşmesi sürecini daha ileri noktalara taşımak için neden risk alsın? (Başbakanın gözünde zaten nükleer santrallerin tehlike riskiyle evimizdeki tüp gazın riski aynı değil mi? Nükleerin riski üstüne düşünmeye gerek yok) Eğer Ergenekon davalarında soruşturmanın yukarı doğru daha fazla tırmanmaması konusunda askerlerle AKP arasında bir uzlaşma varsa, güçler dengesinin değişmesinden sonra bu uzlaşmayla maksat hasıl olmuş demektir.

Hasıl olmuş sayılır mı gerçekten?

"Bir noktada duruyor sayılır mıyım ki/ Durduğum nokta yerinde durmuyor."

Sayılmaz. Kürt sorunu, PKK ve faili meçhuller var.

[email protected]
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar