Nadi ÖZTÜFEKÇİ
Kirli hesapların gölgesinde...
11.10.2014
1996
ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey ve ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel IŞİD’e karşı yapılan hava saldırılarıyla ilgili Pentagon’da bir basın toplantısı düzenledi.
O toplantıda Chuck Hagel’in sizi bilmem ama benim tüylerimi ürperten bir ifadesi oldu; “Yinelemek istiyorum IŞİD’e karşı mücadele zaman alacak kalıcı ve sürekli bir kampanya olacaktır. Geçen hafta söylediğim gibi bu Irak değil. Bu bir ilk Irak stratejisi ama sadece Irak değil." diyordu
Yakın zamanda AKP yanlısı ağırlıklı medyada pişirilen bir başka habere göre de bu sürenin adı konuldu. Eski ABD Savunma Bakanı Panetta;IŞİD’e yönelik mücadelenin 30 yıl süreceğinden söz ediyordu.
Çağ dışı yöntemlerle, karargahı sırtında gezen, adeta zırhlı bir kaplumbağa konumundaki bir terör örgütüne karşı 30 yıl süren bir mücadele.!?
Irak gibi bir ülkeyi sadece bir yılda iç edip, istediği hale getiren, Kaddafi’yi bir ayda halleden ABD ve NATO, mesele IŞİD’e gelince ipe un seriyor.
Zaman gazetesindeki haberde;
“IŞİD’e karşı uluslararası güvenli bir karşı kampanya yürütmek amacıyla güvenilir bir koalisyon için en önemlisi Arap ülkelerini dahil etmeye, güçlendirmeye, rehberlik etmeye devam edeceklerini belirten Dempsey, askeri harekâtın IŞİD’in finansmanını engelleme, yabancı savaşçıların katılımlarını ve hareketlerini önlemeyi, özellikle de IŞİD’in sahte hikâyelerini ortaya çıkarmayı, arkalarına saklandıkları dini meşrutiyet pelerininden sıyırmayı içeren kapsamlı bir stratejinin parçası olduğunu açıkladı.” diyor.
“IŞİD’e karşı uluslararası güvenli bir karşı kampanya yürütmek amacıyla güvenilir bir koalisyon için en önemlisi Arap ülkelerini dahil etmeye, güçlendirmeye, rehberlik etmeye devam edeceklerini belirten Dempsey, askeri harekâtın IŞİD’in finansmanını engelleme, yabancı savaşçıların katılımlarını ve hareketlerini önlemeyi, özellikle de IŞİD’in sahte hikâyelerini ortaya çıkarmayı, arkalarına saklandıkları dini meşrutiyet pelerininden sıyırmayı içeren kapsamlı bir stratejinin parçası olduğunu açıkladı.” diyor.
Yani ABD’nin acelesi yok. İnsanların ölüyor olması onu telaşlandırmıyor.
Telaşlandırmıyor çünkü aslında planı yürüyor.
Anlaşılan ABD; 30 yıl boyunca, coğrafyamızı istedikleri kıvama getirinceye kadar bölgede fiili ve aktif olarak bulunacak.
Yani bu bölgede kan hiç durmayacak.
Yani Türkiye yıllarca savaş ekonomisiyle idare edilecek.
O güne kadar ayakta kalabilirse tabii…
Yani bu bölgede kan hiç durmayacak.
Yani Türkiye yıllarca savaş ekonomisiyle idare edilecek.
O güne kadar ayakta kalabilirse tabii…
Ya da antiemperyalist ve antikapitalist kavga aşama kat edinceye kadar.
Kobani’de olup bitenler Emperyalizmin gözetim ve denetiminde gerçekleşiyor.
IŞİD’in sınırlarımıza bu kadar yakın olan Kobani’ye saldırması da emperyalizmin tezgahı…
Kobani ve Suruç’un sonuçta birbirlerine hala kız alıp veren, baba-kız, dede-torun, yeğen-kuzen, hatta kardeş ilişkilerinin bütün canlılığıyla süre geldiği ortak bir coğrafya olduğunu biliyordu.
Kobani’de yaratacağı tehlike, katliam ve zulmün Türkiyeli Kürtlerin haklı tepkisini çekeceği belliydi.
Esasen bunu Erdoğan ve AKP hükümeti de biliyordu. Buna rağmen Erdoğan’ın; sanki bir bilgiyi, üstelik bir planın amacını bildiriyormuş gibi “Kobani düşecek” gibi sözler sarf etmesi bir “İç Savaş” amacının bizzat kendisi tarafından taşınıyormuş izlenimi veriyor.
IŞİD’in sınırlarımıza bu kadar yakın olan Kobani’ye saldırması da emperyalizmin tezgahı…
Kobani ve Suruç’un sonuçta birbirlerine hala kız alıp veren, baba-kız, dede-torun, yeğen-kuzen, hatta kardeş ilişkilerinin bütün canlılığıyla süre geldiği ortak bir coğrafya olduğunu biliyordu.
Kobani’de yaratacağı tehlike, katliam ve zulmün Türkiyeli Kürtlerin haklı tepkisini çekeceği belliydi.
Esasen bunu Erdoğan ve AKP hükümeti de biliyordu. Buna rağmen Erdoğan’ın; sanki bir bilgiyi, üstelik bir planın amacını bildiriyormuş gibi “Kobani düşecek” gibi sözler sarf etmesi bir “İç Savaş” amacının bizzat kendisi tarafından taşınıyormuş izlenimi veriyor.
Efkan Ala’nın “misliyle karşılık verilecektir” sözleri, “yaşasın IŞİD” diye bağıran polis, ortalıkta görünen IŞİD ya da protestocu kılıklı provokatörler ve ne yazık ki yer yer amacını aşan taşkınlıklar…
Ve ne yazık ki bu yazı yazılırken aldığım faili meçhul cinayetler...
Bütün bunlar danışıklı bir iç savaş planları gibi geliyor.
Ve ne yazık ki bu yazı yazılırken aldığım faili meçhul cinayetler...
Bütün bunlar danışıklı bir iç savaş planları gibi geliyor.
Bütün bunların yanında Selahattin Demirtaş’ın yapıcı bir üslupla hatasız, tavizsiz ve sorumlulukla verdiği basın toplantısı çok yaralı ve umut verici olmuştur.
Hükümeti daha sorumlu olmaya zorlayan akılcı bir konuşmaydı.
Özellikle kendi açımdan dört gözle beklediğim nihayet bir soru üzerine son dakikada yaptığı: “Kobani’ye verilecek desteğin Suriye’de ki savaşa müdahil olma şartına bağlanmasına” itibar edilmeyeceği açıklaması çok önemli.
Emperyalizmin ve Küresel Kapitalizmin bölgemiz ve ülkemiz üzerindeki hesaplarını Kürtler üzerinden yürütmesi çabalarına prim verilmeden, Kürtlerin demokrasi ve özgürlük savaşı yürütülebilir.
Bunun imkanı var.
Hükümeti daha sorumlu olmaya zorlayan akılcı bir konuşmaydı.
Özellikle kendi açımdan dört gözle beklediğim nihayet bir soru üzerine son dakikada yaptığı: “Kobani’ye verilecek desteğin Suriye’de ki savaşa müdahil olma şartına bağlanmasına” itibar edilmeyeceği açıklaması çok önemli.
Emperyalizmin ve Küresel Kapitalizmin bölgemiz ve ülkemiz üzerindeki hesaplarını Kürtler üzerinden yürütmesi çabalarına prim verilmeden, Kürtlerin demokrasi ve özgürlük savaşı yürütülebilir.
Bunun imkanı var.
Kürt özgürlük hareketinin popülaritesinin dış parazitlerinin, dayanışmadan daha çok “abanışma” gösteren şaklabanlarının haricinde yönetici kesimin bu imkanı zorlayacağı da görülüyor.
Günümüzde hiçbir özgürlük kavgası Antikapitalist ve antiemperyalist savaştan ayırt edilemez. Bu açıdan Emperyalizmin ve Küresel Kapitalizmin kendi krizini aşmak yolunda bölgede yapmayı amaçladığı formatlama çabalarına karşı da mücadele edilmelidir.
Unutmayalım Emperyalizm mamulü IŞİD yapay bir ölüm makinesidir. İslami yanından daha çok finansal yanı daha önemlidir.
Türkiye’deki hükümeti sorumlu davranmaya zorlayan kitlesel eylemler çok önemlidir. Aynı zamanda sosyal medyada yükseltilmesi gereken teşhir ve demokratik kamuoyu oluşturma çabaları da…
Ancak bu eylemler ve söylemler gezi ruhunu zedelemeden, hatta onun izinden gitmelidir.
Kobani’de olanlar bir ulusun var olma kavgasının bir parçasıdır.
Ama aynı zamanda bir insanlık dramıdır. IŞİD’in Musul’da, Kerkük’te yaptıklarından, El Nusra’nın Suriye köylerinde yaptıklarından farkı yoktur.
Burada açıkça görülen şudur; Emperyalizm ve Küresel Kapitalizm'in hedefine varmak için kullanmayacağı, ama aynı zamanda ayaklar altına almayacağı hiç bir değer ve kavram yoktur.
İnsan hayatının kapitalist kar güdüsü nezdinde herhangi bir değeri de...
İşte bu noktada; ben mücadelenin “İnsan hayatı mı yoksa kar mı” ekseninden yürümesi daha mümkün ve daha kapsayıcı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu eksene tüm Anadolu emekçi ve yoksul halkını kapsayan, benim Ben Horasan'dan gelmedim. Ne olacak şimdi? adlı yazımda kendimce tanımlamaya çalıştığımAnatolyan diye tanımlamaktan keyif aldığım ve kendi aidiyetimi de içerdiğini düşündüğüm “Ulus”un (ya da ne ad verirseniz) var olma kavgasını da oturtmak mümkün.
Unutmayalım Emperyalizm mamulü IŞİD yapay bir ölüm makinesidir. İslami yanından daha çok finansal yanı daha önemlidir.
Türkiye’deki hükümeti sorumlu davranmaya zorlayan kitlesel eylemler çok önemlidir. Aynı zamanda sosyal medyada yükseltilmesi gereken teşhir ve demokratik kamuoyu oluşturma çabaları da…
Ancak bu eylemler ve söylemler gezi ruhunu zedelemeden, hatta onun izinden gitmelidir.
Kobani’de olanlar bir ulusun var olma kavgasının bir parçasıdır.
Ama aynı zamanda bir insanlık dramıdır. IŞİD’in Musul’da, Kerkük’te yaptıklarından, El Nusra’nın Suriye köylerinde yaptıklarından farkı yoktur.
Burada açıkça görülen şudur; Emperyalizm ve Küresel Kapitalizm'in hedefine varmak için kullanmayacağı, ama aynı zamanda ayaklar altına almayacağı hiç bir değer ve kavram yoktur.
İnsan hayatının kapitalist kar güdüsü nezdinde herhangi bir değeri de...
İşte bu noktada; ben mücadelenin “İnsan hayatı mı yoksa kar mı” ekseninden yürümesi daha mümkün ve daha kapsayıcı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu eksene tüm Anadolu emekçi ve yoksul halkını kapsayan, benim Ben Horasan'dan gelmedim. Ne olacak şimdi? adlı yazımda kendimce tanımlamaya çalıştığımAnatolyan diye tanımlamaktan keyif aldığım ve kendi aidiyetimi de içerdiğini düşündüğüm “Ulus”un (ya da ne ad verirseniz) var olma kavgasını da oturtmak mümkün.
Yazının başına dönersek…
Sendika.Org’da çevirisi yayınlanan yazıda anlatılıyor; “Aralık 2004’te Bush yönetimi döneminde Milli İstihbarat Konseyi (NIC), Batı Akdeniz’den Orta Asya’ya ve Güney Doğu Asya’ya kadar uzanan yeni bir Hilafet’in 2020 yılında ortaya çıkacağı ve bunun Batı demokrasisi ve değerlerini tehdit edeceği kehanetinde bulundu.”
Sendika.Org’da çevirisi yayınlanan yazıda anlatılıyor; “Aralık 2004’te Bush yönetimi döneminde Milli İstihbarat Konseyi (NIC), Batı Akdeniz’den Orta Asya’ya ve Güney Doğu Asya’ya kadar uzanan yeni bir Hilafet’in 2020 yılında ortaya çıkacağı ve bunun Batı demokrasisi ve değerlerini tehdit edeceği kehanetinde bulundu.”
Bu “Medyum Memiş” “kehanetinin IŞİD lideri Ebu Bekir El-Bağdadi’nin 29 Haziran 2014’deki PR ilanıyla çok iyi reklam yaparak Hilafeti kurmasıyla” bu kadar örtüşmesi bize böylesi kehanetlerin daha önce nasıl gerçekleşti(ril)ğini hatırlatıyor. Daha yalın bir okumayla Emperyalizmin bölgemizde ne kadar büyük oynadığını da gösteriyor.
ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey ve ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in söyledikleriyle birleştirdiğimizde Küresel Kapitalizmin -bütün bu toz duman içinde saklanan- kronik krizinin tek ilacı olan ‘sürekli büyüme ve sürekli artan kar’ uğruna milyonlarca yaşama mal olacak planlar söz konusu..
ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey ve ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in söyledikleriyle birleştirdiğimizde Küresel Kapitalizmin -bütün bu toz duman içinde saklanan- kronik krizinin tek ilacı olan ‘sürekli büyüme ve sürekli artan kar’ uğruna milyonlarca yaşama mal olacak planlar söz konusu..
O yüzden “İnsan hayatı mı yoksa kar mı?” ekseninde, belirttiğim yazıda kendimce tanımladığım;
“tek bir etnisiteyle adlandırılamayacak kadar büyük;
bilinen hiçbir tarihle başlatılamayacak kadar kadim;
tek bir canlı türüyle sınırlanamayacak kadar geniş;
Yaşamın düşmanlarını, kirletenleri, metalaştıranları, satanları, betonlayanları, ezenleri, sömürenleri, despotları, patronları, ağaları, aşiret reislerini, şeyhleri, kanaat dayatıcılarını bünyesinde barındırmayacak kadar ari bir ulus” olan Anatolyan’ların “bir şafak vakti karanlığın kenarından”
“ağır ellerini toprağa basıp ‘doğrulması gerektiği’ zaman” belki geldi de geçiyor.
bilinen hiçbir tarihle başlatılamayacak kadar kadim;
tek bir canlı türüyle sınırlanamayacak kadar geniş;
Yaşamın düşmanlarını, kirletenleri, metalaştıranları, satanları, betonlayanları, ezenleri, sömürenleri, despotları, patronları, ağaları, aşiret reislerini, şeyhleri, kanaat dayatıcılarını bünyesinde barındırmayacak kadar ari bir ulus” olan Anatolyan’ların “bir şafak vakti karanlığın kenarından”
“ağır ellerini toprağa basıp ‘doğrulması gerektiği’ zaman” belki geldi de geçiyor.
Bunun için ülkenin solcularının komplekslerinden ve kendilerini bağladıkları vesayetten kurtularak, işçi sınıfı lokomotifinde tüm Anadolu halkının, çalışanlarının ve yoksullarının da solcuları olduğunu hatırlaması gerekiyor. Onları da anlamak ve onlara ulaşmanın yollarını da araştırmak gerekiyor. Onlara kendilerini birleştiren değerlerin, hiçbir inanç ya da mezheple ve ne Orta Asya’dan, ne Horasan’dan, ne de başka herhangi bir yerden gelenlerle sınırlı olmadığını, Anadolu’nun kadim tarihi boyunca karılmış ve sonradan katılanların bütün değerleriyle zenginleşmiş çok daha büyük bir değerler bütünü olduğunu anlatmak da solcuların görevi.
Kürtlerin uğradığı tarihsel haksızlığı anlatmak da…
Açıkça ve cesurca…
Oldukça zor bir görev…
Öncelikle bu ülkeyi, yaşayanlarını gerçekten sevenlerin kimler olduğunu anlatamadan, esasen gerçekten sevemeden başarılabilecek bir görev değil.
Kuruyan dereleri, kirlenen suları, zehirlenen havaları, yok olan toprakları ve pazarlanan yaşamsal kaynakları, kurdu, kuşu, böceği ile sevmeden, yok olmasına karşı mücadele etmeden kesinlikle başarılamayacak bir görev.
Kentlerde yoksul insan kitlelerinin, işsizlerin, hastane kapısındaki çaresizlerin, inşaatlarda, madenler de ölen yüzlerce yakınını kaybeden insanların, can güvenliklerini hiçe sayarak çalışmak zorunda kalan milyonlarca insana, bu çektiklerinin; inançları, mezhepleri ve etnisitelerinden dolayı değil, işçi, emekçi ve yoksul olduklarından dolayı olduğunu anlatacak, anlatması gerektiğini bilen, onlara yaklaşabilen solcular, devrimciler ancak bu zor görevi başarabilir.
İnsanların yanına yaklaşmadan vicdanlarına dokunamazsınız.
Kürtlerin uğradığı tarihsel haksızlığı anlatmak da…
Açıkça ve cesurca…
Oldukça zor bir görev…
Öncelikle bu ülkeyi, yaşayanlarını gerçekten sevenlerin kimler olduğunu anlatamadan, esasen gerçekten sevemeden başarılabilecek bir görev değil.
Kuruyan dereleri, kirlenen suları, zehirlenen havaları, yok olan toprakları ve pazarlanan yaşamsal kaynakları, kurdu, kuşu, böceği ile sevmeden, yok olmasına karşı mücadele etmeden kesinlikle başarılamayacak bir görev.
Kentlerde yoksul insan kitlelerinin, işsizlerin, hastane kapısındaki çaresizlerin, inşaatlarda, madenler de ölen yüzlerce yakınını kaybeden insanların, can güvenliklerini hiçe sayarak çalışmak zorunda kalan milyonlarca insana, bu çektiklerinin; inançları, mezhepleri ve etnisitelerinden dolayı değil, işçi, emekçi ve yoksul olduklarından dolayı olduğunu anlatacak, anlatması gerektiğini bilen, onlara yaklaşabilen solcular, devrimciler ancak bu zor görevi başarabilir.
İnsanların yanına yaklaşmadan vicdanlarına dokunamazsınız.
Emperyalizm ve Küresel Kapitalizm sadece Kürtlere değil tüm Anadolu insanına saldırmakta. Hatta tüm coğrafyamıza…
Ne emperyalizm ne de Küresel Kapitalizm birbirinden bağımsız olgular değil.
Küresel Kapitalizmin yayılma refleksi de Emperyalist saldırı anlamına gelir, Emperyalizmin orduları, kurumları ve kirli terör örgütleriyle saldırması da Küresel Kapitalizmin yayılma refleksinin sonucudur.
Ve her zaman mağdur olanlar yoksullardır.
Gerçek anlamda halklar, uluslar da onlardır.
İşte Pentagon’daki bir odada çizilen coğrafyamızda yıllarca sürecek kanlı savaşlara yol açabilecek planların hedefindeki insanlara bunları anlatabilmek, kuru, hamasete dayalı köhnemiş, dayatma aidiyetler yerine; gerçekçi, yaşayan ortak değerler üzerinde bir birlikteliği öne çıkarmak gerekiyor.
Bunu başarmayı amaçlayan solcular gerekiyor.
Yukarıda sözünü ettiğim gibi kompleksiz, doğru bildiklerini söyleyebilen, bunları uygulayabilme iradesine sahip solcular…
Yeri geldiğin de Kürt Özgürlük Hareketini de çekinmeden eleştirebilen ama Türkiye insanın vicdanındaki o dumura uğramış kısmına da çekinmeden dokunup, biraz da ötseleyerek uyarabilecek irade ve basirete sahip solcular…
Bunu başarmayı amaçlayan solcular gerekiyor.
Yukarıda sözünü ettiğim gibi kompleksiz, doğru bildiklerini söyleyebilen, bunları uygulayabilme iradesine sahip solcular…
Yeri geldiğin de Kürt Özgürlük Hareketini de çekinmeden eleştirebilen ama Türkiye insanın vicdanındaki o dumura uğramış kısmına da çekinmeden dokunup, biraz da ötseleyerek uyarabilecek irade ve basirete sahip solcular…
Solcular, devrimciler, sosyalistler veya komünistler…
Yani kendimiz için hangisini seçiyorsak…
Yani kendimiz için hangisini seçiyorsak…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2018
18.04.2018
7.02.2018
9.02.2017
15.02.2017
27.01.2017
22.01.2017
4.02.2016
11.03.2016
20.11.2015