Nejat ERDİM
Ortadoğu coğrafyası insanlık tarihi boyunca hep Dünyanın en gerilimli, en karışık ve en kanlı coğrafyası olmuştur.
Semavi dinlerin Tanrı tarafından hep bu coğrafyaya nüzul etmesi beklide burada yaşayan insanların kural tanımazlığı, aşırılığı ve aykırılığı sonucudur.
Tüm büyük peygamberler Ortadoğu kökenlidir, tüm kutsal kitaplar, metinler ve tanrı buyrukları bu bölgeye inmiştir.
Hz.Nuh’un gemisi bu kadim coğrafyada ilk dümenini kırdı, Hz.Musa Turi Sina dağına burada çıktı, Firavun Nil’in azgın sularında yine burada boğuldu. Hz.İsa bu toprak parçasında ihanete uğradı ve yine burada çarmıha gerildi, Hz. Muhammed göğe burada yükseldi; yani insanlığın kaderi hep bu coğrafyada çizilirken aynı zamanda en kanlı din savaşları burada yapıldı, kadim imparatorluklar burada kuruldu ve yine burada yıkıldı.
Ortadoğu coğrafyası kana, gözyaşına, ihanet ve ölümlere yabancı değil.
Çok alçakça ölümlere ve savaşlara tanıklık etmiştir bu topraklar, tanrının bu coğrafyanın ıslahı konusundaki ısrarı dediğim gibi bu marjinalliğin bir sonucudur aslında.
Bizansın gözü pek savaşçıları atlarını dörtnala bu toprak parçasında güneşe doğru sürerken, Türkler bu toprak parçasında medeniyetle tanıştı, yiğit Kürt beyleri Med soyunun cesur savaşçıları bu topraklarda destanlarını yazdılar, Ermenilerin hünerli ellerinden altının, bakır ve gümüşün en güzel işlemeleri burada işlendi, Yahudilerin üstün ticari zekâları burada kendine yer buldu, acemlerin edebiyat ve şiire kattığı muhteşem ruh yine burada kâğıtla buluştu, Araplar aşk ve tanrı arasında en güzel bağı burada kurdu.
Bu farklı ve tuhaf coğrafya son dönemlerde yaşadıkları ile yine Dünyanın merkezinde olduğunu gösteriyor bize.
Arapların kurdukları irili ufaklı devletlerde yönetimlerine karşı başlattıkları kalkışma “Arap baharı” adı ile adlandırılıp ülkelerine “bahar” havası getirme umudu ile vizyona konulan yapay ve hiçbir sahiciliği olmayan kötü bir senaryo olarak önümüzde dururken özellikle son dönemlerde Suriye’de cereyan eden olaylar bu senaryonun ne denli sahte olduğunun ispatı gibi karşımıza çıkıyor.
Komşu ülke Suriye’de sicili bozuk bir diktatöre karşı sözüm ona başlatılan bir kalkışmanın özgürlük ve demokrasi adına yapılmış olduğu iddia edilen bir isyanın ülke halkına sınırsız“özgürlükler” getirmek için yapıldığı aldatmacasına ilk başlarda çoğumuz inanmıştık ve kuvvetle muhtemel buna hala inanan yığınla insan var.
ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) adı ile Esat’a karşı silah kuşananların gördüğü sempatinin günden güne antipatiye dönüştüğünü biliyoruz.
Özellikle son dönemlerde internet sitelerine düşen dehşet verici sahneler izleyenleri insanlığından utandırırken sözde hak ve özgürlük savaşçısı apoletini omzuna takan bu güruhun aslında özgürlük ve hürriyet ile uzaktan yakından alakalarının olmadığını gördük.
Kendi halkını, kendi kentinden ve beklide kendi komşusunu sırf aynı safta yer almadığı için eli kolu bağlı halde yüksek binalardan aşağı atan, canlı canlı karnını, göğsünü hançerle deşip kalbini söküp çiğneyecek kadar aşağılıklaşan bir cinayet şebekesinin ağzında özgürlük ve hürriyet kavramlarının nasılda kirletildiğini görüyoruz.
Bu ülke acıya, savaşa ve ölümlere alışık bir ülke, tam otuz yıldır aralıksız süren bir ağır travmadan, düşük yoğunluklu bir iç savaştan yeni yeni çıktık, muhtelif bazı olaylar hariç TSK ve PKK arasında süren bu uzun soluklu savaşta hiçbir zaman böylesi utanç verici olaya şahit olmadık, yani her şeyin bir ölçüsü ve bir kuralı var, tıpkı savaşın da olduğu gibi, ama dediğimiz gibi ÖSO’nun her gün bir yenisini eklediği cinayetlerin ne kuralı ne de ölçüsü yok gibi.
Kendi halkını, kendi komşusunu farklı tarafta olduğu için diri diri kesenlerden hiç özgürlük savaşçısı çıkar mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.06.2015
4.02.2015
19.05.2015
14.05.2015
9.02.2015
8.02.2015
4.04.2015
28.03.2015
24.03.2015
23.03.2015