Nuray MERT
Amerika’da Trump seçime girmesin diye neredeyse hapse atacaklar. Gözaltına alınıp kefaletle serbest bırakıldı, kriminal fotoğrafı basına dağıtıldı. Bizde bu olayı, ABD’de demokrasinin zaferi, hukukun üstünlüğü sananlar var. Kusura bakmasınlar ama bu sonuca varmak o kadar kolay olmasa gerek. Ama bizim için geçerli olan galiba, daha ziyade seçimler sonrası yaşanan kuyruk acısının sonucu olan bir savrulma.
Demokrasilerde iki uçtan birine savrulmak gibi bir risk vardır; bunlardan biri ‘seçimle gelen aklına eseni yapabilir’ diye özetlenebilecek ‘çoğunlukçuluk’ veya ‘seçimli otoriterlik’ tir. Biz bu örneği yakından tanıyoruz. İkinci risk, seçimle geleni askeri veya hukuki müdahale ile uzaklaştırmak yöntemidir. Dünya ölçeğinde bir demokrasi krizi yaşandığı günümüzde, pek çok ülkede bu iki uçtan birine savrulmak şeklinde bir süreç yaşanıyor.
Bizim gibi pek çok ülkede seçimli otoriterlik öne çıkıyor. Daha az gelişmiş ülkelerde, son olarak Sudan, Burkino Faso, Mali ve Nijer’de yaşandığı gibi art arda gelen darbeler gibi askeri darbeler oldu. Şimdilerde, askeri müdahale haklı olarak itibarsız, ama daha gelişmiş ülkelerde görülen hukuki müdahale ise itibarlı hâle gelmiş vaziyette. Aslında, işin içinde ‘hukukilik’ iddiası olduğunda kafaların karışması doğal gibi görünüyor. Ama öyle değil. Öncelikle hukuk/yargı alanı, hiçbir ülkede sanıldığı gibi siyasetten tamamıyla bağımsız bir alan değildir, olamaz. Siyasi çatışmaların ılımlı seyrettiği zamanlarda görece bağımsız işleyen hukuk sistemleri, gerilimler attığı oranda siyasileşir.
Son olarak İsrail’de yaşanan örnekte, Netanyahu koalisyonunun çoğunlukçu aşırılıklarına karşı, Yüksek Mahkeme’nin siyasete müdahalesi kafa kafaya gelmiş vaziyette. Brezilya’da fazlasıyla siyasileşmiş yüksek mahkeme seçim sürecinde Lula’nın rakibini sonuna kadar hırpaladı, seçim sonrasında siyasetten yasakladı. Sadece iyi kötü demokrasi denilebilecek yerlerde değil, mesela Pakistan’da da aktivist bir yargı sistemi hep siyasetin içinde olmuştur. Kısacası, yargının siyasete müdahalesi, ilk bakışta göründüğü kadar masum olmayabilir.
Ama asıl önemlisi, demokrasi krizlerinin yargı/hukuk üzerinden geçiştirilmeye çalışılması. Seçimler her şey olmamalı ama, demokratik temsilin en önemli ayaklarından biri olduğu da göz ardı edilmemeli. Toplumun yarısı veya önemli bir kısmı ‘otoriter popülist’ bir siyasi lidere oy veriyorsa, yargı ile demokrasiye rötuş yapmak yerine ardındaki nedenleri ciddiye almak lazım. Yoksa, bu rötuşlar da sonuçta işe yaramıyor, tepkiyi, öfkeyi, söz konusu parti veya lideri güçlendiriyor. Trump konusunda olan da bu. 2024 seçimlerine giden süreçte, Trump’a destek bir türlü azalmadı, Cumhuriyetçi Parti içinden muhalefet de sonuç vermedi, buna karşın Demokrat Partiden ikinci kez daya olmakta ısrar eden Biden’ın onca çabaya rağmen yıldızı bir türlü yükselmiyor. Seçimler yaklaştıkça Trump davalarının alevlenmesinin nedeni de bu.
Türkiye’de çoğunlukçu otoriter sisteme karşı seçim yarışını kaybedenlerin, Amerika’ya bakıp iç geçirmesini anlayabiliyorum. Ama, inanın demokrasi krizlerinin bir ucunda boğulup, diğerini hayal etmek çıkmaz sokaktır.
Trump tabii ki masum, makbul bir politikacı değil, ama diğerlerinden en önemli farkı, karanlık Amerika’nın çıplak yüzü olması, cilalı taş devrine geçememiş olması. Bu uzun meseleyi bu yazının sınırları içine sığdırmak zor ama bir iki hatırlatma yapayım. Trump’ın seçim kazanmasının nedeni, sadece Hilary Clinton’un sevimsizliği ve karanlık geçmişi değil, hatta kendini yalnız hisseden beyaz alt sınıfın liberal seçkinlere karşı öfkesi de değil, küreselci sermayeye karşı ‘yerli ekonomi’ tepkisi olarak değerlendirilmişti.
Ancak Biden da sonuçta iç piyasayı destekleyen, korumacı bir ekonomik siyaset izlemek zorunda kaldı. Dış siyasette de Trump dönemi ile Biden dönemi arasında büyük örtüşmeler söz konusu. Suudi veliahdına katil diyen Biden, ayağına gitmek zorunda kaldı, İsrail-Arap yakınlaşması çabaları da Trump’ın açtığı yoldan ilerletilmeye çalışıldı, vs. En büyük fark Rusya konusunda olabilirdi, ki o da ayrı bir uzun hikâye.
Son olarak, Trump’a isnat edilen suçların adamın üslupsuzluğu mu, yoksa hukuki bir suç olup olmadığı konusu da fazlasıyla tartışmalı. Amerika’da, bu davayı yargının bağımsızlığı, demokrasinin zaferinin kanıtı olarak görenlerin kaç tanesi, iddianameler ve onlara zemin teşkil eden hukuki içtihatları okuyup, anladı merak ediyorum. Varsa, beri gelsin.
Türkiye’de çoğunlukçu otoriter sisteme karşı seçim yarışını kaybedenlerin, Amerika’ya bakıp iç geçirmesini anlayabiliyorum. Ama, inanın demokrasi krizlerinin bir ucunda boğulup, diğerini hayal etmek çıkmaz sokaktır. Ayrıca ayıptır, demokrasiye inanlara yakışmaz. Artık böyle bir yol mümkün de değil, ama bu yola 2008 AK Partisini kapatma davası ile çıkılmaya çalışıldığını unutmayalım. Sonuçta, aslında, mesele, Anayasa Mahkemesinin makul kararı ile kapanmadı, demokrasiye bu açık müdahaleye karşı tepkinin izleri hâlâ devam ediyor. Bilmem anlatabildim mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.11.2025
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024