Nuray MERT
Ortadoğu üzerine atış serbest, aklına esen büyük analizlere girişebiliyor, büyük iddialar ortaya atabiliyor. Aslında bu ne bize, ne de bugüne mahsus. Klasik emperyalizm döneminde, oryantalizm çerçevesinde, Batılılar “Doğu”yu istediği kadar geneller, istediği gibi tanımlardı. Ama hiç olmazsa, bunu “Doğu’nun bilgisi” üzerinden meşrulaştırmaya özen gösterirdi. Kuşkusuz, “Doğu’nun bilgisi” fevkalade tartışmalı bir iddia idi, ama yine de bu iddia adına Doğu dilleri öğrenilir, tarihi incelenir, bunlar üzerine bir bilgi iktidarı oluşturulma çabası sergilenirdi. Daha sonra, bu çabaya bile gerek duyulmamaya başlandı. Ne yazık ki, “klasik oryantalizm”e itiraz eden pek çokları dahi, Doğu üzerine bir şey bilmek gereği duymadan fikir yürütmekten imtina etmez oldular. Dahası, Doğu’ya dair iddialar “olumlu” istikamette olduğu sürece, bu yeni tür oryantalizm, oryantalizmin emperyalizmin meşrulaştırıcı olmak şeklindeki tarihsel yükünden kurtulup makbul sayılmaya başlandı.
Teoriler üretmek
Bırakın Batı medyasının genel resmini, kellifelli enetelektüel isimler, Arap Baharı’nı bu çerçevede, yani söz konusu ülkeler hakkında hiçbir şey bilmeden selamlamakta, dahası üzerine teori üretmekte tereddüt etmediler. İşler bekledikleri gibi gitmeyince dahi, tek yaptıkları, yeni teoriler üretmek oldu. Türkiye’ye gelince, “Ortadoğu” denilen coğrafyada yaşanan gelişmeler iki farklı oryantalizmi öne çıkardı. Birisi, muhafazakâr ve dolayısı ile iktidar çevresinde hâkim olan “Osmanlı-Türk Oryantalizmi”, diğeri Batı’da esen havaların buralarda yansıması çerçevelerinde. Birincisi, özetle “Osmanlı bölgeyi terk edince işler karıştı, suni ülkeler kuruldu, şimdi filmi geri sarmak zamanı, tutmayın bizi” fikriyatı. Diğeri, aklına esenin, konu Ortadoğu olunca aklına eseni söyleme cüreti göstermesi. Tam da bu nedenle, bir sol entelektüel, Suriye’de olanlar üzerine “belli ki Sünniler ve Aleviler birlikte yaşamak istemiyor, ilk fırsatta birbirlerinin boğazına sarılıyor” diye pespaye bir oryantalizm sergileyebildi. Belli ki Mısır hakkında başkentinin Kahire olduğu dışında başka bir şey bilmeyen bir başkası “Mısır devriminin özgün dinamikleri” gibi teoriler üretmekte kendini serbest hissetti, vs.
Unutmayalım ki bu noktada “üzerinde konuşmak için bilmeye gerek duymamak” sıradan bir cahil cesareti meselesi değil, daha doğrusu ondan ibaret değil. Tam tersine, en kötüsünden bir “hakir görme biçimi”, “üzerinde konuşmak için bilmeye gerek bile duymama biçiminde bir küçümseme”, yani oryantalizmin yeni ve en berbat biçimlerinden biri. Geçenlerde, bu meşrepten birisi, “Zavallı Ortadoğu..” diye bir hadsizlik risalesi kaleme almış. Gerçi bu ülkede her şeyi herkese yutturma konusunda, kimsenin sıkıntı çekmesine gerek yok, ama insan en azından kendine saygısı itibarıyla daha temkinli olmalı değil mi? Hayır, çünkü konu Ortadoğu, yani atış serbest. “İşin özü”nü bize anlatacakmış, ama birader sen daha işin a, b, c’sini bilmiyorsun. “Bu zat”, sorunlu bir “Ortadoğu” genellemesi ile başlıyor; yetmiyor, bu coğrafyayı, burada yaşayanları “tarihsizleştirme”, “öznesizleştirme” girişimi, oryantalizmin tüm büyük günahları var. Dahası da var; konu külüstür ve dolayısı ile eleştirellik fukarası bir “antiemperyalizm”e bağlanıyor.
Bizde bilinmez ama
Ayrıca, “Türkiye, Mısır ve İran dışında modernleşme denilen hadiseyi derinlemesine ele alan başka ülke araştırmacısı yok” sanıyormuş. Olabilir, bilmemek değil, öğrenmemek ayıp, ama öyle bir hava içinde ki sanki sorun kendisinin bilmemesi değil. Doğrusu, Ortadoğu üzerine yazılıp çizilen ve dahi yapılan çalışmalar bizde pek bilinmez, ama azıcık okuyup yazması olanın, başta Albert Hourani, Edward Said, ama tabii ki Hanna Batatu, Kemal Salibi ve dahi Fuad Ajami gibi sağır sultanın bildiği isimleri es geçmesi anlaşılır şey mi? Arap dünyasının, Marksist, solcu, İslamcı, liberal, milliyetçi, her cenahtan aydınlarının, modernleşme üzerine biriktirdikleri geniş külliyatı bir yana bırakıyorum. Hadi modernleşme üzerine edebiyatı da bir yana bırakalım diyeceğim, ama üzerine konuşulan insanları, toplumları en iyi edebiyat üzerinden anlarsınız. Bu meyanda Körfez modernleşmesi üzerine AbdurrahmanMunif’in ve Suudi Arabistanlı yazar Turki el-Hamad’ın romanlarını (İngilizceye çevrili, hatta Hamad Türkçeye de çevrildi) göz ardı edebilir miyiz?
Keşke mesele sadece bilmemek olsun, o bile değil, en iyi ihtimalle üçüncü sınıf Batı-Osmanlı/ Türk karması bir oryantalist heyheylenme. Kısacası, nereden baksanız zavallı bir durum, ama masum değil, muzır bir zavallılık. “Ağır adam” pozuyla, Ortadoğu üzerine ahkâm kesmenin dayanılmaz hafifliği.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023