Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Diyarbakır’da yarın KCK davasına bakılacak. Bakılacak diyorum, ama bakılabilecek mi, işte bu belli değil. Çünkü bugüne kadar pek bakılamadı bu davaya. Sanıkların Kürtçe konuşma talebi sürekli olarak reddedildi. Bu dava sanki Kürtçe konuşmak isteyip de konuşamayanların yargılandıkları bir dava olarak anlaşıldı ve kilitlendi.
Oysa her şeyden önce bu dava siyasi bir dava... İnatlaşma büyük mağduriyetlerin yaşanmasına yol açıyor ve duruşmalar gerçekleşemiyor bile.. Çoğu sanık mahkûm olsa dahi, alacağı cezayı bitirmiş durumda. Buna rağmen, mahkeme tahliyeler konusunda katı tutumunu sürdürüyor.
KCK Davası, ilk bakışta, devlete veya başka vatandaşlara karşı işlenmiş suçlar kapsamında bir dava gibi görülüyor. Lakin iddianameye baktığınızda durumun farklı olduğu anlaşılıyor.
Hukukçu değilim, ama ben bu davanın Kürt hareketinin sosyolojisini ortaya koymaktan başka bir işe yaramadığını düşünüyorum.
KCK yapılanması diye bir yapılanma var ve bu yapılanma sivil Kürt hareketiyle ucu bucağı olmayan ilişkiler ağı içinde bulunuyor. Siyasi hayatı denetliyor, kontrol ediyor, gündem belirliyor.
KCK, şiddet uyguluyor, yargılamalar, infazlar yapıyor, mevcut hukuk sistemini tanımıyor ve sivillere karşı hak ve yaşam ihlallerinde bulunuyor. Bütün bunlar, birer gerçek.
Ama Diyarbakır’da açılan davada bu suçların hiçbiri yok. Bu dava ağırlıklı olarak Kürt siyasetiyle uğraşan insanların, birbirleriyle olan münasebetleri üstüne oturtulmuş.
Yani ‘zarar görenler’le ‘zarar verdiği’ iddia edilen insanlar aşağı yukarı aynı siyasi görüşleri, farklı platform ve kurumlarda paylaşmış olan insanlar.
Yüzlerce kişi arasında yapılan telefon görüşmelerine ve dinlemelere dayalı iddianameyi okuduğunuzda, özetle, Kürtler demek birbirlerini böyle yönetmişler, Kürt hareketinin yönetim anlayışı, yönetim sosyolojisi buymuş diyorsunuz..
Bu yönetim anlayışının doğrusu savunulacak bir yanı yok, demokrasiyle de bir alakası yok.
Ama mevcut durumun, Kürt hareketinin içinde bulunduğu yaygın siyasallaşmaya işaret eden bir ara dönem, belki de bir geçiş dönemi olduğunu görmek ve anlamak da, çok zor değil.
Lakin, bu siyasallaşmanın hukuki bir karşılığı ve yasal meşruiyeti olmayınca yargı devreye giriyor.
Oysa bu siyasi ilişkiler ağı bir realite. Kürt toplumunun içinde bulunduğu bu realiteyi gözardı ederseniz, değil bir KCK davası, onlarca KCK davası açabilir, ve binlerce insanı tutuklamaya devam edebilirsiniz.
Sadece Diyarbakır’da dört yüz bin civarında oy alan bir siyaset ve bu siyasetin içinde bulunan aktörlerin, üyelerin, taraftarların, seçmenin, koordinasyonunu birbiriyle eylemsel ilişkisini, çeşitli kurumlar aracılığıyla sağlamaya çalışan, dinamiklerini her gün harekete geçiren bir yapılanmadan söz ediyoruz..
O ona telefon ediyor, o onu arıyor, binlerce insan her gün birbiriyle tanışıyor, dost oluyor, ‘heval’ oluyor, Diyarbakır’ın bütün mahallelerinde, çeşitli dernek ve kurumlarda, BDP’nin il ilçe binalarında her gün yüzlerce toplantı, yüzlerce karar alınıyor.
Böyle bir hareketlilik dünyanın neresinde var acaba ve niye bizde var da, dünyada pek yok, insanlar acaba keyif olsun diye mi, hayatlarına biraz heyecan katmak için mi, bu ilişkilerin içindeler diye sorulabilir.
Anlatmaya çalıştığım bu tabloda, kim BDP’li, kim KCK’li, kim DTK’lı nasıl bileceksiniz, sonra bunu bilmek neden bu kadar gerekli ve önemli olsun?
Bu bir halkın gerçeği, beğenin beğenmeyin bu insanlar böyle yaşamak ve böyle de siyaset yapmak istiyorlar.
Siyasi bir hareketin ‘yönetim sosyolojisi’ derken kastettiğim bu.
Yargı, telefon dinlemeleriyle, davalar açıyor, insanları tutukluyor ve bu sosyolojinin önünü ve doğal akışını kesmeye çalışıyor. Kesebiliyor mu o da şüpheli, ya da şöyle soralım:
Bu KCK dediğimiz sistem, ve KCK’lılar, bu dava açıldıktan sonra daha mı zayıfladılar, yoksa daha da güçlendiler mi?
Gidin bu soruyu, Diyarbakırlılara sorun, BDP’lilere de değil, AK Partililere sorun, cevabı onlar versin..
Dünyanın başka yerlerinde böyle bir realitenin önü kesilmez, devletin başı daha fazla sayıda vatandaşla derde girmesin ve bu vatandaşların binlercesi, bir anda karar verip dağlık alanlara çekilmesin diye - hatırlayacaksınız bu da oldu geçmiştetutuklamak yerine, bu vatandaşların önlerindeki hukuki engeller kaldırılır.
Şiddete başvurmamak kaydıyla, kim kimi yönetmek istiyorsa, kim kimin tarafından yönetilmek ve, kim kime ‘heval’ olmak istiyorsa, hadi buyurun denir..
Çözüm dediğimiz şey başka nedir ki?
Bu sosyolojik gerçeği benimseyip içinde yer almaktan başka suçu olmayan insanların yargılandığı bir davadır KCK davası.
Belediye başkanı, parti yöneticisi, sivil toplum önderleri, gençler ve kadınlar yargılanıyor bu davada.
Sonra bu davada, Hatip Dicle, Osman Baydemir, Fırat Anlı gibi Kürt liderler var. Kemal Aktaş gibi PKK’den yirmi yıl hapis yatıp sonra da BDP’de politika yapmayı tercih edenler ve KCK’ davasından içerdeyken milletvekili olanlar var.
İnsan Hakları Derneği üst düzey yöneticisi, yazar, avukat, Muharrem Erbey gibi değerli insanlar var.
Erbey’in tutuklanma öyküsü hele, tam ibretlik. Tutuklandıktan sonra yöneticisi olduğu İnsan Hakları Derneğine bir mektup yazdı. Mektuptan bazı bölümleri paylaşmak istiyorum:
“24 Aralık 2009 Perşembe günü saat 04:50’de evime gelen polisler, avukat arkadaşlarıma telefon açmama dahi izin vermeyip evimi, arabamı, başkanı bulunduğum İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’nin tüm odalarını, avukatlık büromu arayıp 12 bilgisayarın hard diskine, tüm CD, DVD, kitap ve belgelere el koydular. Savcılık tarafından aşağıda belirttiğim hususlarda ‘yasadışı örgüt üyeliği’ suçlamasıyla sorgulandım:
- Çocuk istismarının engellenmesi, kadın hakları konulu eğitim çalışmaları, seminerler, vb. çalışmalarla ilgili projeler yaparak finansal kaynak sağladığım;
- İsveç, Belçika, İngiltere Parlamentoları, BM (Cenevre)’de yaptığım konuşmalar kastedilerek yurtdışında devleti küçük düşüren konuşmalar yaptığım;
- Sivil toplum örgütlerinin de içinde yer aldığı, sivil demokratik Anayasa Çalıştayı’na katıldığım (Demokratik Toplum Kongresi bünyesinde):
- Hukuk danışmanlığını yaptığım ve farklı mahkemelerde hakkında açılan davalarını takip ettiğim Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Osman Baydemir ile bağlantımın ne olduğu ve belediyeye neden sık gittiğim..”
Muharrem Erbey, iki yıla yakın zamandır tutuklu. Özgürlüğüne kavuşsa, insan hakları mücadelesinde yarım kalan mesaisine dönecek ve okurları için, güzel hikâyeler yazmayı sürdürecek. Kayıp Secere Muharrem’in ilk hikâye kitabıydı, devamı gelmedi ama. Muharrem Erbey, bıraksalar, bir edebiyat adamı olarak, Kayıp Secere’sini aramaya devam edecek oysa.
Yargı bağımsız olmalıdır tamam, yargıç karar verirken mevcut yasaların dışına çıkmamalıdır, ona da eyvallah, ama yargıç dediğimiz kişi, etnik bir çatışmanın sarkacında sallanıp duran ülkesinin gerçeklerini hiç mi hesaba katmayacak?
KCK Davalarına biraz da bu gerçeklerin ışığında bakılabilse diyorum..
***
Sevgili okurlar, okumak istersiniz belki, Akşam gazetesinde Burcu Bulut’la yaptığımız bir söyleşim var.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012