Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Hrant Dink cinayetinde yarın (17 ocak) gerçekleşecek duruşmayla muhtemelen karar çıkmış olacak. Ama çıkacak olan kararın kamu vicdanını tatmin etmesi mümkün değil.
Avukatların ve Hrant’ın arkadaşlarının ısrarlı ve haklı isteğine rağmen MİT suskun kalmayı tercih etti. Elindeki bilgileri, veya cinayet öncesi tutulmuş istihbarat raporlarını mahkemeyle paylaşmayı kabul etmedi.
Hrant’ın valiliğe çağrılıp tehdit edilmesinin üstü örtüldü.
Hrant’ı ölüme götüren manşetleri atan gazete ve gazetenin genel yayın yönetmeni hakkında yasal hiçbir işlem yapılmadı.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, cinayet günü o bölgede yapılmış telefon görüşmelerini mahkemeye vermemek için dört yıl direndi.
O kayıtlar mahkemeye yeni ulaştı, ama bir şeye yaramayacak, çünkü 17 ocakta gerçekleşecek olan duruşma muhtemelen karar duruşması olacak.
Cinayetin işlendiği bölgede gerçekleşmiş 6 bin 235 görüşme var. Kayıtlara göre bu görüşmeler 9 bin 300 numaraya ait. Emniyet Müdürlüğü savcılığa bu numaralar ve bu görüşmeler için verdiği bilgide, cinayetle bağlantılı olabilecek herhangi bir görüşmeye rastlanmadığını söyledi. Oysa Hrant’ın avukatları, Hrant’ın katledildiği bölgede, beş farklı numaradan cinayetle ilgili olarak, Mustafa Öztürk ve Salih Hacısalihoğlu adlı sanıklarla görüşüldüğünü tesbit etti.
Dava bitiyor ya da bu haliyle bitmesi isteniyor; ama devlet 4,5 yıldır, tanık olarak dinlenmesi gereken Cemal Yılıdır ve Ergün Çağatay’ı mahkemeye getiremedi..
17 ocak günü verilecek olan karar, bütün bu nedenlerden ötürü, adil ve tatmin edici bir karar olmayacak..
Katillerin ve azmettiricilerin bile devleti suçladığı bir davanın sonucunda verilecek bir karar, kamuoyu vicdanını nasıl tatmin edebilir ki?
Son duruşmada azmettirici olarak yargılanan Yasin Hayal, “Beni bu işlerin içine çeken, gençliğimi, heyecanımı kullanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir” dedi.
Avukat Fethiye Çetin, “Seni kim kullandı” diye sordu Hayal’e..
Hayal şu cevabı verdi: “İsmi geçen herkes. Erhan Tuncel, Ramazan Akyürek’e kadar uzanır.. Gardiyanlar tarafından tehdit ediliyorum. İsimlerini bilmiyorum, yüzleştirme yapılırsa gösteririm.”
Hrant Dink cinayeti kolektif bir suç olarak işlendi. Dink cinayetine az çok benzeyen bütün siyasi cinayet ve suikastların oluş tarzı böyledir. Abdi İpekçi’den Musa Anter’e, bu türden cinayetler hiçbir şekilde kanı kaynayan bir-iki çocuğun işlediği cinayetler değildir.
Kanı kaynayan çocuklara tetiği çektirirler, kanı kaynayan çocuklara tetiği çekmek düşer, hepsi o kadar.
AGOS’un önünde 2007 yılının ocak ayında vurdular Hrant’ı..
Beş yıl oldu. Tetiği çekeni içeri attılar, ama tetiği çektirenlere dokunmadılar.
Hrant’ı öldürtenleri hükümet, Meclis ve yargı tam beş yıldır koruyor.. Taammüden veya görevi ve vazifeyi ihmal etmek yoluyla, bu çok fark etmiyor, ama bu cinayeti işleyenler, Hrant Dink cinayetini, taammüden planlayanlar korunuyor, bu çok açık.
Karar bu özel korumanın gölgesinde verilecek ve adil bir karar olmayacak.
Hrant’ın arkadaşları, bu yıl yapılacak anmaya özel bir önem veriyorlar.
19 ocakta saat 13:00’te Taksim’den Hrant’ın vurulduğu yere, AGOS’un önüne büyük bir kalabalıkla yürümeyi planlıyorlar ve adalet isteyen herkesten destek talep ediyorlar.
Hrant’ın Arkadaşları’nın karar duruşmasından önce açıkladıkları mütalaaları ise şöyle:
“19 Ocak 2007’de Hrant Dink’i öldürdüler.
Tam beş yıl oldu.
Bütün deliller iki-üç kişinin işlediği bir cinayetle yetinmemize izin vermeyecek kadar açık.
İşaret edenler de, tehdit edenler de, öldür diyenler de, pusu kurup erkete bekleyenler de bu işten yakayı sıyırmak üzere..
Görülen o ki, beş yıldır acımızla alay eden, savsaklayan ve adaletin tetikçilere verilecek cezayla sağlanacağına başından hükmetmiş bir mahkeme yaramıza merhem olmayacak.
Korku ve nefret coğrafyasında büyüyen çocukların yaşamını kolaylaştırmayacak.
Başbakan, ‘Hrant Dink cinayetini aydınlatmak namus borcumuzdur’ dedi.
Beş yıldır önümüze konulana bakıyoruz; alacaklıyız.
Vicdanı olan herkes beş yıldır içinde her gün büyüyen bir yumruyla yaşıyor.
Unutulmasına göz yummak arkadaşımızı bir kez daha öldürecek!
Yeni cinayetlerin kapısını aralamayı bekleyen, ‘karanlıkta yaşayanların’ hevesini arttıracak.
Bir hakikat anlatıcımızı anmak, bu ülkede vicdanıyla yaşayan insanların varlığını göstermek, ‘biz biti demeden bu dava bitmez’ demek için biraraya geliyoruz.
Beş değil, 95 yıl da geçse,
Hepimiz Hrant’ız!
Hepimiz Ermeni’yiz!”
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012