Oya BAYDAR
Söz ve adlandırma düşünceyi ve eylemi temelden etkiler. Yanlış adlandırma, (yanlışlık belli bir amaçla, bilerek yapılmıyorsa bile) yanlış tanıya götürür. Yanlış tanı yanlış tedaviyi, yanlış tedavi hastanın kötülemesini ve ölümünü getirir. Hele de sözler, kavramlar çarpıtılıyorsa, şeytanlaştırma aracı ve kalkan olarak kullanılıyorsa durum büsbütün vahim demektir.
17 Aralık’tan sonra iyice popüler olan “paralel devlet” ya da “paralel yapı” lâfından söz ediyorum. Bu bâdirede sen de tutmuş sözcüklerle uğraşıyorsun, diyerek kınamayın beni. Son zamanlarda herkesin, hepimizin kafası karıştı. Sade vatandaşın aklının alamayacağı, kokusuna dayanamayacağı pisliklerin ortasında haklıyı haksızı ayırmak, safımızı seçmek, ahlâklı ve tutarlı çizgide durabilmek zorlaştı. Televizyonlardaki tartışma programlarını izlemek bile yeter: Ergenekon, Balyoz, vb. davalarının avukatlarının Başbakan’ın sözlerini aynen tekrarladıklarını; Hükümet çevrelerinin, aynı avukatların yıllardır dile getirdikleri hukuksuzlukları bu davalardan yıllardır içerde yatanlardan daha şiddetle eleştirdiklerini duydukça afallamamak mümkün mü? “Paralel”den ağzı yanmış olanların AKP’ye yanaşma/uzlaşma hamlelerini izlerken şaşırmamak mümkün mü?
Kendi kazdıkları ve bütün iyi niyetli eleştirilere, uyarılara, yardım çabalarına rağmen içine düştükleri kuyuda debelenen Başbakan ve AKP çevreleri, “paralel devlet darbesi” klişesiyle, 2010’dan sonra adım adım girdikleri yanlış yolda, son zamanlarda amok koşusuna dönüşen tarzda bütün ülkeyi, hepimizi de birlikte sürükleyen bir yıkıma doğru ilerliyorlar. Ne oluyor, nerede yanlış yaptık, nasıl düzeltebiliriz sorularını sorup bu bozgun ve cinnet halini düzeltmeye çalışmak yerine, en kolayını yapıyorlar: Dış ve iç mihraklar, lobiler, paralel devlet, vatan hainleri bizi bitirmek için komplo kurdular, darbe yapmaya çalışıyorlar senaryosuna sığınıyorlar.
Paralel değil sarmaldınız
“Paralel”, hepimizin bildiği gibi aradaki mesafe hep aynı kalarak kesişmeden giden doğru çizgilere verilen addır. İyi de, siz paralel değildiniz ki; sımsıkı bir sarmaldınız. Teşbihte hata olmaz, kimse alınmasın ama birbirine sımsıkı dolanmış iki yılan, ya da sıkı bir örgüydünüz. İktidara, ortak çıkarlar ve ortak amaçlar doğrultusunda birlikte yürüdünüz, birbirinizi tamamladınız, güçlendirdiniz. Aranızdaki farklılıklar, zihniyet yapınız ve son tahlildeki hedef birliğiniz karşısında önemsizdi. Ne var ki, yolun bir noktasında, geleneksel vesayet odaklarının tasfiye edilmesinden ve silahlı Kürt hareketinin en azından bir süre sakinleştirilmesinden sonra, siyasal iktidar artık Cemaat’e ihtiyacı olmadığı, ortağın köstek olmaya başladığı hesabını yaptı, sarmaldan kurtulmaya çalıştı. Benzetmemize dönecek olursak, o zamana kadar birbirine kenetlenmiş iki yaratık, biri ötekini hafifçe sokunca ölümcül ve sonu belirsiz bir kavgaya tutuştu. Özetle ortada paraleller yok, ortaklar arasında devlete yuvalanma, iktidardan pay alma dalaşı var.
Demem o ki, bugüne kadar bütün olup bitenlerden AKP iktidarı ve Cemaat ortak sorumludurlar, sevaplarda da günahlarda da eşit pay sahibidirler. Askerî- oligarşik vesayet yapısına karşı mücadelede aralarından su sızmamıştır. Bu mücadelenin psikolojik harekât evresinde de yargı sürecinde de, kumpassa kumpas, hile ise hile, hukuksuzlukla hukuksuzluk, tümünde eşit payları vardır. AKP kanadının şimdi, “bilmiyorduk, safmışız, söyledik ama yükses sesle değil, kandırıldık” gibi ufala da civcivler yesin türünden sözler gevelemesi pişmanlık falan değil paçayı kurtarma çabasıdır. Daha da önemlisi, kendi çıkarları adına bu sözlere kanmış gibi yapanları kendilerine müttefik kazanma hinliğidir. Kumpas varsa birlikte kurmuşlardı. Hak ihlâlleri, hukuksuzluklar, hîle hurda varsa zeminini kendileri hazırlamış, yapanlara kol kanat germişlerdi. Erdoğan’ın; eski Genel Kurmay Başkanı Başbuğ’un terör örgütü yöneticisi olarak tutuklanmasının içine sinmediği mealindeki iki kez bile tekrarlanmayan sözleri dışında bir tepkisini duymadık. Aksine, Ahmet Şık’ın yayımlanmamış kitabının nasıl suç ve tutuklama nedeni olabileceği sorusuna verdiği: “Bazen bir kitap bombadan daha tehlikeli olabilir” cevabı hatırlardadır. Yine binlerce Kürt siyasetçi, gazeteci, Kürt belediye başkanı ve milletvekili KCK davalarından tutuklanırken gıkları bile çıkmamıştır. MİT müsteşarını ve kendisini kurtarmak için bir gecede özel yasa çıkaracak kadar güçlü olan Başbakan; hükümetinin, partisinin, bakanlarının, yakınlarının bulaştıkları yolsuzlukların soruşturulmasını, kovuşturulmasını engellemek için sadece yargıyı, emniyeti değil demokrasiyi, hukuku, Türkiye’yi dağıtmaktan çekinmeyecek kadar güçlü olan iktidar, parmağını bile kıpırdatmamıştır.
“Paralel” masum mu?
“Zamanlama mânidar, yolsuzluk aşikâr” diye yazmışım son yazıda. AKP iktidarının yolsuzlukları, kayırmacaları, usulsüzlükleri, hukuksuzlukları bilinmekte, sezilmekte, konuşulmaktaydı. Son operasyonlarla biraz daha görünür hale geldi. Buna karşılık anlaşıldığı kadarıyla her kovuğa sızarak yıllardır kadro yerleştiren, dosya biriktiren, yargıda, emniyette kendi ağlarını kuran (şimdilerde “paralel” diye adlandırılan) eski ortak da kendi misyonunu gerçekleştirebilmek için başta yargı ve emniyet olmak üzere devlet kurumlarında iyice yuvalanmış. Kendine göre zamanı geldiğine karar verince de, Erdoğan’a ve hükümetine karşı sarsıcı bir operasyona girişmiş.
Yolsuzluk iddiaları kesinlikle boş değildi, hatta buzdağının görünen yüzünden ibaret olduğu bile söylenebilir. Bunun böyle olduğunu Erdoğan’ın kapıldığı panikten, bu paniğin sonucu olarak hukuk, demokrasi, meşruiyet demeden, yargının bağımsızlığını hiçe sayarak ortalığı darmadağın edecek adımlar atmasından da anlayabiliyoruz. Ne var ki, zamanlamanın mânidar olduğunu söyleyen ve her şeyi mânidar bulan AKP yönetimi de haklı. Mesela o TIRlar, o mühimmat yüklü otobüsler iki yıldır vızır vızır işlerken neden şimdi üst üste yakalanıyor? Meselâ yolsuzluk dosyaları ne zamandır birikmişken neden şimdi peşpeşe tedavüle sürülüyor? Paralel’in saldırıya geçtiğini anlamak için ne kulis bilgisine, ne de gizli belgelere ihtiyaç var. Kimse ahmak değil!
İyi de, yılan sarmalı iken de biliyordunuz yolsuzlukları, uluslararası hukuk ihlallerini, rüşveti, irtikâbı; yılan sarmalı iken de farkındaydınız kumpasların, hukuk ihlallerinin, hileli delillerin, Kürtlere birlikte kurduğunuz, sonra birinizin ellerini yıkadığı kapanın. Neden şimdi kuyruklarınız sıkışınca hidayete erdiniz?
AK Parti değil demokrasi, Cemaat değil hukuk
Kıran kırana süren bu savaşta tarafların hiçbiri masum ve temiz değil. Ülkeyi ve hepimizi yıkıma sürüklemekte olan bu ortamda yılan sarmalının iki eski ortağının birinden yana taraf tutmak zorunda değiliz. Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Taraftar duruş değil, demokrat duruş” diye yazdı geçen haftaki yazısında, haklıydı.
Demokrasi ve meşruiyeti savunmak için bu aşamada AKP’nin yanında yer almak gerektiğini (yandaşlıktan, yalakalıktan değil inanarak) savunan arkadaşlarım var. Doğrudur; demokratik yollardan iktidara gelen seçilmişleri, onları demokrasi dışı yollardan devirmek isteyenlere karşı savunmak ama’sız gerçek demokratların sadece siyasî değil aynı zamanda ahlâkî sorumluluğudur. Ancak bu duruş AKP’nin yolsuzluklarını, attığı yanlış adımları, hukuk devletini ve demokrasiyi bitirmeye yönelik girişimlerini, psikolojik vak’a haline gelmiş tek kişinin ülkeyi kaosa sürükleyen söylemini ve eylemini savunmaya dönüştüğü zaman, artık demokratlıktan söz edilemez. Kişi kendisi bile fark etmeden, hatta istemeden iktidarın yolsuzluklarını, demokrasiye kasteden müdahalelerini, attığı tehlikeli adımları aklamaya, saklamaya, meşrulaştırmaya başlar. Bu durumda, Erdoğan ve çevresinin darbe senaryosuna sarılmak iyi ama aldatıcı bir sığınaktır.
Aynı şekilde devlet kurumlarındaki Cemaat’e bağlı unsurların görev ve yetkilerini aşarak, bununla yetinmeyip hukuksuzluk, hilebazlık yaparak meşru sınırları zorlamaları da hangi gerekçeyle olursa olsun savunulamaz. Delil yok, ispat yok diyerek el yıkamak yetmez. Oyun hepimizin gözleri önünde oynanıyor, herkes her şeyin farkında. Cemaatin hedef alınmasına, Cemaat bahane edilerek atılmakta olan ürkütücü adımlara, binlerce kişinin toplu tasfiyesine karşı çıkarken Cemaat’i değil hakkı, hukuku savunmak zorundayız. Şunu da biliyoruz: hangi köşeden, hangi noktadan, kimin yanından bakarsan, oradan görürsün ve oradan gördüğünü gerçek sanırsın. İçinde yaşadığımız şu kaos ortamında ahlakî ve siyasî tutarlılığımızı koruyabilmenin tek yolu: ne o taraftan ne bu taraftan, hukuk devleti ve demokrasi noktasından bakmak gibi geliyor bana. Hükümet’e yönelebilecek antidemokratik müdahalelere, darbelere karşı dururken, bu iktidarı meşru yollara zorlamak ve meşru yollardan değiştirmek için demokrasi ve hukuk mücadelesi vermek ancak demokrasi kavşağına konuşlanmakla mümkün. Yoksa o paralelden bu paralele savrulmaktan kaçınamayız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024