Şahin ALPAY
7 Haziran öğleden sonra Taksim’e, Gezi Parkı’nı savunanları görmeye gittim. Londra’da Hyde Park’ı andıran bir havadaydı.
Buraya Topçu Kışlası yapılmasa da Gezi Parkı, tıpkı Hyde Park gibi, her görüşü olanın çıkıp fikrini diğerleriyle paylaşabildiği bir ifade özgürlüğü meydanı haline gelse, ne kadar iyi olurdu diye düşündüm. Ertesi akşam bir dostumla buluşmak üzere Suadiye’ye gittim. Birkaç yüz kişilik bir grup, “Hepimiz Türk’üz!.. Hepimiz Mustafa Kemal’in askerleriyiz!..” sloganlarıyla haykırıyor, kornalar, düdükler çalıyor, trafiği engelliyordu. Sırtlarında üzerine kalpaklı Mustafa Kemal yapıştırılmış bayraklarla yürüyenlerin manzarası ürkütücüydü.
Bağdat Caddesi’ne yayılan nümayiş gece ileri saatlere kadar sürdü. Öğrendiğime göre, Doğu Perinçek’in Öcalan ile fotoğraflarının yayını üzerine “İşçi Partisi”nden ayrılan bir fraksiyon, nümayişe öncülük ediyordu. Grubun belirleyici özelliği, ırkçı Türk milliyetçiliği ve müfrit Kürt düşmanlığıydı. Nümayişçilerin amacının, Gezi Parkı protestolarını fırsat bilerek, mümkünse askeri vesayeti diriltmek, barış sürecini baltalamak olduğu görülüyordu. Tüylerim diken diken oldu.
Bunları görünce aklıma İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da ve başka yerlerde işyerlerine saldıran, belediye ve polis araçlarını ateşe veren eylemciler; Gezi Parkı direnişini akıllarınca bir “devrim”in fitilini ateşlemek için fırsat bilen, bilmem hangi şiddet örgütünün maskeli militanları geldi. Suadiye nümayişçileri, kendileri gibi düşünmeyenleri rahatsız ediyor, trafiği tıkayarak hayli tepki topluyorlardı, ama sağa sola saldırmıyorlardı. Militanlar ise şiddet uyguluyorlardı. Bu açıdan aralarında benzerlik yoktu, ama ortak bir noktaları vardı: İkisi de demokrasiye hiç inanmıyorlardı.
Başbakan’ın önce Ankara, sonra İstanbul’da düzenlediği, yüz binlerin seferber edildiği “seçim” mitinglerini televizyondan izledim. Başbakan’ın mesajı açıktı: Biz “milli irade”yiz… Bizim inançlarımızı, görüşlerimizi, hayat tarzımızı paylaşmayanlar bize uymak zorunda… Düşündüm: Demokrasinin en önemli gereklerinden biri muhakkak ki yurttaşların siyasete katılması. Yurttaşların, sadece seçimde değil her zaman, ifade ve gösteri özgürlüğünü kullanarak siyasi kararlara katılmadıkları yerde demokrasiden söz edilemez. Ama her türlü katılım demokratik midir, demokrasiye hizmet eder mi? Hayır, etmez. Katılımın demokrasiyi güçlendiren türleri de var, kundaklayan türleri de. Çoğunluk yönetimine karşı darbe - devrim kışkırtıcılığı da, azınlıkta kalanları çoğunlukla tehdit etme amaçlı kitle gösterileri de demokrasiyi kundaklar.
Gezi Parkı direnişi 19. gününde polisin güç kullanımıyla dağıtıldı. Başbakan “karar verdim, yapılacak” ısrarından vazgeçip yargı sürecinin sonuçlanmasını bekleme, her durumda konuyu İstanbulluların katılacağı bir halkoylamasına götürme sözü verdiğine göre, direniş kazanılmıştı; barışçı bir şekilde sonlandırılması doğru olurdu. Ama olmadı...
Ne var ki, Başbakan’ın Gezi Parkı konusunda geri adım atmış olması şu gerçeği ortadan kaldırmıyor: Kendinizi aldatmayın. Yaşadığımız kriz “iç ve dış düşmanlar”ın değil, hiçbir gereği yokken toplumu geren, bölen, kutuplaştıran, kendisine destek verenleri dahi karşısına alan, “milli irade”yi kendisiyle özdeşleştirerek bütün gücü kendi elinde toplamaya kalkışan Başbakan’ın kendi eseri. “Milli irade” yüzde 50’den ibaret değildir. “Milli irade”yi çoğunluğa indirgemek, çoğunluk tahakkümüne kapıyı açar. Oysa ihtiyacımız, farklı kesimlerin karşılıklı saygı içinde yaşamasını güven altına almak. [email protected]
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020