Şahin ALPAY
Bu gece yarısı geride bırakacağımız 2015 yılı, Türkiye için feci bir yıl oldu.
7 Haziran'da giderek keyfileşen ve otoriterleşen AKP iktidarından kurtulma umudu doğmuştu; umut 1 Kasım'da yerini kâbusa bıraktı. IŞİD'in Suruç ve Ankara katliamlarıyla kaos korkusuna kapılan seçmenler AKP'yi 4 yıl daha tek başına iktidar yaptı. Barış süreci terk edildi. Temmuzdan bu yana güvenlik güçleriyle PKK militanları arasındaki çatışmalarda kaybettiğimiz yurttaşların sayısı 600'ü geçti; gittikçe artıyor. Kürt çoğunluklu bölgenin zihnen ve ruhen Türkiye'den kopma tehlikesi belki hiç bu kadar büyümedi. Komşu ülkelerle gerilen ilişkiler, Rusya ile yaşanan krizle zirve yaptı.
2015, parçası olduğumuz Ortadoğu bölgesi için de felaketlerle doluydu. Komşu Suriye'de can verenlerin sayısı (BM'ye göre) 220 bini geçti. Hunharlığın inanılmaz örneklerini sergileyen IŞİD, Irak ve Suriye'nin büyük bölümünü denetimi altına aldı; tetiklediği İslamcı terör dünyayı kasıp kavurdu. 2015, bir insanlık dramının yaşandığı yıl oldu. Ortadoğu ve Afrika'da savaş ve yoksulluktan kaçan yüz binler, yollarda binlercesiyle can verme pahasına zengin Avrupa ülkelerinin kapısına dayandılar. Batılı demokrasiler göçmen ve Müslüman karşıtı, ayrımcı ve ırkçı partilerin ve grupların yükselişine sahne oldu.
2015'te olumlu bir şey oldu mu, diye sorulduğunda aklıma sadece bu ayın başlarında Paris'te BM'ye üye 196 ülke arasında varılan İklim Değişikliğinin Önlenmesi Anlaşması geliyor. Anlaşma, bu yüzyıl içinde küresel ısınmanın 2 derecenin altına indirilmesini öngörüyor. Bazı bilim adamlarına göre, bunun için 2030-2050 yılları arasında sera gazı salınımlarının sıfırlanması gerekiyor.
Anlaşmanın önemli yanı, küresel ısınmadan esas sorumlu olan (Çin, Hindistan gibi) gelişmekte olan ülkelerin, zenginler salınımları sıfırlamadan önlem almama ısrarından vazgeçmiş olmaları. Paris Antlaşması, sera gazlarından esas sorumlu olan şirketlerin ve onların ağzına bakan siyasilerin küresel ısınmanın yalan olduğuna dair iddialarını bitirdi. Bana göre anlaşma, insanlığın tecrübelerden ders çıkararak, ortak aklı kullanarak, ortak bir soruna çözüm getirebilme yeteneğinin ve diplomasinin bu yönde oynayabileceği rolün yeni bir örneği.
Başta “Dünyamızı kurtarmak için en iyi şansımız” diyen ABD Başkanı Obama olmak üzere kimi liderler anlaşma hakkında çok iyimser; anlaşmayı “bir aldatmaca” ilan eden James Hansen gibi ünlü iklim bilimciler ise hayli karamsar. Anlaşmanın başlıca zaafları şöyle sıralanıyor: Taraflara yükümlülükleri yerine getirme zorunluluğu getirmiyor. Zengin ülkeler sorumluluğun büyük bölümünü gelişmekte olan ülkelere yüklemeyi başardılar. Hedefe ulaşılabilmesi için gerçekte çok daha sıkı önlemlere gereksinim var. Önlemlerin uygulanabilmesi için 100 milyar dolarlık bir “Yeşil İklim Fonu” öngörülüyor ama gerçek ihtiyacın, çoğu az gelişmiş ülkeler tarafından kullanılacak 1 trilyon dolar dolayında olduğu tahmin ediliyor. Anlaşmanın başarısı, çevreci sivil toplum kuruluşlarının bu yönde kararlı bir mücadele vermelerine bağlı görünüyor. (Bkz: A. Lewis – R. Sicora, “Paris iklim anlaşması hakkında bilinenlerin çoğu niçin yanlış,” www.commondreams.org.)
Kendi derdine düşmüş olan Türkiye'de kamuoyu Paris Antlaşması'yla hemen hiç ilgilenmedi. Oysa ülkemiz uluslararası bir sivil toplum kuruluşunun iklim değişikliğiyle mücadelede geri kalan ülkelere verdiği “Günün Fosili” ödülünü (2011'de Durban'dan sonra) Paris'te ikinci kez kazandı. Ödülün gerekçesi, çok sayıda termik santrale yatırım yapmaya devam edilirken, salınımları azaltmak için yeterli bir programa sahip olunmadığı halde bu amaçla uluslar arası kaynaklardan finansman talep edilmesi. (Bkz. Hürriyet, 7 Aralık.) “Fosil” ödülleri, durumumuz hakkında yeterli bir fikir veriyor sanırım.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020