Şeyhmus DİKEN
Doksan küsur yıllık olan ve adına "parlamanter sistem" denen bu güdük ve kadük "demokrasi"nin başta biz Kürtlere ve dahi fakir fukara emekçi halka pek bir şey katmadığı, çoğu kez söylemde kaldığı aşikar.
Birinin işi gereği yolu bir şehre düşmüş! Gün içinde işiyle uğraşmış. Akşam saatlerinde şehri dolaşırken pencerelerinden caddeye yansıyan görüntüler ve müziğin ritminden eğlence veya bir düğün daveti olduğu mekanı görünce, cesur bir kararla girivermiş mekana!
Kapıdakiler buyur etmişler. İki taraf da (gelin ve damat tarafları) diğer tarafın yakını ya da davetlisi varsaymış konuğu!
Düğün eğlencesinin ilerleyen saatlerinde kendinden davetli konuk kaptırmış kendini eğlenceye. Halaya katılmış, alkış çalmış, hayli de keyifle...
Bir ara gözü karşı masada oturan grubun içindeki 12-13 yaşlarında olduğunu tahmin ettiği bir çocuğa takılıvermiş.
Çocukla göz göze gelince çocuğun işaret, el kol hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştığını fark etmiş.
Önce kendisini kast edip etmediğini anlamamış. Sağına soluna bakıp tekrar çocuğa dönüp 'kendisini mi işaret ettiğini' eliyle göğsüne bastırıp işaret ederek sorunca! Çocuk da evetleyip kendisini işaret ederek, tekrar ona yönelik el kol işaretlerini sürdürmüş.
Bir süre sonra düğünün "davetsiz konuğu" yerinden kalkıp biraz da öfke ve kızgınlıkla çocuğun olduğu masaya yönelmiş!
Masadakilere hitaben "efendim kusura bakmayın bir şey soracağım, bu çocuğun babası kim" demiş.
Masadakilerden biri "benim, hayırdır bir şey mi yaptı size" diye sorunca! "Evet, çok terbiyesiz bir çocuk! Lütfen bu çocuğa terbiyeli olmayı öğretin. Ben karşı masada oturuyorum. Sizi, dolayısıyla çocuğunuzu da tanımam, bilmem. Çocuğunuz bir süredir el kol işaretiyle bana terbiye sınırlarını hayli aşan işaretler yapıyor."
Baba dönmüş çocuğuna "oğlum, bak beyefendi ne diyor! Sahiden dediği işaretleri yaptın mı? Öyle ise ne diye yaptın! Bu amcayı nerden tanıyorsun?" diye sormuş!
Çocuk babasına dönerek; "Evet baba, amca doğru diyor. Ona o işaretleri yaptım. Baktım tek başına masada oturuyor. Arada bir de keyifle müziklere, eğlenceye katılıyor. Ben de sırf merak nedeniyle bu kadar keyifle üstelik tek başına eğlenen amcaya işaretle kadın profili çizerek 'gelin tarafı' olup olmadığını sordum. O da eliyle işaret ederek 'yok' dedi. Sonra 'damat tarafı' mısın diye işaretle sordum. Ona da işaretle 'yok' dedi. Ben de amcanın bu iki yok demesi üzerine bir başka işaretle 'ne halt yemeye o halde buradasın ve bu kadar keyifle eğleniyorsun' diye işaret ettim. O da bunu kızmış olmalı" demiş.
Şimdi işin hikaye tarafı bir yana...
Üç ay sonra Nisan ayı içinde ülkede yeni ve adına kimilerince "Türk usülü başkanlık" sistemi denen anayasa değişikliği referandumla halk oyuna sunulacak.
"Kırk satır mı, kırk katır mı hesabı" ez cümle...
Sözü çok uzatmadan şu an içinde bulunduğum ruh halinin içime hiç mi hiç sinmeyen pür melalini paylaşıp kurtulayım!
Doksan küsur yıllık olan ve adına "parlamanter sistem" denen bu güdük ve kadük "demokrasi"nin başta biz Kürtlere ve dahi fakir fukara emekçi halka pek bir şey katmadığı, çoğu kez söylemde kaldığı aşikar.
Adeta; demokrasinin istisna, yasakların kurallar manzumesi olduğu koca bir asrı geride bıraktık. Ol sebepten bu "parlamanter demokrasi" denen "gömlek" sahiden hepimize epeydir dar geliyor.
Batıda muadilleri olan ve dahi ülkeye göre ihtiyaçlar saıkiyle yeniden dizayn edilmiş bir "demokratik başkanlık" sistemi tartışmaya açılsaydı! Halkın ve temsili kurumlarının, STK'ların görüşleri dikkate alınarak oluşturulmuş bir model önümüze sunulsaydı ifade edeyim ki, tereddütsüz başkanlığa "Evet" derdim.
Oysa verili durum böyle zuhur etmedi. Bizzat mevcut hükümetin bir bakanının da itiraf ettiği gibi "bütün yetki ve sorumlulukları" elinde tutan "tek kaptan" sisteminin kabulü için "evet" denmesi isteniyor. İşte buna "evet" demem namümkün...
Diğer tarafa gelince... O tarafın en çok sesi çıkan bölümünden içaçıcı olmayan söylemler yükseliyor. "Vatan, millet, bayrak" deyip ulvi değerlerin ardına saklanıp "evetçiler ülkeyi bölecek" sloganıyla "hayır"ı dayatanlar, sanırsın ki bayrağın, vatanın, milletin, ülkenin yegane sahibi hatta ilelebed kurtarıcıları "bi tek" onlar!
"Hayır"cı tarafın eğer ki tümü mevcut sistem ihtiyacımıza cevap veren bir sistem değil, dayatılan başkanlık sistemi de demokratik değil, bize daha çok demokrasi lazım deselerdi. Bu sebeple "hayır" diyoruz söylemiyle ortaya çıksalardı elbette ki tereddütsüz "Hayır" derdim.
Lakin! "Evetçilerin" de, "Hayırcıların" da ülkenin çok acil ihtiyacı olan "demokrasi talebi" ile ilgili bir istekleri de niyetleri de izleyebildiğim kadarıyla yok.
Dikkat ederseniz hiç ama hiç parti adı vermedim. Ne "evet" ne de "hayır" cephesinden...
Kuralımı bozup birinin adını vererek bunu değiştirip noktamı koyayım bari. HDP'nin, hayır cephesinin bu "demokrasi ihtiyacı" gerekçesi olmayan "hayır" kervanına belki de en çok demokrasiyi dillendirmesi gereken bir siyasal yapı olarak bu kervana katılmış olması kanımca hiçbir karşılığı olmayan bir mantık üzerine kurgulanmış...
Önümüzdeki günler bize ne getirir bilinmez.
Ne "Evet"in "tek"çi muktedirleri, ne de "Hayır"ın "vatan elden gidiyor" söylemi üzerinden "bayrak açan" muktedirleri bu ülkeye "daha çok demokrasi" gelsin diye sahada değiller...
Madem öyle! Ben kelamımı en başından söylemiş olayım; Ben, daha çok Demokrasi diyor ve istiyorum. Demokratik bir model için "evet" ya da "hayır" demiyorsanız ben niye ikinizden birinin yanında olayım...
Olmayayım ve hiç değilse vicdanım rahat eder...
Not: Bu yazı geçtiğimiz hafta www.kulturservisi.com'da yayınlanmış yazımın genişletilerek yeniden düzenlenmiş hâlidir. (ŞD/EA)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017
14.01.2017