Sezin ÖNEY
Eleştiri her zaman yapıcı olmalı mıdır?
Ben bu yazıyı yazarken Cambridge Üniversitesi’nden filozof Raymond Geuss, bu soruya karşılık olarak hayli incelikli, hayli meşakkatli bir felsefi yoldan ulaştığı yanıtı, Bilkent Üniversitesi’ndeki konferansında, kendince veriyor olacak.
Tesadüfen, ben de, kendi hayatımda, bu sorunun yanıtını tam da aynı zamanlarda, bu yazıyı yazarken vermek zorunda olacağım.
Yazılarımda, şimdiye değin, birçok şeye ilişkin memnuniyetsizliğimi ortaya koydum da; hiçbir eleştiri bireysel, alaycı veya yaralayıcı olmadı. Tersine, övmekten sonradan hicap duyduğum insanlarla ilgili haddinden fazla olumlu yazdığım oldu.
Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun, Avrupa Birliği 2012 İlerleme Raporu’nu çöpe attığı görüntülerin etkisiyle, son dönemde, AKP’nin Avrupa politikasına yönelik tüm eleştirimi birden, tek kişiye yansıtarak, “Tarih bizim yanımızda değil” başlıklı yazımda sertçe yazdım.
Kuzu, beni arayınca da, hakkında yazdıklarım aklıma geldi ve sadece kaçmak, devekuşu gibi kuma gömülüp yanıt vermemek istedim.
Ben, Kuzu’ya, AKP’nin genel AB politikasına olan eleştirilerimin, kızgınlıklarımın bütünü nedeniyle, raporu çöpe atma tavrının ardından, iğnelerimi batırmış oldum. Daha onun sesini duyar duymaz da, eleştirimden ötürü, farklı siyasi görüşlerde olduğum bir insanı kırmış olduğuma üzüldüm.
Kuzu diyor ki, “Zavallı Obama derken, başkanlık sisteminin bir ‘tek adamlık’ rejimi demek olmadığını, Obama’nın başkanlık sisteminde bütçeyi bile geçirmek için ne denli sıkıntı çektiğini dile getirmeye çalışıyordum”. Evet, Kuzu’nun kastettiğini yanlış anlamışım; fakat, başkanlık sistemi ve Türkiye ile görüşlerim onunkinden farklı.
AB raporunun sembolik çöpe atılışıyla ilgiliyse Kuzu, bu raporun “gerçekten yanlı” ve “Güney Kıbrıs etkisiyle” yazılmış olduğu görüşünü savunuyor. Raporun adilliği konusunda fikren ayrılıyoruz; ama, Kuzu da, AB ile ilgili kendisinin çok çalıştığını ve emeği olduğunu, siyasi değil adil bir çıkış yaptığını dile getirmek istiyor.
Kuzu, beni aradığında okumakta olduğum Abdullah Cevdet ile ilgili makaleden hareketle, Cevdet’in 20. yüzyıl başında yaptığı ve İslam’ı temelden sorgulayan Avrupalı yazarların eserlerine verilen tepkilerin sertliğini, tarafların arasındaki tartışmanın nasıl tırmandığını düşünüyordum.
Mesela, Cevdet’in çevirdiği bir esere karşılık, 1910’da Midhat Cemal tarafından yazılan bir makalenin başlığı; “Rezil bir Eserin Müellif-i Meçhul ve Mel’ununa”.
Cevdet’in kendisinin, 1918’de, “Yara ve Tuz” adıyla yazdığı makalede, özetle dile getirdiği şu düşünceler; “Ah Türk!.. Bu kafayla Milletler Cemiyeti’ne katılamazsın... Bu yüzyılın adı, 20. yüzyıl. 13. yüzyılda yaşamıyorsun”.
Bugün de, Taraf’ın içinde, dışında, Türkiye’nin her yerinde, farklı siyasi görüşler yüzünden böyle sert tartışmalar yaşanıyor.
Açıkçası, Taraf da, sert muhalifliğiyle ortaya çıkan bir fikir gazetesi oldu. Ben, fildişi kulesinden, “Kâh çıkarım gökyüzüne, seyrederim âlemi. Kâh inerim yeryüzüne...” şeklinde, çok ölçülü eleştiriler yaparak, gözlerden uzak kalmayı seçen bir tarzı benimsedim. Bu aynı zamanda, “kaçak olmayı seçmekti”.
Ama Taraf’ın kendisi bir gazete olarak hiç böyle olmadı, yolunu baştan böyle seçti.
Şimdi de, “muhalif gazetecilik” yapıyor diye Taraf’ı eleştirmek doğru değil.
Gazeteciliğin “doğrusu” nedir ayrı bir tartışma; ancak Taraf’ı, “muhalif” olduğu için eleştiremeyiz. Çünkü Taraf değişmedi. Değişen, yola çıktığından beri, bu gazeteye yazanların görüşleri oldu.
Fakat, şu da önemli; anlaşmak zorunda değiliz, ama nasıl çatıştığımız önemli.
Geuss, aynı zamanda, bir şair. Onun değil, ama onun da bir yazısında alıntıladığı, 17. yüzyılda yaşamış Alman bir din adamı ve şair, mistisizme meraklı Angelus Silesius’un şu dizeleri, hesapsız kitapsız şeylerin güzelliğini anlatıyor. Arjantinli şair, yazar Jorge Luis Borges de, şiirin apansız güzelliğini anlatmak için bu dizelerden alıntı yapmış;
Die Ros’ is ohn’ Warum; sie blühet weil sie blühet.
Sie acht’ nicht ihrer selbst, fragt nicht ob man sie siehet.
“Gül, bir ‘nedeni’ yoktur; açtığı için açar.
Kendisinin farkında bile değildir, görülüp görülmediğinin de...”
Eleştiriler de, dikenlerine rağmen, güller gibi olmalı sanırım. Dile gelmek zorunda olduğundan, “açılıvermeliler”. Göze batmak, göz çıkarmak, ses getirmek, gündeme gelmek için değil... Güller gibi de, güzel bir yanları olmalı; bakanı baktığına pişman etmeden düşündürerek.
Türkiye’de, eleştiri güllerinin daha az dikenli hâle gelmesinden de önemli olan, görüşlerini dile getirmenin yollarının dikensiz hâle gelmesi ki, eleştiriler can yakmak için değil sadece dile gelmek için olabilsin.
İki eleştiri de kendime; biri, benim de, kızgınlıkla yazarak can yakmaya kastetmem, Burhan Kuzu’ya yaptığım gibi.
İkincisi de, geçen yazıda, Condorcet’nin adını, Concordet diye yazıp durmuşum. Bahsettiğim yazılarının bir kısmını, hapsedilmiş ve idamı beklediği hâlde, insanlık için büyük bir umutla yazan, 18. yüzyılın filozof ve matematikçisi Marquis de Condorcet’den ve okuyuculardan özür dilerim.
Bu hatama dikkat çeken Hayrettin Uygur’a çok teşekkürler, ilgisi ve eleştirisinden ötürü!
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.10.2025
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024