Sezin ÖNEY
Siz zamanın önüne geçemezseniz, zaman sizi geride bırakır.
Türkiye için de biraz böyle oluyor.
Zaman değişiyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bu hafta yaşanan “İran Açılımı”, ister istemez bölgeyi dönüştürecek. Tabii, son dönemde kendini, iyiden iyiye Doğu-Batı ayrımcılığı/ zıtlaşmaları ve Doğu/Batı komplekslerine saplayan Türkiye’yi de.
İran’ın, “Doğu kimliği” ile hesaplaşmasına gerek olmayan bir ülke; ancak, bu ülkenin “Batı kimliğini” ortaya çıkarması, daha doğrusu “Batı kimliği ile barışması” sözkonusu olursa?
İran’ın yeni lideri Hasan Ruhani, hem adını muhafazakârlığını ve İran Devrimi’ne bağlılığını vurgulamak için değiştirmiş bir din adamı, Şii bir müctehid. Müctehid olarak, dinî yorum yapma ve bir konuda hüküm verme yetisine ve yetkisine sahip biri. Müctehid, meşhur “ictihâd kapısını” açabilen kilitlerden “cehd” kökünden gelen bu sözcük, çabalamayı, didinmeyi anlatıyor. Zorlukları aşmayı da.
Ruhani, aynı zamanda, bir hukukçu ve yüksek lisans ile doktorasını Britanya’da, İslami hukuk üzerine yapmış. Glasgow Caledonian Üniversitesi’ndeki doktora tezini de, “Şeriat’ın yorum esnekliği ve İran örneği” üzerine yazmış. İngilizce, Arapça ve Farsçası iyi.
Ruhani’nin yaklaşık altı yıl yaşadığı Glasgow, ilginç biçimde, Avrupa’nın göçmenlerin entegrasyonu bakımından örnek yerlerinden gösteriliyor. Caledonian Üniversitesi’nin Rektörü de, Bangledeşli bir Müslüman, ekonomist Muhammed Yunus.
Glasgow’un bulunduğu İskoçya, hükümetin sınırlandırılması, insan doğasına ve insanın gücüne güven, bireysel özgürlükler gibi konuları “İskoç Aydınlanması” ile sahiplenmiş bir yer.
Ruhani’nin konuşmalarında, röportajlarında gelip geçen motiflerden biri, “geçmişe saplanmamak, geleceğe bakmak”; bunu Batı ve Doğu’nun liderlerinin, politikasının ortak özelliği, itici gücü olarak tanımlaması da enteresan.
Ruhani, bir sürecin hem itici gücü hem de sonucu.
İran’ın nükleer gücü ile ilgili uluslararası araştırmalar esnasında oynadığı rol, kendisine “diplomasi şeyhi” lakabını kazandırmış. “Kasımpaşalı Ahmedinejad”dan sonra, yumuşak üslubu, güleç yüzü ile farklı bir portre çiziyor.
Ruhani, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun diplomasi yıldızı olarak, New York semalarından kayıp geçerken, CNN International’da da, sık sık Tahran’dan görüntüler yayınlanıyordu. Çarşaflı, başörtülü kadınlar, üzerinde İngilizce yazılar olan t-shirtlü delikanlılar, yaşlı adamlar... Tahran’daki nüfustan elbette ki, biraz da seçmece bir demet, Batı’ya olan ilgilerine dile getirdi, İngilizce olarak Amerika’ya selam yolladı... Ruhani’nin kendisi de, CNN’in Gezi döneminde Türkiye’de hükümet tarafından topa tutulan İran kökenli gazetecisi Christiane Amanpour ile kısmen İngilizce gerçekleşen bir röportaj yaptı.
İran’ın açılımı, artık başladı; tökezlemeler, duraksamalar ve her türlü engele rağmen, artık durmayacaktır.
Soğuk Savaş politikaları da, asıl bu açılımla beraber tarih olacak. Zira, Amerika ve İsrail de dönüşecek. Rusya da...
İran’ın halkının gücüyle başlayan, dünyaya kapalılıktan sıkılmak, bunalmakla kıvılcımlanan bir açılım bu; rejimin sonu değil, ama Doğu’ya kapanmanın sonu.
Öte yandan, bir dönem resmen Doğu-Batı arasında bölünen bir ülke Almanya’da da politik olarak önemli günler yaşanıyor. Hıristiyan Demokratlar’ın “politik dünyada, herkesi en az iki defa görürsün; bir çıkar, bir de inerken” şiarıyla, kimsenin ayağına siyaseten basmamaya gayret eden bir politikacı olarak bilinen Angela Merkel, güçlendi ama “tek kadın” olmasına izin verilmedi. Seçmen Sosyal Demokratlar’a da büyük güç verdi, üçüncü parti olan solun solu Die Linke’ye de.
Türkiye’yi tarihen etkilemiş iki önemli ülkede, Doğu-Batı aksındaki siyasi gelişmeler, Türkiye’yi de ister istemez değiştirecek ve bir arınma dönemine girmesine neden olacak; siyaset sonunda gerçekten değişmek zorunda kalacak.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.10.2025
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024