Sezin ÖNEY
Dünkü yazımı, Fransa’nın aşırı sağ Ulusal Cephe Partisi lideri Marine Le Pen’in, bir “açık mülteci kampı” haline dönüşen İtalya’nın güneyindeki Lampedusa Adası’nı ziyaretindeki konuşmasından bahsederek noktalamıştım.
Marine Le Pen, Mart 2011’deki bu konuşmasında, göç konusuna istinaden şöyle diyordu; “Avrupa, iktidarsız ve bir çare üretemedi”. Le Pen, hemen ardında da, kendi “çözümünü” öneriyordu; “Avrupa donanmaları, kendi kıyılarını gözetlemek yerine, açık denizlere çıkmalı, hatta bu kaçak gemilerin geldiği yerlerin kıyılarına sokulabileceği kadar sokulmalı ve onları daha orada durdurmalı”.
Le Pen, bu önerisinin gerekçesini açıklarken de, “Avrupa, kendine yönelen bu akını durduramayarak, fakirliğe fakirlik, düzensizliğe düzensizlik ekliyor. Bugün artık İtalya’ya dolan göçmenleri, ülkenin kaldıracak hâli kalmadı”.
Le Pen’in konuşmasına başlarken, göçmenlere hitaben şu sözleri sarfettiğini de hatırlatalım: “Eğer kalbimi dinleseydim, sizi kendi gemime alırdım. Ama gemim çok zayıf ve eğer siz de binerseniz, bu gemi batacak; hepimiz de beraber boğulacağız. Bu, Avrupa’nın artık daha fazla yasadışı kişiyi kaldıramayacağını anlatan bir metafor.”
Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, yüzde 18’i aşan oy oranı ile üçüncü sırada yer alan, bu seçimler kadar, ülkesinin siyasetinin genelinde de belirleyici rol oynayan Le Pen’in konuşmasından hareketle, Avrupa’nın “yeni” aşırı sağını nasıl yorumlayabileceğimize geçmeden önce, bu konuşmanın çağrıştırdığı başka bir konuşmayı anımsayalım...
28 Haziran 1989’da Slobodan Miloşeviç’in Gazimestan konuşmasını yani. Sırbistan Devlet Başkanı görevinde olan Miloşeviç, o gün Kosova Savaşı’nın 600. yıldönümü nedeniyle, yüzyıllar önce çatışmaların yaşandığı Kosovo Polje’deki Gazimestan’da bir konuşma yapmıştı.
Miloşeviç’in bu konuşması, daha sonra Balkanlar’ın kaderini ve çehresini değiştirecek sürecin, sadece savaşın değil tüm o belirleyici dönemin de, kilit konuşması olarak bilinir. Konuşmaya yönelik analizlerde, Miloşeviç’in, “savaş ihtimalinden” bahsettiğinden dem vurulur. Gerçekten de Miloşeviç, “savaşlar, ekonomik, sosyal, siyasi ve genel refah uğruna gerekli olabilir” anlamına gelen sözler de söylemişti.
Ancak, bu konuşmadaki kritik nokta, Miloşeviç’in, Sovyetler’in çözülme süreci, Avrupa genelindeki değişimler gibi nedenlerle belirsiz bir geleceğin uçurumunda durduğu hissini yaşayan (ve Yugoslavya ordusu ve istihbaratı gibi güçleri de elinde tutan) Sırp devleti ve toplumuna, “endişe ve buhranlarınızda, kaygılarınızda yalnız değilsiniz” mesajını vermesiydi. Yani, bir lider olarak, bir siyasi güç odağı olarak, bir “çözüm” sunmasıydı. “Beraber olalım ve Yugoslavya çökmeyecek” mesajını verdi.
Ama bu “çözüm” sonucunda, Yugoslavya daha da beter bir şekilde çöktü.
Miloşeviç’in durumun kalbini ele alan bu konuşmasıyla, Le Pen’in Lampedusa’da, göçmenlerden aşırı derece rahatsız fakat, açık seçik bir ırkçılık ve ayrımcılık sergilememek konusunda da fazlasıyla uyarılmış Avrupa Birliği vatandaşlarının kalplerini ve akıllarını fethedebilecek mesajları arasında büyük benzerlikler var.
Avrupa yeni aşırı sağı, hafifsenecek, “faşistler işte” diye geçiştirilecek bir olgu değil.
Komşu ülke İtalya’nın içişlerini, kendi sorunu haline getiren Le Pen’in bu konuşmasında olduğu gibi aslında, tüm Avrupa’yı, Avrupa’nın ortak sorunlarını konu alan bir yaklaşımları var. Bundan ötürü de, aslında, “sınırlar ötesi” bir dalga boyu tutturuyorlar. Elbette, İsrail konusundaki tutumu nedeniyle Türkiye’ye övgüler yağdıran Macaristan aşırı sağ partisi Jobbik ile, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine ateşli biçimde karşı çıkan Le Pen’in lideri olduğu Ulusal Cephe arasında çok büyük politik farklar bulunuyor.
Fakat, tam da Avrupa Birliği’nin bu denli büyük bir kriz yaşadığı şu dönemde, aşırı sağ partilerin AB’ye yönelik eleştirileri, “biz dememiş miydik” gibi bir his yaratıyor seçmenler üzerinde.
Aşırı sağ partilerin pek çok Avrupa ülkesinde son yıllarda sandıkta kazandıkları başarılar ciddi bir uyarı aslında. Le Pen’in zaferi de, bu serinin şimdilik son halkası.
Avrupa aşırı sağ partileri arasındaki bazı temel politik farklılıklar şimdilik bu yapıların Avrupa Parlamentosu’nda bir grup oluşturmasını, farklı alanlarda beraber hareket etmelerini engelliyor. Bu durum aslında Avrupa’yı demokrasi ve insan haklarının hâkim olduğu bir coğrafya olarak görmek isteyenlere zaman kazandırıyor.
Ancak fazla da zaman kalmıyor. Karmaşık sorunlara verilen çarpıcı ve basit yanıtlar üzerinde yükselen aşırı sağ, emin adımlarla yeni mevziler kazanmaya devam ediyor.
Avrupa’nın, uzak değil, epey yakın geçmişini, mesela Weimer Cumhuriyeti’ni anımsarsak, tüm bu gelişmeler endişe veriyor.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024