Taha Akyol
Yargı dünyasında Cumhuriyet gazetesi mensupları hakkındaki mahkumiyet kararlarını İstinaf mahkemesi onayladı…
Bir yıl üç aydır tutuklu bulunan Osman Kavala ve arkadaşları hakkında nihayet iddianame yazıldı, darbeye teşebbüs suçundan haklarında ağırlaştırılmış müebbed hapis cezası isteniyor…
Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşlerle birlikte 6 kişiye “ağırlaştırılmış mübbed hapis cezası” verilmiş ve yine İstinaf Mahkemesi bunu onaylamıştı. Fakat Yargıtay başsavcısı ayrıntılı bir ‘tebliğname’ yazarak bu kararın yanlış olduğunu, terör örgütüne yardım suçunun düşünülmesi gerektiğini bildirdi. Aradaki ceza farkı muazzamdır.
Bütün bunlar yargı tasarruflarıdır.
Yargının genel manzarasına baktığımızda, dünden bugüne bağımsız ve tarafsız yargı kalitesine ulaşamadığımız açıktır.
İki devirde aynı gazeteci
Hüseyin Cahit, Atatürk’ten önce şapka giyip laikliği savunan bir gazeteciydi. Ama ‘muhalif’ olduğu için hapsedildi, sürgün edildi, gazetesi kapatıldı.
İsmet İnönü “Hüseyin Cahit’e zulmettik” demiştir.
1950’de demokrasiye geçtik fakat Ali Fuat Başgil’in de belirttiği gibi maalesef Menderes hükümeti 1954’ten itibaren adım adım otoriterleşmeye başladı. Hüseyin Cahit yine ‘muhalif’ olduğu için, 1 Aralık 1954’te, 79 yaşında, yazısından dolayı hapse konuldu, 80. yaş gününü hapiste kutladı!
Bu tabloya bakarak “biz iyi yaptık, siz kötü yaptınız” demek mümkün mü?
Doğrusu, Türkiye’nin geleceği için artık bağımsız ve tarafsız yargı ilkesine ve özgürlüğün evrensel tanımına sahip çıkmak değil midir?
Artık adalete tek bakış açımız “siz-biz” değil, evrensel hukuk olmalıdır.
‘Gerekçe’nin önemi
Cumhuriyet gazetesi mensuplarıyla ilgili mahkumiyet kararlarında “Bylock kullananlar kendisine mesaj gönderdi” gibi gerekçeler var; ama cevap bile yazmamışlar ki…
Yayın organı sahipliği (vakıf) sorumlu tutularak suçlu sayılmış, ama AYM’nin aksi yönde kararı var.
Sanıklar PKK, DHKP-C ve FETÖ’ye yardım suçlamasıyla mahkum edilmiş ama hangi sanığın bu örgütlerle suç ilişkisi kurduğu somut delillerle gerekçede anlatılmamış…
İstinaf’ın onay kararında da “delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu…” gibi genel ifadeler kullanılmış.
Halbuki Anayasa Mahkemesi’ne göre, bir tedbir olan tutuklama kararlarında bile gerekçenin “ayrıntılı ve somut delillere dayanması” zorunludur. “Delil durumu, dosya içeriği gibi genel ifadelerle” gerekçe yazılamaz. (B. No: 2015/18567)
İstinaf kararları için de böyle midir? Saygın hukukçu Sami Selçuk şöyle diyor:
“Kesinlikle böyledir. İstinaf kararlarında da her bir sanık için somut delillerin ortaya konularak gerekçe yazılması zorunludur.”
Gezi davası
Osman Kavala ve arkadaşları hakkında müebbed ağır hapis istenmesinin sebebi, Gezi olaylarının “kalkışma” yani darbeye teşebbüs sayılmasıdır.
Kavala ve arkadaşlarının Gezi olaylarıyla ilişkisi ve bu konudaki deliller nedir; açıklanınca öğreneceğiz.
Bu konuda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 29 Aralık 2015 günlü kararında, Gezi olaylarında şiddete başvuranlara bireysel cezalar vermiş, fakat bunun darbeye teşebbüs suçunu oluşturmadığı karara bağlanmıştır. Kararda darbeye teşebbüs suçunun kanuni ve fiili unsurları sayılmakta, Gezi olaylarının bu nitelikte olmadığı belirtilmektedir. (K: 2015/394)
Ama karar üç yıldır Yargıtay’da sırasını bekliyor, Gezi olayları için tutuklama yapılıyor, müebbed hapis talepli davalar açılıyor.
Furkan Vakfı hakkında yapılagelmekte olan uygulamalarda hukuk zorlanmaktadır.
Ben bütün bu uygulamaların en geç AİHM’den döneceğini düşünüyorum.
Adalet Bakanı ne diyor?
Genel tablonun ne boyutlarda olduğunu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün şu sözleri ortaya koyuyor:
“Temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahaleler, bazı haklı eleştirilere neden olabilmektedir. Yine bu tür müdahaleler, yargısal tasarrufların meşruiyetine ve yargıya olan toplumsal desteğe de zarar verebilmektedir.” (29.11.2018)
Evrensel hukuka uymayan tasarrufların, Türkiye lehine olduğunu sanmak büyük hatadır. Türkiye’nin bekası için yüksek kalitede hukuk devleti niteliği gerekir.
Yabancı sermaye getirmek için Türkiye’nin hukuk devleti olduğu söylüyoruz, değil mi?
Not: Merhum Kemal Karpat hocamızı pazar günü yazacağım.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
29.10.2025
28.10.2025