Ümit KARDAŞ
Sorunlarını rasyonel siyaset yoluyla çözemeyen Türkiye’de iktidar demokrasi ve hukukla bağını keserken adli suç işleyenleri dışarıya çıkarıp, siyasal suç işlediklerini iddia ettiği gazetecileri, akademisyenleri , politikacıları, entelektüelleri cezaevlerine doldurdu.
Hukuki zeminin dışına çıkmayı kolaylaştıran terörle mücadele yasaları, muhalifleri ve muhalif varsayılan kişileri, gazetecileri, insan hakları savunucularını, siyasetçileri, avukatları ve diğer birçok kişiyi hedef almak için kullanıldı.
Binlerce kişi, haklarını ihlal eden ceza soruşturmalarına, kovuşturmalara ve cezalandırıcı nitelik taşıyan tutuklu yargılamalara maruz kaldı.
İktidarın kendisini hukukla bağlı görmediği, adil yargılanma hakkının çiğnendiği, sanığın ve mağdurun haklarının gözetilmediği, insan hak ve özgürlüklerinin kullanılamaz hale geldiği, insanlık suçlarının cezasız kaldığı bir yerde şiddet, çatışma, gerilim yani medeniyetsizlik var demektir.
İktidar cephesi, muhalif kesimleri ve eleştirel düşünenleri tevarüs ettiği kadim devlet geleneğiyle, siyasi suç ve delil icat edip, yargıyı ve hukuku araçsallaştırarak tutuklatmakta ve adil yargılanma hakkından mahrum etmekte.
Demokrasisi gelişmemiş polis devletlerinde ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku siyasi rakiplerin ve muhalefet unsurlarının ortadan kaldırılmasında araç olarak kullanılmakta. Cumhur İttifakı iktidarı da aynı yolu izlemekte.
Özellikle ceza muhakemesi hukuku, geçici, meşru amaçla orantılı nitelikte olması gereken yakalama, gözaltına alma, tutuklama, arama, el koyma, iletişimi dinleme ve tespit etme, teknik takip gibi koruma tedbirlerinin uygulanmasında kötüye kullanılmaya en müsait hukuk disiplini.
Birçok masum insan evrensel hukuk ilkeleri çiğnenerek ve ceza muhakemesi kanunu kullanılarak soruşturmanın ve kovuşturmanın sonucu ne olursa olsun uzun süreler mağdur edilebilmekte.Bu nedenle ceza muhakemesi hukukuna masumların hukuku da denilmekte. Çünkü uygulanan koruma tedbirleri, kişilik haklarımızı, özgürlüklerimizi doğrudan ilgilendirmekte ve tehdit edebilmekte.
Suçlanan kişilerin haklarının korunması Birleşmiş Milletler Örgütü kurulduktan sonra gündeme geldi ve bu konudaki ceza muhakemesi ilkelerine ilişkin düzenlemeler 10/12/1948 tarihinde yayımlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer aldı.Bu beyannamenin 5. maddesiyle işkence yasağı, 9. maddesiyle keyfi tutuklama ve hapsetme yasağı, 11. maddesiyle suçsuzluk karinesi, suç ve cezada kanunilik ilkesi geldi.
10. maddeyle de tüm insanlara hakkaniyete uygun ve aleni duruşma hakkı tanındı.Maddede ayrıca uyuşmazlığın esası hakkında açılan davayla ilgi olarak bir mahkeme tarafından karar verilmesini talep hakkı, mahkemenin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkeleri de yer aldı.Maddenin içinde “hakkaniyete uygun yargılanma hakkı”na yer verildi.( fair hearing )
“Fair hearing” (hakkaniyete uygun yargılanma) hakkı, 04/11/1950 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6. maddesinde, 19/12/1966 tarihinde de Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 14. maddesinde yer aldı.Sorgu ya da genel olarak muhakeme olarak açıklanan ”fair hearing” kavramı yerine, bugün hakkaniyete uygun ( adil ) yargılanma hakkını karşılayan “fair trial” kavramı kullanılmakta.Bu kavramın kökü Magna Carta’dan alınan “due process of law” teriminden gelmekte.ABD Anayasasına 5 nolu ek olarak geçen bu kavram İngiltere’de “ natural justice” ve “fair trail” olarak ortaya çıkmış.
Fair trail ( hakkaniyete uygun-adil yargılanma) hakkı suç şüphesi altında bulunan kişinin tabii hakim ilkesine uygun kurulmuş tarafsız ve bağımsız bir mahkemede yeterli savunma imkanları sağlanarak hakkaniyete uygun yargılanmasını içerir.Bu aynı zamanda kişiye haksızlık yapılmaması, kendisine karşı hileli uygulamalara gidilmemesi demektir.
AİHS 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı 1982 Anayasasının 36. maddesinde de yer almakta. Her ne kadar bu hak sözleşmede temel unsurlarıyla yer almışsa da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda verdiği kararlarla hak kapsamını genişletmiş ve yeni yorumlarla hukuksal boyutlarını zenginleştirmiş durumda.
Adil yargılanma hakkının temeli ise teminatlı, bağımsız-tarafsız tabii (doğal)hakim olarak kabul edilmekte.İktidarı kullananlar da hukukla bağlıdırlar, bu nedenle suç işleyen iktidar mensuplarını da millet adına yargılayacak olan hakimlerin gücün baskısı altında kalmadan karar vermeleri gerekir.Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı istisnası olmayan mutlak bir haktır.
Hakim bağımsızlığı ve tarafsızlığı kavramları birbiri içine girmiş olup, yargılamayı yürütürken ve karar verirken bağımsız olması gereken hakim bunun sonucu tarafsız da olmak zorundadır.1982 Anayasasının 9. maddesine göre yargı yetkisi millet adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
Hukuk devletinin en önemli göstergesi hakimlerin verdikleri kararların bağımsızlığının sağlanmasıdır.Kuşkusuz bağımsız bir şekilde verilen kararların uygulanması ve tüm devlet ve iktidar organlarının bu kararlara saygı göstermesi zorunludur.
Hakimler özellikle yürütme organına ve siyasi partilere karşı bağımsız olmalıdırlar. Hakim bağımsızlığı; hakimin bağımsız bir organ tarafından atanması, atandıktan sonra siyasi ve idari etki, telkin ve baskılardan uzak durması, ortamdan bağımsız hareket etmesidir. Yürütme açıktan ya da gizliden hakimlere emir veremez, tavsiye ya da telkinde bulunamaz.Hakimler de hiçbir merci veya makama hesap verme yükümlülüğünde değildir.Mahkeme dıştan bakıldığında da bağımsız bir görüntü vermelidir.
Parti ,iktidar ya da devlete bağlı hakim görüntüsü ve izlenimi hakimlere, hukuka ve hukuk devletine olan güveni yok eder, huzuru, istikrarı, siyasi ve toplumsal barışı bozar. Siyasi iktidarın talepleri doğrultusunda karar verilen yerde hukuk devletinden söz edilemez.
Kişi hak ve özgürlüklerinin teminatı olan bağımsız hakim doğrudan ya da dolaylı olarak bir gücün veya otoritenin baskısı, yönlendirmesi ya da etkisi altına girmişse ceza muhakemesinin nihai hedefi olan adaleti sağlayamaz.Hakimin bağımsızlığı ayrımcılık yasağının ve hukukun korumasından eşit bir şekilde yararlanmanın da garantisidir.
Hakimin bağımsız olmasının sonucu aynı zamanda tarafsız olmasıdır.Kurumsal tarafsızlık olarak da adlandırılan objektif tarafsızlık, hakimlerin yargılama ve karar süreçlerinde gerekli teminatlara sahip olduklarına ilişkin her türlü şüphenin izale edilmiş olması, toplumda ve kişilerde şüphe yönünde bir izlenim ve algının söz konusu olmamasıdır.
Bu anlamda bir tarafsızlığın var olup olmadığı anayasal düzenlemelerle bağlantılı olarak kurumsal alanda ortaya çıkmakta.Burada yürütme erki ile yargı erki arasındaki ayrılık önem taşımakta.Yürütmeyi temsil eden hükümet hakimlerin özlük işlerinde, yetkili kurullar üzerinden onların atamalarında, nakillerinde, görevlerine son verilmesinde ve denetlenmelerinde etkili olabiliyor ve müdahalelerde bulunabiliyorsa hakim bağımsızlığından ve kurumsal tarafsızlıktan söz etme imkanı kalmamakta.
Objektif tarafsızlık konusunda önemli olan husus mahkemelerin yurttaşta adaleti sağlama konusunda güven uyandırma duygusudur.Bunun için de insanlarda hakimleri tarafsız olan mahkemeler oluşturulduğu duygusunun yaratılmış olması önem taşımakta.
Hakimlerin görevlendirilme yöntemlerinden ve kararlarından hareketle yargılanan kişide kaygı ve endişe duymasına neden olacak şekilde bağımsız olmadıkları yönünde edinilmiş bir izlenim dahi tarafsızlığın ihlali anlamına gelmekte. Zira AİHM Divan kararlarında belirtildiği gibi adaletin yerine getirilmesi yetmez, aynı zamanda yerine getirildiğinin görülmesi gerekir.”
Hiç kimse için hukuk güvenliğinin olmadığı, güçler ayrılığının ortadan kalktığı, Anayasanın, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatlarının uygulanmadığı, ifade özgürlüğünün kullanılmasının imkansız hale geldiği bir zeminde duruyoruz.
Demokrasi ve hukuk devletinin yeniden inşasında;, hakimlerin bağımsızlığı-tarafsızlığı ve tabii hakim ilkelerinin gerçekleşmesi hayati önemde.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
17.10.2025
1.10.2025
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025