Ümit KIVANÇ
Yeryüzünde insanca bir hayat için uğraşan iki önemli uluslararası kuruluşun iki kritik raporu aynı sıralarda yayımlandı. Uluslararası Af Örgütü’nün (AI) İdam Cezaları ve İnfazlar raporu ile Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün (RSF) 2020 Basın Özgürlüğü Endeksi. İkisinde de hepimizin kaydetmesi gereken bilgiler, yorumlar yeralıyor. Başta gazeteciler, yazar-çizerler, ifade özgürlüğü yaşamında belirleyici yer tutan meslekî veya siyasî gruplar, içinde (“altında”?) yaşadıkları rejimlerle başı derde girebilecek herkesi yakından ilgilendiriyor bunlar. Raporlar birlikte ele alındıklarında, topluca, insanlık olarak, yakın geleceğimize ışık tuttukları söylenebilir. Mâlûm, ışık genellikle karanlığa tutulur. Ve ışık tutulduğunda, yekpâre, geçirimsiz bir karanlıkla karşı karşıya olunmadığı görülebilir.
Yalnız memleketimiz için değil, demokrasisi bizden çok daha gelişmiş başka birçok ülke için de konuşarak söyleyebiliriz ki, şimdiki gibi gündelik, perakendeci, idare–i maslahatçı, dostlar alışverişte görsün’cü, daha önemlisi, perspektifsiz, hedefsiz, hem siyasî-toplumsal içerikten hem cesaretten hem sağduyudan yoksun, sünepe, süflî sözde muhalif yerleşik partilerin kapasitesi, ilk bakışta görünen karanlık geleceğe sürüklenmeyi önleyebilecek insanlık enerjisini harekete geçirebilme yeteneğine ve gücüne sahip değil. “Yerleşik” derken, kendini bugüne kadarki ve bugünkü ana akım siyasî yapı ve rejimin parçası görenleri kastediyorum. Evet, böyle bir enerjiye, kapasiteye, kabiliyete sahip değiller. Yeni bir değiştirici-dönüştürücü, aynı zamanda kapsayıcı, kimi yerde belki mecburî istisnalar dışında sınıflar-üstü, her hâlükârda uluslar-üstü yaklaşım ve siyaset anlayışı lazım. Ancak böyle bir yaklaşımla, karanlığın içinden, hiç de onun parçası olmayan, dikkatle bakıldığında çıkış yolu gösteren ayrıntılar seçilebilir.
Azalan idamlar ve şampiyonlar
Uluslararası Af Örgütü’nün, “küresel ölçekte ölüm cezalarını değerlendirme” amaçlı raporu 21 Nisan’da yayımlandı. Raporda, ölüm cezası infazlarının dünya çapında azaldığı memnuniyetle kaydedilirken, bu alanın geleneksel şampiyonları her zamanki gibi başrolleri paylaştı. En çok resmî cinayet işleyen devletin hangisi olduğu kestiriliyor, ancak maktûl sayısı, cinayet mahalli ve silahına dair bilgiler zayıf. Çünkü her yıl çok sayıda yurttaşının hayatına resmî kararla son veren devletler aynı zamanda sayıları da gizliyorlar; “devlet sırrı” bahanesinin ardına saklanarak. Uluslararası Af Örgütü, şampiyonun Çin, ikincinin İran olduğundan emin. Örgüt Çin’deki idamların sayısını ancak “binlerce” diye verebiliyor, İran içinse, kesin saptayabildiklerini hesaba katarak, 251 sayısında karar kılıyor. Bu ikisi dışında ilk beşe, Suudi Arabistan (184), Irak (en az 100) ve Mısır (en az 32) giriyor. İlk beşe oynayabileceğine hepimizin kesin gözüyle baktığı Kuzey Kore ve durumu şaibeli Vietnam, “devlet sırrı”nın uluslararası insan hakları örgütlerince ulaşılamayacak kadar sıkı saklanabildiği öbür idamcılar.
Bunlar arasında en ilginci Suudi Arabistan’ın vaziyeti. Bütün dünyada idamların toplam sayısı ardarda dördüncü yılda azalmaya devam ediyor, buna karşılık başkonsolosluğuna idam timi yollayıp kemik testeresiyle ceset doğrattıran “modern” prensin devleti, tarihindeki en yüksek yıllık resmî cinayet sayısına ulaştı. 184, Amnesty’ye göre, “bugüne kadar bir yıl içinde Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen en yüksek infaz sayısı”. 2018’de Suudi devleti 149 insanı “resmen” öldürmüştü.
Irak da genel eğilime ters yönde ilerleyenlerden. Güney Sudan ve Yemen gibi, 2019’da, bir önceki yıla göre daha fazla insanı idam etti. Ancak o ikisinden farklı olarak, Irak, bir yıl içinde işlediği resmî cinayetleri iki katına çıkardı. Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk ve Politikalar Kıdemli Direktörü Clare Algar, Irak’daki gelişmeyi “şoke edici” bulduklarını söyledi.
Buraya kadar sözü geçen devletlerin insanlık âlemindeki yeri hakkında düşünürken önce şuradan geçmeliyiz ki, bu yılın dünya toplamı olan 657 idam, son on yılın en düşük seviyesi. Bu faslı geçmeden, önce Algar’ın “ölüm cezası” için sarf ettiği “alçakça ve insanlık dışı ceza” sözlerini aktarmalı, sonra onun da tekrarladığı gerçeği hatırlatmalıyım: İdam cezasının hapis cezalarına göre “daha caydırıcı” olduğuna ilişkin hiçbir güvenilir kanıt ortaya konamadı şimdiye kadar.
İstenmeyenin “formalitesiz” imhası
Genel manzaranın içerisinde, özellikle dikkat çeken -çekmesi gereken- ayrıntılardan biri şu: Af Örgütü, Suudilerin daha çok uyuşturucuyla bağlantılı suçlar ve cinayeti idam için geçerli sebep saydığını, ancak “artan bir sıklıkla”, idamı, “Şii Müslüman azınlığa mensup muhaliflere karşı siyasî silah olarak kullandığını” tesbit ediyor. Örgütün raporunda, tam bir yıl önce, topluca idam edilen 37 kişi zikrediliyor. Bunlardan 32’si, Amnesty’ye göre, “işkenceyle elde edilen itiraflara dayanan yargılamalar sonucunda ‘terör’ suçlamalarıyla mahkum edilen Şii erkekler”di.
Bu örnekte, Suudilerin bildik hak-adalet tanımazlığı ve gaddarlığının ötesinde, yakın gelecek meselemizi ilgilendiren bir boyut var: İstenmeyen azınlıkların imhası giden yollar… Bu açıdan insanlığın, maşallah, geniş tecrübeleri zaten var. Önümüzdeki yıllarda bu başlık yeniden sık sık karşımıza çıkabilir.
Buna karşılık, işte, dünya çapında idamlar azalıyor. Olgu, çelişik birkaç şeyi birden düşündürüyor.
Hukuk tanımaz, pervâsız otokrat bozuntu ve özentilerinin kudret sahibi olduğu bugünün ortamında, en beklenmedik devletler birden idamı tekrar yasal rejimlerine katsalar, üzüldüğümüz ölçüde şaşırtıcı bulmayız ne yazık ki. Dolayısıyla, “idamlar azalıyor” tesbitini son defa yapıp yapmadığımızı düşünmekte sakınca yok.
Daha beteri, yargılayıp idama mahkûm edip, resmî prosedür içerisinde öldürmek dahi, yeni tarz bazı diktatörlere fuzulî görünebilir. Nitekim görünüyor: Filipinler’in huzura kavuşması için Filipinler halkının hatırı sayılır kısmının imhasını çare gördüğü belli olan yeni zamanlar kabadayısı Rodrigo Duterte, askere polise her fırsatta “çekip vurma” yetkisi tanıyor, o sırada her kiminle savaştığına karar veriyorsa onun devlet güçlerince sorgusuz sualsiz öldürülebileceğini hükme bağlıyor, kurumlaştırıyor. Evet, devletler her zaman kendi yasal çerçevelerini tanımayarak insan öldürüyorlar. Ancak bu işlemler genellikle “resmî” sayılmayan bir düzlemde, yüzde doksan dokuz inkâr edilerek sürdürülürdü. Duterte, açıkça ilan etti, açıkça yapıyor. Brezilya’nın -salgın tedbirlerini reddeden şuursuz- diktatör müsveddesi Jair Bolsonaro, böyle yapacağını söyledi, henüz açıkça eyleme geçmedi. Belki Brezilya’nın büyükşehirlerinde favela çeteleriyle ve “sokak çocukları”yla mücadelesinde polisin kayıt tanımaksızın insan öldürmesi zaten yerleşik uygulama olduğundan o kadar acilen ihtiyaç duymamıştır.
Bundan da beteri, istenmeyen azınlıkların imhasına giden yolun, yasal yetkilerle donatılmış resmî güçler, yasalar ve kurumlara değil, bizzat bu imha işiyle görevlendirilecek, nefret ve öfke dolu kitlelere döşettirilebilecek olması. Böyle bir berbat ihtimalle de birarada yaşıyoruz bir süredir.
Yalnız, yine de, işte, dünya çapında idamların azalmasını sağlayan bir başka akıntı var dipte. İlk bakışta kendini göstermeyen, sonuçlarını görünce varlığını akledebildiğimiz, hissettikçe güçlendiğimiz, güçlendikçe yayabildiğimiz, yaydıkça güçlendirebildiğimiz bir eğilim. Kiralık katilin gözleri yaşararak yaralı kedi yavrusunu sevmesinden ibaret değildir inşallah bu.
İdam konusu geçince ABD’den bahsetmemek olmaz; şunları aktarayım, Amnesty raporundan: ABD’de en çok idam mahkûmunun bulunduğu eyalet, Kaliforniya. Burada vali, infazların ertelenmesini öngören yasa çıkararak, resmî cinayete son verme eğilimini tescil etmiş oldu. New Hampshire’ın da katılmasıyla, ölüm cezasını kaldıran ABD eyaletlerinin sayısı 21’i buldu.
* * *
Bu satırlarımı hatırlayarak okumanızı temenni ettiğim bir sonraki yazımda, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün (RSF) 2020 Basın Özgürlüğü Endeksi’ni konu edeceğim. Endeks’in kendisinden çok, onu sunarken RSF’nin önümüze koyduğu tartışma çerçevesi ve zeminini aktarmaya çalışacağım. Zira Sınır Tanımayan Gazeteciler, önümüzdeki onyılı basın özgürlüğünün, aslında bütün olarak gazetecilik mesleğinin geleceği açısından belirleyici dönem olarak görüyor.
Bu tabiî ki, istenmeyen azınlıkların imhası veya en azından sindirilerek görülmez, “surların dışına” sürülerek bilinmez hale getirilmesi gayretleri dahil, muktedirlerin bir tür elitlik-“seçilmişlik” kavramını eksene oturtarak kurmaya çalışacakları yeni dünyaya giden yolda kaçınılmaz adım. Yeni otokrasi yollarında basın özgürlüğüne ve bildiğimiz anlamda gazetecilik diye bir toplumsal faaliyet alanına yer olmayacak; eğer bugünün muktedirleri o yollarda ilerlemeyi başarırlarsa. Amnesty’nin Çin’deki idam sayısını öğrenemeyişi ile gazeteciliğin istikbali doğrudan doğruya ilintili. Aynı sorunun iki veçhesi sadece. Dikkatinizi çekmek isterim ki, idam cezası ve infazı, ne kadar câniyâne ve berbat işler olsa da, devletlerin “usûl”e uygun yürüttükleri eylemler. “Kimse bilmeksizin idam etme”nin iki milyar nüfusa hükmeden devletçe kurumlaştırılması, oraya mahsus sorun sayılamaz. Bunların hepsi, geleceğe yönelik “fırsat” ve “imkân” olarak görülüyor birileri tarafından.
Artık her konuyu bu sorunsalın zorunlu kıldığı bakış açısıyla ele almak zorunda olduğumuza inanıyorum, nâçizâne.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024