Umut ÖZKIRIMLI
İspanya, Koronavirüs hastalarının sayısı 4200, virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 120’ye yükselince 12 Mart Perşembe günü itibariyle alarm durumuna geçti.
Virüsün bulaştığı isimler arasında Eşitlikten Sorumlu Bakan Irene Montero da var. Montero, Başbakan Yardımcısı ve Podemos lideri Pablo Iglesias’ın partneri olduğu için Iglesias da karantina altında. Bu satırların yazıldığı sırada Bakanlar Kurulu olağanüstü toplantı halinde. Kısa bir sure sonra Başbakan Pedro Sanchez’in bir açıklama yapması ve resmi olarak olağanüstü hal (estado de alarma) ilan etmesi bekleniyor (13 Mart itibariyle ülke olağanüstü hal durumuna geçti).
Şu ana kadar alınan önlemler de yeterince ”olağanüstü”. Anaokulları ve okullar kapatıldı. Üniversitelerde yüz yüze eğitime Nisan ayına kadar ara verildi. Dersler ve toplantılar ”online” platformlara kaydırıldı. Kültürel ve sportif etkinlikler ertelendi. Özellikle yüksek risk grubunda yer alanlara – belirli bir yaşın üzerindekiler ve/veya kronik solunum yolları rahatsızlıkları olanlar – gerekmedikçe sokağa çıkmamaları öğütlendi. Seyahatler kısıtlandı. Hastanelerin tam kapasite ile çalışabilmeleri için çeşitli önlemler alındı.
Son iki gündür alınan önlemler yavaş yavaş sokağa ve gündelik hayata da yansımaya başladı. Henüz İtalya’daki gibi katı bir karantina uygulaması olmasa da caddeler, meydanlar, kafe ve restoranlar boşalmış durumda. Öte yandan bazı ülkelerde örneklerini gördüğümüz türden bir toplumsal histeri ya da panik durumu yok. Marketler açık; dezenfektan jel ve alkol gibi istisnaları saymazsak tüm ürünler rahatlıkla bulunuyor. Krizin simgesi haline gelen tuvalet kâğıdı sıkıntısı (en azından şimdilik) yaşanmıyor.
Haliyle ben de eve kapanmak zorunda kalan milyonlarca insandan biriyim. Görece olarak şanslıyım. Risk grubunda yer almıyorum. Yunanistan-Türkiye sınırında sıkışmış bir mülteci değilim. İhtiyaçlarımı giderebilecek maddi imkanlara sahibim. Bir şekilde virüsü kaparsam özel bir telefon numarasını arayarak test yaptırabilir, gerekli bakımı ”ücretsiz” alabilirim.
Belki de bu görece rahatlığın etkisiyle sosyal medyadan dünyayı ve Türkiye’yi izleme ve bu krizin toplumların – daha genel olarak da insanoğlunun – hem en iyi, hem de en kötü yönlerini ortaya çıkardığını düşünme lüksüm var.
Bir yandan karantina altındaki İtalyan şehirlerinde insanların birbirlerine destek olma ve moralleri yüksek tutma amacıyla balkonlardan söylediği şarkıları dinliyorum; diğer yandan resmi verilere göre nüfusunun yüzde 8,8’i 65 yaş ve üzerinde olan, yani 7 milyon 186 bin 204 kişinin yüksek risk grubunda yer aldığı bir ülkede resmi makamların nasıl gözümüzün içine baka baka yalan söyleyebildiğini anlamaya çalışıyorum.
Aklıma sorular üşüşüyor.
Testlerin düzenli yapıldığı tüm ülkelerde yüzlerce koronavirüs vakası varken birkaç gün öncesine kadar hiçbir ülkeye yönelik seyahat sınırlaması olmayan Türkiye’de nasıl sadece beş kişi virüs taşıyor olabilir? Başka hiçbir konuda devlet medyasını ciddiye almayan ”bağımsız” haber kuruluşları neden bu yalanı yeniden üretir? İktidarın her söz ve eylemine kuşkuyla yaklaşan gazeteciler, kanaat önderleri, bilim insanları neden bu konuda Sağlık Bakanlığına inanır?
Ya da isminin önünde ”Fizyoloji Uzmanı Doç. Dr.” sıfatı taşıyan biri nasıl kanal kanal dolaşıp virüsün ”gen farkından dolayı Asya ırkını daha çok etkilediğini” iddia edebilir? Şu açıklamayı yapmak nasıl bir cehaletin ürünüdür? (İpucu: Eğitilmiş cehalet)
”Koronavirüsün şu ana kadar yayılım bölgesi Wuhan ve çevresi yani Çin. Bu bölgedeki genetik kökeni ortak insanları yakalıyor. Bunlar daha çok sarı ırk ve kısa boylu insanlar. Yapılan çalışmalarda virüsün akciğerde tutunduğu protein Asya ırkında daha fazla. Beyaz ve siyah ırklarda ise 6'da 1 oranında daha az. Onun için buralarda görülse bile çok daha az görülecektir ve hafif geçecektir. Korona virüs Türkiye'ye de gelebilir ama asla Çin'deki gibi salgın yapmaz. 10 vak'a, 20 vak'a olabilir. Bunu bilemeyiz. Onu gelince görürüz.”
Peki cehalet ya da ırkçılık da genetik midir?
Virüsün Kuzey Kore tarafından imal edilen bir biyolojik silah olduğunu iddia eden, ABD’de yayılmasını Başkan Donald Trump’ı yerinden etmeye yönelik bir komplo olarak gören Fox TV yorumcuları ile Türkiyeli ”Fizyoloji Uzmanı Doç. Dr.” arasında genetik bir bağ var mıdır? Ya da krizi fırsat bilip dezenfektan jel, yüz maskesi gibi ürünleri fahiş fiyatlarla satmaya başlayan Amerikalı ve Türkiyeli kapitalistler arasında? Toplu katılım gerektiren dini tören ve toplantıları iptal etmemekte direnen Yunan Ortodoks Kilisesi ile Cuma Namazı için toplatan kalabalığa ”kalabalıktan uzak durun” uyarısı yapan Diyanet İşleri Başkanlığı arasında?
Şu sıralar yeniden gündeme gelen Albert Camus’nün 1947 tarihli ünlü alegorik romanı Veba’yı düşünüyorum ben de. Sadece bir salgın hastalığın pençesine düşen bir kıyı kasabasını anlatmaz bu romanında Camus. Kendi ifadesiyle veba, hem Nazi işgalinin sembolüdür, hem de ”metafizik bir sorunun somut bir göstergesi”. Kilit nokta da bu metafizik sorundur zaten.
”Dünyadaki kötülük hemen her zaman cehaletten kaynaklanır ve aydınlanmadan nasibini almamış iyi niyet, en az kötü niyet kadar zarar verir. İnsanlar kötü olmaktan çok iyidir, ama asıl sorun bu değildir. Asıl sorun, insanların az ya da çok cahil olmalarıdır ve erdem ya da kötülük dediğimiz şey de budur. En korkunç kötülük, her şeyi bildiğini sanan ve bunun kendine öldürme hakkı tanıdığını düşünen cehalettir.”
Camus, romanını bitirirken okuyucuyu uyarmayı da ihmal etmez.
”…Veba mikrobu hiçbir zaman ölmez ya da tamamen yok olmaz; yıllar boyunca mobilyalarda, çamaşır dolaplarında uykuya yatar; yatak odalarında, mahzenlerde, sandıklarda ve kitap raflarında vakit öldürür; belki bir gün yeniden insanların bir afet yaşaması ve bir şeyler öğrenmesi için farelerini canlandırıp mutlu bir kente ölmeye yollayacaktır.”
Koronavirüsün yıllarca saklanamayacağını biliyoruz; ya cehalet ve ırkçılığın?
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.03.2020
25.02.2020
10.02.2020
16.12.2019
5.01.2019
19.10.2019
12.10.2019
6.08.2019
2.07.2019
24.03.2020