Vahap COŞKUN

Gülen’in BBC’ye verdiği röportaj birçok açıdan değerlendirildi. Röportajın en mühim yönlerinden biri de Cemaat’in Kürt meselesinde nerede durduğunu göstermesiydi. Bu röportajda Gülen, AKP’nin iktidar olduğu günden şimdiye kadar bölgede nasıl bir strateji izlediklerini ve neyi amaçladıklarını etraflıca anlattı. Böylelikle kamuoyu, Cemaat’in Kürt meselesindeki genel perspektifini ilk ağızdan duymuş oldu.
Gülen, özü itibariyle, Kürt meselesini halen bir ekonomi ve eğitim sorunu olarak görüyor. Eğer Kürtler eğitilir, onlara iş-aş verilir ve onların ekonomik standartları yükseltilirse meselenin hallolacağını düşünüyor. Sürekli “sahip çıkmaktan” bahsediyor, her alanda Kürtlere sahip çıkılmasını salık veriyor: “Eğitim adına sahip çıkılması lazım, sağlık adına sahip çıkılması lazım, ilahiyat adına, camilerin imamları müezzinleri adına sahip çıkılması lazım, emniyet teşkilatı adına sahip çıkılması lazım.” Bugüne kadar sahip çıkılmadığı içindir ki o insanların gadre uğradığını ve sorunu büyüterek gelecek nesillere intikal ettirdiğini söylüyor.
Kürtleri aydınlatmak
Gülen, bu düşünceden hareketle teklifler geliştirdiklerini, bunları hükümete ilettiklerini, ancak bunların iltifat görmediğini anlatıyor. Hükümet bir adım atmayınca Cemaat mensuplarının birtakım faaliyetlere başladığını belirtiyor. “ … o bölgede okullar açıldı. Okuma salonları açıldı. Bir yönüyle dağa gitmenin yolu eğitimle kesilmeye çalışıldı. Bunlar yapıldı.”
Buna rağmen kendilerine karşı bir karalama kampanyasının başladığı, çözüm karşıtı olarak lanse edildiklerini söylüyor ve bunu katiyetle reddediyor. Ama çözüm perspektifinin farklı olduğunu da ekliyor: “Meseleye yaklaşımı keyfiyeti farklıydı. Biz eğitimle çözelim, vifak ve ittifakı temin etmek suretiyle çözelim. Aynı zamanda fakirliği gidermekle oralarda yatırım yapmakla o meseleyi çözelim ve büyük ölçüde de oldu bu.”
Gülen’in sözlerinde somutlaşan çözüm, Cemaat medyasının yayınladığı dizilerde sıklıkla işlenir. Genellikle kaba-saba konuşan, medeniyetten yeteri kadar nasibi almamış bir Kürt dünyası yaratılır. PKK’liler şeytanlaştırılır. Hiçbir insani özellik taşımayan, sadece ölmeye ve öldürmeye kodlanmış vahşi yaratıklar olarak resmedilir. Mübalağalı bir karikatürizasyon ile Kürt siyasetçiler itibarsızlaştırılır. Ve bir gün bu gayri-medeni dünyaya aydınlanmış ve imanlı bir öğretmen, bir doktor veya bir asker gelir. Hem dünyevi hem de itikadı konularda geri kalmış Kürtlere yol gösterir, onlara istikamet belirler. Kendi karanlık dünyalarından kurtulup selamete varmaları için Kürtlere düşen bu kurtarıcının gösterdiği güzergâhı takip etmeleri olur.
Yani bir tarafta ortada kalan, sahip çıkılması gereken, cahil ve fakir bir halk vardır. Diğer tarafta ise ona sahip çıkan, onu eğiterek cehaletten ve iş vererek yoksulluktan çıkaracak kurtarıcılar (Cemaat) bulunur. Bunun Kürt meselesinde çok geri bir noktayı temsil ettiği açık. Bir nevi beyaz adamın kibrini yansıtan bu anlayış iki açıdan çok sorunlu: İlkin, gerçeklerle bağı bulunmuyor. Ne böyle bir dünya, ne de böyle Kürtler var. İkincisi, Kürtler nezdinde bir karşılığı yok. Aksine kendilerine karşı kullanılan bu üst dil Kürtleri çok rahatsız ediyor.
Cemaat mensupları bu rahatsızlıktan bihaber değiller; birçok platformda bu rahatsızlık kendilerine aktarıldı. Kendi adıma, medyalarında önemli konumları işgal eden Cemaat’ten arkadaşlara bu konudaki şikâyetleri defaten ilettim. Bu dizilerin Kürtlerin genelinde öfkeye sebebiyet verdiğini ve Cemaat’e karşı var olan negatif kanaatleri derinleştirdiğini söyledim. Şöyle garip bir durum oluyordu: Hemen hepsi buna hak veriyorlardı, ama dizilerde en ufak bir değişiklik olmuyordu. Zira anlaşılan, bu bakış Cemaat’in resmi görüşüydü, dokunulmazlığı vardı, velev ki isteseler bile bu diziler üzerinde bir tasarrufta bulunamıyorlardı.
Kara propaganda
Gülen, Cemaat’in iyi niyetle ve canını dişine takarak gayret sarf ettiğini, ama buna karşın iki gücün Cemaat’in çözüm istemediğine dair güçlü bir kara propaganda yaptığını ifade ediyor: İlk güç, PKK. Gülen’e göre, Cemaat’in okuma salonlarıyla dağa gitmenin önünü kesmesi ve fakir insanlara sahip çıkması Öcalan’ı, Kandil’i, Suriye’deki PYD’yi ve İran’daki PJAK rahatsız ediyor. Bunlar “Dağın yolu kesilmesin istiyorlardı ve milletin, Kürt-Türk birliği ve bütünlüğü adına ve ittifakı adına yapılan şeylerden rahatsızlık duyuyorlardı. Türk milletine karşı hep böyle kin ve nefret olsun, katiyen uzlaştırıcı barıştırıcı bir şey olmasın rahatsızlığı vardı.”
İkinci güç ise, hükümet. Gülen, hükümetin Kürt meselesinde meydana gelen olumsuzlukları Cemaat’e fatura ettiğini belirtiyor. Çünkü hükümet seçimlere matuf bir tavır alıyor ve halkla arasının açılmaması için her kötü olayda sorumlu olarak Cemaat’i işaret ediyor. “Ve Türkiye’de ki mevcut idare de zannediyorum gelecekleri adına o bölge insani ile iyi geçinme, şirin geçinme, onların gücünü de arkalarına alma adına o meseleyi de yine cemaat, camia, hareket dedikleri kesime fatura etmek için öyle bir gayret içine girdiler.”
“Onurlu” müzakere
Gülen, hükümetin PKK ile görüşmesine karşı olmadıklarını söylüyor: “Ne Oslo görüşmesi, ne PKK’nın adadaki insanıyla görüşme mevzuu, ne dağdakilerle görüşme mevzuu, onun karşısında olmadık.” Örgütle müzakere edilebileceğini, bunda bir beis görmediklerini belirtiyor.
Ama hemen arkasından gelen sözleri, bu düşüncesini desteklemiyor. Gülen’e göre, müzakereler -her şeyden önce- “devletin itibarı korunarak yapılmalı.” Peki, devletin itibarını zedeleyen ne? Buna verilen mutlak bir cevap yok; ama kayda geçirdiği itiraza bakıldığında Gülen, yürütülmekte olan süreçte devletin itibarının göz önünde tutulmadığını düşünüyor ve bundan bir rahatsızlık duyuyor.
Ardından Gülen kendi cemaatine karşı kullanılan “paralel devlet” iddiasını PKK’ye yöneltiliyor. Görüşmelerin PKK’yi bir nevi “paralel devlet” haline getireceği konusundaki düşüncesini paylaşıyor. Ona göre, devletin dün “çocuk katili” dediği, “terörist” olarak yaftaladığı, hakkında idam kararı verdiği ve AB’nin mutlak kurallarının engellemesi sebebiyle infazını gerçekleştiremediği biriyle görüşmesi halinde tarihin bunu “paralel yapı” olarak kaydedeceğini söylüyor. Bir nevi görüşme yapanları uyarıyor, “yanlış yoldasınız” demeye getiriyor.
Öcalan ve PKK hakkında yaptığı bu değerlendirmeler Gülen’in, hükümetin sorunu PKK ile görüşerek çözme siyasetine sıcak bakmadığını bir kez daha teyit ediyor. Cemaat’in PKK’yle yapılan görüşmelere itirazı var. Hazzetmediği bu duruma karşı yargı ve emniyetteki gücünü kullanarak tavır alıyor. 7 Şubat’ı da bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Gülen’in sözleri okunduğunda, hükümetin yetki alanına yargının neden bu kadar gözü kara bir şekilde müdahale ettiği, iktidarın siyasi tercihinin neden yargı eliyle neden boşa çıkarılmaya çalışıldığı daha iyi anlaşılıyor. 7 Şubat’ın arkasındaki zihniyet ve mekanizma çok daha net teşhis ediliyor.
Gülen Cemaati’nin Kürt perspektifi, önümüzde duran sorunu çözmeye muktedir değil. Cemaat bunu görmeli ve başlangıç olarak iki konuda radikal değişikliğe gitmeli: Evvela, Kürtlere karşı kullandığı hiyerarşik dilini terk etmeli ve devleti önceleyen değil hak-özgürlükleri merkeze koyan bir dile geçiş yapmalı. İkinci olarak da, PKK’nin sürecin“olmazsa olmaz” aktörü olduğu gerçeğine gözlerini kapamamalı. PKK’yi küçümseyerek, tahkir ederek ve devre dışı bırakmaya çalışarak bu mesele çözülemeyeceğini kabullenmeli. Bunda ısrar etmenin, gerçekte çözümsüzlüğü devam ettirtmekten başka bir mana taşımadığını görmeli.
http://serbestiyet.com/cemaatin-kurt-meselesindeki-perspektifi/
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025