Vedat Bilgin

Aydın sorunu veya yerli düşünce
18.10.2018
804

 Türk düşünce hayatının gelişme sorunlarının başında gelen husus aydın sorunudur; aydın sorunu derken üzerinde durulması gereken konu ‘yerlilik’ meselesiyle ilgilidir. İmparatorluğun son döneminde ortaya çıkan, bir anlamda bir kurtuluş yolu arayışının neticesinde şekillenen ideolojik ayrışma, genel hatlarıyla ilki, kendi kimliğimizle ‘modernleşme imkânı var mı’ endişesiyle hareket eden yerli bir çıkış yolu arayışına; diğeri ise bunu ihtimal olarak dahi görmeyen, batılılaşmayı bir çare olarak kabul eden yaklaşıma yol açmıştır. Batılılaşma akımı kendi içinde ‘batıyı topyekûn benimseyelim, her şeyimizi değiştirelim’, diyenlerle ‘neleri değiştirmek gerektiğini’ tartışanlar şeklinde farklılaşmıştır.

“Attila İlhan çağdaş dönem Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biridir; şiirde, romanda, fikir sahasında ortaya koyduğu eserler gün geçtikte değeri daha fazla anlaşılacak eskimeyen nitelikteki ürünlerdir. Attila İlhan’ın bir şairin, bir yazarın hayattayken gördüğü ilgiyi yıllar geçtikçe artarak görecek eserler vermiş olması üzerinde durulması gereken bir konudur.”

YERLİ OLMAK NEDİR?

Bir defa kendisinin de sıkça vurguladığı gibi bir eser ister şiir olsun, ister roman edebi niteliği olmadan neyi anlatırsa anlatsın bir değer ifade edemez; böyle bir nitelik taşıması için de öncelikle kendi geleneği ile kendi kültürel duyarlılığı ile kendine has bir dili olan eser olması lazımdır. Edebiyat türünün teknik imkânlarıyla, kültürel duyarlılık arasında bir sentez yapamayan ne şiir, ne roman ya da başka bir türün kalıcı olması mümkün değildir.

İkinci bir mesele kendi halkıyla eserin kurduğu bağdır; Attila İlhan kendi halkının duyarlılıklarını esas alan bir anlam dünyasıyla, onunla duygusal güven bağları kurmadan bir yazarın ilgi görmeyeceğini muhtelif şekillerde ifade etmiş bir sanatçıdır. Bir sanatçı ‘ben çok edebi veya düşünsel derinliği olan eserler veriyorum, halk beni anlamıyor’ diyemez, böyle diyorsa bu hem halkına yabancılaştığının hem de ortaya değerli bir şey koyamadığının göstergesidir. Bu problemin bir boyutu düpedüz aydın sorunuyla ilgilidir ki bu konu onun en çok tartıştığı meselelerin başında gelmektedir.

GÜN GELİR ATTİLA İLHAN ÖLMEZ!

“Bir şair, bir romancı olarak ortaya koyduklarının yanı sıra sinemaya, televizyon dizilerine yansıyan senaryolarıyla da popüler olmuş, bunlar yayınlandıkları dönemde geniş yankılar uyandırmışlardır. Ölümünün üzerinden on üç yıl geçtikten sonra Attila İlhan’ın anılması, yazdıklarının ilgi görmesi önemlidir fakat onun üzerinde durduğu bir sorunun aşılmasında hala ciddi problemler olduğunu vurgulamak bunun düşünce hayatımızda nasıl büyük bir açmaz oluşturduğunu tartışmak da mühimdir.”

Yerli düşünce olmadan yerli sanatın olamayacağını, bunun evrensel bir değer de taşımayacağını anlamak bakımından Attilla İlhan’ın şiir ve roman dışında düşünce eserlerindeki tartışma temaları oldukça değerlidir. Taşıdığı ‘sosyalist kimliğine’ rağmen ideolojisi üzerinden halkına yabancılaşmadan, kendi kültürel duyarlılığı, entelektüel birikimi ile yerli bir sentez yaratma çabası sanırım bugün aydın sorununu aşma konusunda kıymetli bir örnek olarak durmaktadır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar