Yasin AKTAY
IŞİD'e karşı ABD öncülüğünde harekete geçirilmeye çalışılan yeni koalisyona katılım konusunda Türkiye'nin ortaya koyduğu tavır bazı çevrelerde yeni bir 'eksen kayması' tartışması başlatmış görünüyor.
Wall Street Journal'da yayımlanan bir haber bu yaklaşımı en açık şekilde ifade eden yazı oldu. Türkiye'nin IŞİD'e karşı uluslararası mücadelede artık Amerika'nın tarafı olmadığını yazan gazete Türkiye'nin NATO üyesi olmasına karşın ABD'nin müttefiki veya Batı'nın dostu olarak davranmasını uzun süre önce bıraktığını da savunmuş.
Doğrusu öncelikle Wall Street Journal, Türkiye'ye karşı, veya ABD'nin Türkiye ile ilişkilerine dair büyük ölçüde temennilerini yansıtmış diyebiliriz. Daha önceki bir çok çıkışında Türkiye'nin mevcut politikasına karşı benzer bir mesafeyi hep yansıttı. Dahası gazete, Türkiye'ye karşı eksen tartışmasını hep kendi politikalarını empoze etmek üzere kullanmaya çalıştı ama her seferinde de, bizim bazı basınımız gibi, istikrarlı bir biçimde yanılmaya devam etti.
Bir defa IŞİD dolayısıyla gelişen diplomatik temaslarda ABD ve Türkiye ilişkileri sanıldığının çok ötesinde en iyi bir diyalog içinde gerçekleşiyor. Farklı olan ve birilerinin anlamakta zorlandığı şey, belki duymaktan hiç de hoşlanmayacakları şey, bu diyalogda Türkiye'nin tezlerinin de bu görüşmelerde büyük bir kabul görüyor olması. Daha açıkçası, yürütülecek mücadele veya mücadelenin tabiatı ve sonuçları konusunda Türkiye'nin uyarıları büyük bir ciddiyetle dikkate alınıyor.
Türkiye, okyanusun ötesinden teşhis edilip karar verilmiş bir mücadele programını sorgulamadan ve eleştirmeden, olduğu gibi almıyor. Her şeyden önce teşhisin de tedbirin de yanlışını ve eksiğini görüp gösteriyor ve bu konuda yürütülecek mücadelenin muhtevasına etkide bulunuyor. Bu konuda elini güçlendiren durumlar var. Birincisi, Bush döneminde tek taraflı olarak yapılan tespitlerle yapılan tehdit değerlendirmesinin müttefiklerle hiç tartışılmadan 'ya bizdensiniz ya onlardan' inatçılığı içinde ilan edilmesinin maliyetini ABD hala ödemeye devam ediyor.
Diğer yandan, IŞİD'in de dahil olduğu son zamanlardaki gelişmelerin hepsi, Türkiye'nin çok önceden uyarılarını yaptığı ve tedbirlere davet ettiği gelişmeler.
Geniş spektrumda, Türkiye, Suriye'de Esad, Irak'ta Maliki, Mısır'da Sisi yönetimleri ile İsrail'in Filistin'e karşı keyfi uygulamaları, katliamları, yerleşim uygulamaları Ortadoğu'da istikrarsızlığın da, her çeşit öfke ve şiddet dalgasının da başlıca sebepleri olarak gördü ve göstermeye çalıştı.
Belki İsrail ve Mısır konusunda ABD'li müttefikler, henüz Türkiye'ye kulak verecek durumda değil, ama özellikle Irak ve Suriye'de yaşanmakta olanlar tamamen Türkiye'nin siyasetinin ve tezlerinin haklılığını ortaya koymakta ve bu durum yeni dönemde Türkiye'ye, uygulanacak politikalar konusunda daha büyük bir söz hakkı ve alan açmaktadır.
Nitekim WSJ ve benzeri odaklar için bir kötü haber olacak ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Galler'de Obama ile başbaşa gerçekleşen 85 dakikalık görüşmede hem de ABD'nin Savunma ve Dışişleri bakanlarının Türkiye ziyaretleri esnasında gerçekleşen görüşmeler hiç de ABD'den uzaklaşmış bir Türkiye görüntüsü vermiyor.
Tabii umarız ki, bu görüşmeler esnasında ABD tarafına konuyla ilgili aktarılan tezlerimiz dikkate alınır. Zira ABD'nin Irak işgalinden itibaren en büyük sorunu, Ortadoğu'da olup bitenleri tek taraflı olarak teşhis edip alınması gereken bütün tedbirleri tek taraflı olarak dayatması olmuştu. Bu durum bölgede büyük huzursuzluklara yol açtığı gibi ABD'yi de içinden hala çıkamadığı bir ekonomi ve siyasal istikrarsızlığa sürükledi.
Ortadoğu'ya dair WSJ ve onun da bağlı olduğu çevrelerin çizdiği perspektif ve bu perspektife uygun telkin ettikleri saldırgan politikalar yüzünden Irak'a demokrasi götürmeye kalkıştı ama neticede ne demokrasi götürebildi ne de istikrar.
Buna rağmen IŞİD gibi örgütlerin ortaya çıkmasını İslam dünyasında demokrasinin geliştirilmesine bağlayan analizler yayınlanıyor. Ne yazık ki IŞİD'in şiddet pornografisi batılı dünyada bir yandan da İslam'a dair herşeyi bulandırmaya, sulandırmaya hatta kirletmeye yarıyor.
Garip bir biçimde IŞİD'i İslam dünyasındaki zamansız ve aşırı özgürleşmeye bağlayanlar bile var. Kronolojik olarak ve ABD halkına anlatıldığı gibi Irak'a demokrasi gittikten sonra bu hareketler ortaya çıktığına göre Irak ve İslam dünyası demokrasiye hazır veya layık değil yönündeki neo-oryantalist teze rahatlıkla müşteri bulunabiliyor.
Aynı kronolojinin içine Arap Baharı süreci de yerleştirildiğinde aynı izlenim yeniden üretilebiliyor. Ne de olsa demokrasi yönünde bir gelişme olarak Arap Baharından sonra harekete geçti bütün bu şiddet ve terör dalgaları.
Oysa IŞİD de, benzer şiddet dalgaları da Arap dünyasında dipten gelen demokrasi dalgalarının önü kesildiği, batılılar tarafından da kesilmesine göz yumulduğu için geliyor. Buna rağmen, Mısır'da seçilmiş bir yönetime karşı gerçekleşen askeri darbenin üç bin kişiyi bir günde gözünü kırpmadan meydanda öldürdüğü, bütün muhalif gazeteleri kapatıp, gazetecilerini hapse tıktığı, kırkbin insanı keyfi bir biçimde hapiste tuttuğu bir duruma rağmen orada demokrasi, özgürlük ve adaletten başka bir talebi olmayan Müslüman Kardeşler'in şimdiye kadar hiç bir şiddet eylemine tevessül etmemiş olduğunu da not edelim.
Bu durumu görmezden gelerek, IŞİD gibi yapıları İslam dünyasında demokrasinin gelişmesine bağlamak IŞİD gibi yapıları ödüllendirmekten başka bir anlam taşımaz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ABD kimin için yanıyor? “Nefesleri kesilenlerin intikamından kaçılamaz”
3.06.2020 - Suriye’nin toprak bütünlüğü, istikrarı ve geleceği kimin sorunu?
6.01.2019 - Suriye’de birilerinin sadece çıkarları var, Türkiye’ninse derdi
16.10.2019 - Arap Birliği’ne rağmen Türkiye’ye en büyük destek Araplardan
14.10.2019 - Kürt sorunu değil PKK sorunu, o da bir ABD sorunudur
9.09.2019 - Muhafazakâr mahallede neler değişiyor?
8.07.2019 - Muhafazakâr mahallede neler değişiyor?
8.07.2019 - Devrim hırsızları Sudan ve Libya’da
22.04.2019 - En geniş kapsamlı anket: Seçim sonuçları
1.02.2019 - “Bu gençler cellatlarından daha uzun yaşayacak”
25.02.2019
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































KEMAL VARDAL
SEVDA ÖGRETMEN BENİM TARİH DERSİME NEVZAT HELVACIOGLU DA YURTAŞLIK DERSİNE GİRİYORLARDI EREGLİDE İKİSİ EVLENDİLER (KONYA-EREGLİ) İKİSİNİDE ÇOK SEVERİM. EREGLİ LİSESİ