Yıldıray OĞUR
Kaliningrad, Rusya'nın Rusya ile kara bağlantısı olmayan, Litvanya ile Polonya arasında kalmış Baltık Denizi kıyısındaki şehri.
Dün Kaliningrad’ın Valisi Alikjanov, Twitter hesabından bir harita paylaştı.
Harita Moskova’dan kalkan bir Rus uçağının Kaliningrad’a gelebilmek için kat etmesi gereken yeni rotayı gösteriyordu.
Yeni rotaya göre bir Rus iç hatlar uçağı Moskova’dan Kaliningrad’a gidebilmek için Baltık Denizi’ne kadar çıkıp, oradan uluslararası hava sahasını kullanarak Kaliningrad’a ulaşabiliyordu.
Yolculuğu bir saat uzatan bu rota değişikliğinin sebebi Rus uçaklarına Avrupa’da kapatılan hava sahaları.
Henüz Avrupa Birliği, hava sahasını kapatma kararı vermeden İngiltere ile birlikte Rus uçaklarına hava sahalarını ilk kapatan ülkeler listesi de oldukça dikkat çekiciydi:
Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya...
Böylece Belarus dışında Rusya’ya hava sahasını kapatmamış Avrupa kıtasında komşusu kalmadı.
Finlandiya dışındaki bu ülkelerin bir ortak özellikleri daha var:
Hepsi 1991’den önce ya SSCB içindeki cumhuriyetlerdi ya da Doğu Bloku’nun içindeydiler.
Yani bundan 30 yıl öncesine kadar her kararları öncesi yüzlerini önce Moskova’ya çeviren ülkelerdi.
Bu ülkeler sadece hava sahalarını eski yoldaşlarına kapatmakla kalmadılar.
Üyesi oldukları NATO’yu da üye devletlerden biri, güvenlik riski altında olduğu durumlarda imdat çekici olan 4. maddeye dayanarak toplantıya çağırdılar.
Rusya’nın Ukrayna istilasının başlamasından bu yana bu eski Sovyet cumhuriyetleri ve Doğu Bloku ülkelerinde büyük protesto gösterileri oluyor.
Özellikle de askeri olarak alarm durumuna geçen Baltık ülkelerinde.
Bütün tarihleri Rusya ve Almanya arasında ezilmekle geçmiş Litvanya, Estonya ve Letonya’da halk günlerdir sokaklara çıkıyor ve Rusya’yı protesto ediyor.
Bu üç ülke, üyesi oldukları NATO’dan askeri takviye de istedi.
Yine bir zamanlar Sovyetler içinde bir cumhuriyet olan, Stalin’in memleketi Gürcistan’da da ülke tarihinin en büyük yürüyüşlerinden biri Rusya’yı protesto için yapıldı.
2008’de Rusya’nın işgalciliğinden nasibini almış ülkede Rusya ve Batı ittifakı arasında gidip gelen siyasi kutuplaşmada Batı ittifakından yana olanlar moral üstünlüğü ele geçirmiş durumda.
Eski Doğu Bloku ülkeleri Bulgaristan ve Romanya’da da hükümet yetkilileri Rusya’yı kınayan sert açıklamalar yaptı, Rusya Büyükelçilikleri önünde günlerdir protestolar sürüyor.
Avrupa Birliği’nde Putin’in en yakın dostlarından olan yine eski Doğu Bloku ülkesi, 1968’de başkenti Sovyet tankları altında ezilmiş Çek Cumhuriyeti’nin popülist lideri Milos Zeman bile Rusya’yı sert ifadelerle kınayan sözler söyledi, ülkedeki tarihi Rusya karşıtlığı yükselmiş durumda.
Putin’in bir diğer yakın dostu Orban sessizliğini koruyor ama AB yaptırımlarına yönelik blokajını sürdüremedi.
Putin’den izinsiz adım atmayan Aliyev’in rejimden izinsiz kuş uçurtmadığı Bakü’de bile Rusya’yı protesto için büyük bir gösteri oldu.
Yaptırımlara henüz katılmamış, Rusya’nın Avrupa Konseyi oylamasında çekimser kalan Rusya’nın NATO içindeki yakın müttefiklerinden Türkiye, işgali ilk günden kınadı, Boğazları kapatma noktasına geldi.
Hava sahasını Rusya’ya ilk kapatan komşu ülkelerden biri de Finlandiya.
Daha önemlisi 70 yıldır NATO ile Rusya arasında tampon ülke olan Finlandiya’nın Ukrayna’ya model olarak gösterilen “Finlandizasyon” devri de Putin’in Ukrayna’yı istilasıyla bitiyor olabilir.
Ülkede uzun yıllar boyunca herkesin desteklediği tarafsızlık siyasetini artık Finli solcular bile savunamıyor, Ukrayna’dan sonra NATO üyeliğine destek patlama yapmış durumda.
5.5 milyon nüfusa sahip ülkede sadece 5 gün içerisinde 56.264 kişi ülkenin NATO üyeliği için bir referandum yapılmasına yönelik yasa tasarısına imza attı. 2012’de yapılan anayasa değişikliği uyarınca 50.000’den fazla imza toplanması durumunda halk meclise yasa önerisi sunabilme gücüne sahip. Yani konu Meclis’in önüne geldi. Finlandiya Başbakanı Sanna Martin, NATO üyeliği tartışmasının şeklinin Ukrayna’nın işgalinden sonra değiştiğini açıkladı.
Rusya’dan doğrudan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine gelen tehditler İsveç’in 70 yıllık tarafsızlık pozisyonunu da değiştirecek gibi görünüyor.
Her ne kadar İsveç’teki iktidar NATO üyeliğini düşünmediklerini açıklasa da güvenlik endişeleri ve Rusya karşıtlığı yükselmiş durumda.
Ve Rusya’nın Avrupa’daki en büyük ticari partneri ve dostu olan Almanya.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nı çıkaran ve sonra cezalandırılıp silahsızlandırılan Almanya, yine Putin sayesinde 75 yıllık pasifist siyasetini terk edecek bir adım attı.
Üstelik bu militarist adımı atmak da pasifist siyasetin bayraktarlığını yapmış Sosyal Demokrat Parti’nin başbakanına nasip oldu.
Başbakan Scholz, Bundestag’da bütün partilerin alkışları arasında Almanya ordusunu güçlendirmek için 100 milyar Euro’luk özel bir fon oluşturulduğunu duyurdu ve şöyle dedi:
“Putin, Ukrayna’ya saldırırken sadece bir ülkeyi dünya haritasından silmek istemiyor, Avrupa güvenlik yapısını da yok ediyor. Uçan uçaklara, yelken açan gemilere ve görevleri için en iyi şekilde donatılmış askerlere ihtiyacımız var. Ve Avrupa'daki büyüklüğümüze ve önemimize yakışır olmalı.”
Bu politikaya Dışişleri Bakanlığı’nın verildiği Yeşillerden de destek var. Yeşiller bizdeki solun anlamayacağı ölçüde NATO ve Atlantik ittifakı yanlısı ve Rusya-Çin karşıtı. Alman siyasetinde Rusya ve Putin’e en yakın olan aşırı AfD ve aşırı sol Die Linke bile işgali ve Putin’i eleştiren açıklamalar yaptılar.
Putin, yakın dostu Çin’in bile tam desteğini alamamış durumda.
Daha bir ay önce kurtardığı Kazakistan’ın lideri bile Ukrayna’ya asker göndermeyi reddetti. Hindistan çekimser kaldı.
Bütün siyasetini tarafsızlık üzerine kurmuş İsviçre bile ambargolara katılıyor.
Putin’i destekleyen ülkeler olarak geriye; emir kulu Belarus, yolsuz sol diktatörler tarafından yönetilen Nikaragua ve Venezeüella kalıyor.
Şili’nin yeni solcu devlet başkanı bile hiç NATO ve emperyalizm demeden Ukrayna için net dayanışma mesajları verdi.
Peki ne oldu da, bir zamanlar Ruslarla aynı ülkeyi ve aynı bloğu paylaşmış ya da iyi komşuluk yapmış bütün bu ülkeler bir anda böyle döndüler?
Hepsini NATO tahrik etmiş olabilir mi? Hepsi emperyalistlerin oyununa mı geldi?
Yoksa çok basit bir duyguyla mı hareket ediyorlar:
Korku...
Rusya gibi dev bir ülkeyle komşu olmak yetmezmiş gibi şimdi de bu ülkenin başında ülke sınırlarına sığamayan, eli hemen tanklarına, nükleer silahlarına giden bir Rus milliyetçisi var.
Eski Sovyet cumhuriyetlerinde yeniden hegemonyasını kurmak istiyor. Hepsini gel deyince gelen git deyince giden Belarus’a, ülkedeki protestoları bastırmak için bile asker gönderdiği Kazakistan’a, elinin altında tuttuğu Türkmenistan’a, Azerbaycan’a, Ermenistan’a çevirmek istiyor.
Ukrayna’da siyaset de uzun yıllar böyle bir uydu devlete tav olan Rusya taraftarları ile bağımsızlık isteyenler arasında bir bilek güreşine dönmüştü. Rus taraftarı iktidarlar zorbalık ve yolsuzluklarla popülaritelerini kaybedince 2004’de Turuncu Devrim oldu, bu yüzden 2014’de Maidan ayaklanması çıktı.
2019’da da bu Rusya korkusuna karşı NATO-AB üyeliği ve barışçıl çözüm vaadiyle bu yüzden Ukraynalıların yüzde 73’ü son çare komedyen Zelenski’yi Cumhurbaşkanı seçtiler.
Kimse onları zorlamadı. NATO ve AB de kucağını açıp onları bağrına basmadı. Ukrayna 15 yıldır bekliyor.
Ama bugün yaşananlar yaşanmasın diye bir güvence olarak Ukraynalılar NATO şemsiye altına girmek için ısrar ettiler.
Korkularının ne kadar haklı olduğu da bugün ortaya çıktı.
Bu korku bize çok tanıdık gelmeli.
Çünkü İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çok benzerini Türkiye de hissetmişti.
Savaştan sonra ganimet isteyen Stalin, gözünü Kars-Ardahan ve Boğazlar’a dikince, İnönü’nün yönettiği Türkiye bu emperyal açgözlülüğü ancak ABD ve İngiltere’yle yakınlaşarak, 1949’da da NATO üyeliğine başvurarak dengelemeye çalışmıştı.
https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/amerikan-bayragini-neden-sallamisti-8119
Türkiye bu yüzden ısrarla iki yıl NATO’nun kapısında bekledi. Ama bundan erinmedi, kapıyı üç kere çaldı, Kore’ye asker gönderdi ve nihayet kendisini 1951’de içeriye atarak Kuzey’deki tehlikeye karşı güvenliğini sağladı.
O yüzden bugün Ukrayna’nın, Baltık ülkelerinin, Finlandiya’nın endişelerini en iyi anlaması gereken ülke Türkiye.
Çünkü bu son hikayede de güvenliği risk altında olan, korkan, kışkırtılan Rusya değil.
Tam tersine Rusya gibi tekin olmayan kudretli bir ülkeyle komşu olmaktan duydukları haklı endişeler komşularının NATO’nun kapısını çalmasına neden oluyor.
O komşuları ki pek çoğu bir zamanlar yoldaşıydı.
Demek ki zamanında da sevgi ve güven üzerine değil, korku üzerine kurulmuş bir yoldaşlıktı bu.
Komünist yoldaşlık dışında, Slav, Ortodoks kardeşi de olan Ukrayna’ya bile bunu yapan bize ne yapmaz diye endişelenmekte herhalde haklılar.
Zamanında biz de haklıydık....
Zaten bu hikayede bir tek haksız var:
Emperyal heveslerini dizginleyemeyip komşularına korku salan, bütün müttefiklerini kaybeden, hayat öpücüğü verdiği NATO ittifakını uzun yıllar sonra tekrar anlamlı hale getiren, Atlantik ilişkilerini tamir eden, dış politikada hippi takılan AB’yi savaşan bir ülkeye savaş uçağı yardımı yapacak hale getiren, Almanya’yı silahlandıran, Finlandiya’ya tarafsızlığını bile sorgulatan Putin...
Onun büyük stratejik dehasının bedelini de hava sahaları kapanmış, kredi kartları yakında çalışmayacak ama çoğunluğu uzun yıllardır bu emperyal heveslerle heyecanlanan Ruslar ödeyecek.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025