Yıldıray OĞUR
Avrupa Konseyi’nin Genel Sekreteri, Nobel Barış Ödülü Komitesi Başkanı, Norveç eski Başbakanı ve Dışişleri Bakanı. Ve en önemlisi de bu görevleri sırasında Filistin- İsrail, Sri Lanka- Tamil görüşmelerine katılmış bir isim Thorbjorn Jagland. Yani Oslo müzakereleri deyip geçerken ki Oslo’nun cismanileşmiş hâli , bir nevi Mr. Oslo. O yüzden barış görüşmeleri üzerine şu söylediğine biraz daha fazla kulak kabartmak gerek:
“Sadece Sri Lanka değil İsrail ile Filistinliler arasındaki diyalog sürecine de katıldım. Bu tür süreçlerdeki tehlike, daima iki tarafta da sorunun bitmesine karşı çıkacak olanlar ve sorunun varlığından geçinenler olmasıdır. Bu çevreler o kadar sorunla yaşamaya alışmışlardır ki gelecekleri de sorunun varlığına bağlıdır. Yani, barış sürecini öldürmek isteyenler olacaktır. Türkiye’de şu anda devam eden müzakerelerdeki en büyük tehlike de buradadır.”
Tecrübe yine konuşuyor, aynen öyle oluyor.
Barış sürecinde işler yolunda. İmralı’nın ne dediğini BDP’liler yerine bizzat Başbakan açıkladı. Öcalan, ilk günkü tahminlerimizi doğru çıkaracak şekilde, sınır dışına çekilme, silahlı mücadeleyi bitirme iradesini ortaya koymuş durumda.
Peki, Kandil ne diyor? İlk günden itibaren “Kandil Öcalan’ın bu kararına uyacak mı bakalım” sorularıyla el yükseltip, temkinli iyimserlik gibi garantici bir pozisyona yerleşenler, “Kandil’le görüşülmesi şart” gibi kimsenin aklına gelmeyecek büyük taktikler geliştirenler de dün itibarıyla cevaplarını aldılar.
PKK ve KCK’nın yedi gün süren toplantısından çıkan net kararı KCK Başkanı Karayılan yazılı olarak açıkladı: “Önder Apo bizim temsilcimizdir. Avrupa’da, Erbil’de başka görüşme yapılmasına gerek yoktur.”
Herhalde Kandil’den gelen açıklamanın haberini alan Demirtaş da “O kosterde ben de olsaydım”şarkısından vazgeçip “Gitmesek de olur, dışarıdan da destekleriz”e geçiş yaptı.
İşlerin iyi gitmesi, Birgül Ayman Güler skandalından sonra BDP ve AKP arasında yaşanan yakınlaşma, iki partinin çözüm için tutturduğu pozitif dil, son olarak da Başbakan’ın anayasa için BDP ile birlikte referanduma gidebiliriz çıkışı sonrası tam da Mr. Oslo’nun dediği olmaya başladı.
Savaşan Kürtlerin yanında olanlar, barışan Kürtleri terk etmeye başladılar. Kürtleri sadece kendi siyasi hesapları uğruna “problem çıkaran” olarak destekleyenler, kendi siyasi gelecekleri için “çözüm üreten” Kürtleri “davaya ihanetle” suçlamaya başladılar.
Açıkça diktatör Esed’i destekleyen ulusalcı Yurt gazetesi dünkü “Dikta’ya destek ayıbı” başlıklı başyazısından BDP’ye şöyle seslendi:
“BDP, koparacağı küçük birkaç taviz için Türkiye’nin laik, aydınlanmacı ve ilerici toplum kesimlerinden kopuyor. Gerici bir açık dikta rejimine ‘evet’ diyor.
Kürtleri içinde JİTEM’ci katillerin de olduğu laik ulusalcı Türklerin AKP’ye karşı davasına ihanetle suçlamanın nasıl bir kopukluğa tekabül ettiğini geçtik diyelim, o küçük taviz dediğiniz şeye barış deniyor, bilmem umurunuzda mı?
Acıyan bir yere parmak basılmış anlaşılan. Geçen yaz PKK, Şemdinli için “Kurtuluş Savaşı” verirken, AKP’ye karşı Kemalistlerle Kürtleri ittifaka çağıran köşe yazarından da benzer bir uyarı gelmiş.“Barışın bedeli demokrasi olmasın” başlıklı o yazıdan: “Neticede Kürt hareketi şimdilik alabileceği ne varsa onu almış ve karşılığında Türkiye’nin otoriter bir rejimle yönetilmesine onay vermiş olacak.”
PKK’nın sivil asker her gün onlarca insanı öldürdüğü günlerde bütün olanları Kürtlerin hassasiyeti ile açıklayan, hızını alamayıp BDP otobüsünün üstünden zafer işareti yapan yazar da hayal kırıklığını kaleme almış:
“Kürt siyasetinin, ulusal kazanımları uğruna Türkiye’de yaşayan diğerlerini otoriter bir sisteme mahkûm etmeye rıza göstermesi ihtimalinin etik ve ilkesel boyutu değil. Kürt meselesinin barışçıl çözümünün, (ilkesel olmanın ötesinde gerçekçi açıdan da) bu türden pazarlık ve hesaplar çerçevesinde gerçekleşemeyeceğinin anlaşılmasında fayda var. ...BDP başta olmak üzere Kürt siyasetinin bu gerçeği gayet iyi bildiğinden eminim. Bu gerçeği farketmeyenler varsa da, ben hatırlatmış olayım.”
Demek ki her şeyin başı Kürtlerin hassasiyeti değilmiş. Türklerin, özellikle de AKPfobik Türklerin hassasiyetleri daha mühimmiş. Bu işler müzakere masasında pazarlıkla da çözülmezmiş. Öcalan’a ve hâlâ İmralı’ya gitmeye çalışan Kürtlere duyurulur.
Tüm bunlar ancak ABD elçiliğinde kendini patlatan canlı bombayı Deniz Gezmiş’e benzeten yazarınki gibi “düşmanımın düşmanı dostumdur”un en pespaye örnekleri arasına girer ama artık bu rahatsızlıklardan maraz doğmaz.
Ama İmralı süreci karşısında hayal kırıklığının başkenti Şam. Tehlikeli ve ölümcül bir hayal kırıklığı bu.
Düşünün, 19 yıl Şam’da, Bekaa’da misafir ettiğiniz bir örgüt PKK. Suriye’de isyan patlak verince PYD’nin sürgündeki liderini Kürtleri bu işlerin dışında tutsun diye Suriye’ye çağırıyorsunuz, onla görüşüp bazı haklar veriyorsunuz, televizyon açıyorsunuz, o kadar güveniyorsunuz ki, başınız sıkışınca arkanızı sağlama almak, güçlerinizi dağıtmamak için ülkenin kuzeyini onlara bırakıp çekiliyorsunuz, hatta son konuşmanızda “teröristlerle savaşan” Kürtlere selam gönderiyorsunuz.
Ama ne oluyor, o örgütün lideri Türkiye’de devletle anlaşırken, Suriye’de de Kürtleri muhaliflerle birlikte hareket etmeye çağırıyor, hatta buna karşı çıkanların dışlanmasını istiyor. O örgüt de muhaliflerin safına doğru kayıyor. Hatta muhalefetinin lideri Muaz El Hatip sizi görüşmek için o Kürt bölgelerine davet ediyor.
Baas rejimi için bundan daha büyük hayal kırıklığı olabilir mi? Esed’in en büyük korkusu PYD’nin ve Kürtlerin de muhalif güçlere katılması, ülkenin Kuzey’inin de bir cephe hâline gelmesidir. Bunu durdurmak için Suriye devletinin ve müttefiklerinin bütün zinde güçlerini devreye sokmasına şaşırmamak gerekir. Fransa’daki suikastı, Ankara’da açıkça Suriye için yapıldığı söylenen canlı bombalı saldırıyı ve Cilvegözü’nde muhalifler geçmek üzereyken patlatılan bombayı buna ve birbirine bağlamamak belki komploculuk olabilir.
PYD ile bazı radikal muhalif gruplar arasında zaman zaman yaşanan çatışmaları da sanki Türkiye bu muhalif grupları Kürtlerle çatışsın diye destekliyormuş gibi göstermek için de Mezopotamya Ekspres’i yerine Calais-Paris trenine binmiş olmak gerekir.
İmralı süreci sadece 30 yıllık Kürt sorununu çözmüyor, aynı zamanda Türkiye’de statükocuların, Suriye’de de Baas’ın hayallerini de yıkıyor, hesaplarını da bozuyor.
Sonu böyle bitecek şiddetli aşklar yerine mantık üzerine bir birliktelik kuruyor Türkler ve Kürtler. İmralı’ya kalkan kosterin yolu Ankara’dan ve Şam’dan da geçiyor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025