Yıldız Ramazanoğlu
Yakın zamanda çekilmiş bir video Filistin’de yaşananların temelindeki zihniyeti göstermeye yetiyor. Askerlerin desteğinde korkakça bir Filistinlinin evinin duvarına tırmanmaya, evine girmeye çalışan yerleşimcinin ve aşağıda ona alkış tutan kadın çocuk ve erkeklerin hali ibret verici. Ev sahibi bütün bunlara alışkın bir halkın ferdi olarak, sakin bir sesle, evime tecavüz etmek yerine neden kapıyı çalmıyorsunuz dediğinde cevap kan dondurucu. “Burası bizim ülkemiz, heryer bize ait istediğimizi yapabiliriz.” Batılı devletlerin onayladığı, desteklediği, cesaretlendirdiği hal ahval bu işte. Ev sahibi hala sakin bir sesle soruyor: Bu size yapılsa hoşunuza gider mi?
***
Kudüs’te yaşananlar dünyaya demokrasi dersi verirken ikiyüzlülüğü artık tevil etmeye bile gerek görmeyen uygar dünyanın (!) bütün insanlık değerlerine meydan okumasından ibaret. Filistin, Guantanamo gibi vahşetin sorgulanamadığı, hukuk kanun işlemez bir yer ve arzın bütün kötülüklerine esin kaynağı oluyor bu statüsüyle. İnsandaki hak ve adalet duygusunun burada aldığı yara, bütün patolojileri, aşırılıkları, nefretleri, güvenlik politikalarını, ayrımcılıkları ve adaletsizlikleri besliyor. Sadece Müslüman Filistinlileri değil Hristiyanları da aşağılayan sürgüne yollayan, evlerinden çıkaran Siyonist İsrail’e bu imtiyazı, sonsuz kötülüğü Avrupa ve Amerika bahşetti. Adeta ruhlarına, vicdanlarına kastederek ikinci soykırımı gerçekleştiriyorlar. Filistin meselesiyle ilgili çevrilmekten yıpranmış sararmış solmuş başta Edward Said’in Filistin Sorunu olmak üzere nice kitaplara döndüğümüzde, bütün deliller beyanlar suç ortaklıkları gözler önüne seriliyor bir kez daha.
Topraklarını kaybetmiş bu onurlu halk tarihi duraklarda varlığını koruyarak bu günlere geldi. Bölgenin doğal sakinleri olan Yahudilerle barış ve iyilik içinde yaşadılar, antisemitizm nedir bilmediler. Siyonist rejim tarafından burada her şey Arap saçına dönmüş, Yahudilere yönelik büyük bir tehdit varmış gibi takdim edildi ve Avrupa’da Filistinli neredeyse terörle eş anlamlı kullanılıyor. Başka ülkelere iltica edip varlık mücadelesi veren Filistinliler kimi Müslüman ülkeler tarafından bile sinsice bela ve baş ağrıtan bir problem olarak görülüyor ne yazık ki. Filistin ortadan tamamen kalksa kendi kıt izzetlerini hatta mevcudiyetlerini de bütünüyle kaybedeceklerinin bilincinde değiller.
Şimdi mescid-i Aksa’da yaşananlar, Gazze katliamları, Lübnan’daki mülteci kamplarında yaşayan Filistinlilerin napalm bombalarıyla yakılması, Sabra ve Şatilla felaketleri ve nice görülmeyen bilinmeyen ölümler acılar. Dünyanın bunları görmezden gelmesi neyle açıklanabilir. Avrupa Yahudi halkına duyduğu nefretle soykırımı gerçekleştirdi sonra da Filistin halkıyla karşı karşıya getirerek sanatçılar düşünürler akil insanlar yetiştiren bir halkın insanlıklarına inançlarına kastetti.
İşgal, İngilizlerin kaleme aldığı 1917 Balfour Deklarasyonu ile başladı. Filistin’in Yahudi halkı için yeniden teşkilatlanacağından söz ederken mevcutta burada kimin bulunduğundan söz etmeye gerek görmeyen metin. İma edilen şey elbette halihazırda orada yaşayan yüzbinlerce Arabın bir şekilde imha edilmesiydi. ‘Yahudi ne yapacağını bilir’ hakaretiydi bu imalar aslında. Gazeteci Arthur Koestler’in ifadesi gerçekten çarpıcı. ‘Bir ulus ikinci bir ulusa üçüncü bir ulusun toprağını vaat etti.’ Osmanlı toprağı önce İngilizler tarafından işgal edildi sonra da siyonizme teslim edildi. Britanya burayı Yahudi halkı için ulusal bir yuva ilan ettiğinde Noam Chomsky’ye göre halkın yaklaşık yüzde 10’unu teşkil eden küçük bir Yahudi cemaati vardı. Filistinlilerle insani ilişkiler içinde yaşayıp gidiyorlardı ve çoğu da antisiyonistti. Bugün Yahudi devletine karşı çıkan, bu zulümlere karşı mücadele edenler onların torunları düşünürün dediği gibi. İşgali, öldürmeyi, ırkçılığı reddeden izzetli Yahudi topluluğu.
***
BM’lerin önerdiği gibi İsrail 1967 sınırlarına çekilseydi iki devletli bir çözüm olabilirdi belki ama mevcut çete yapılanmasına devlet demek ne kadar mümkün. Devletin üzerinde yükseldiği üç ayaktan biri olan sabit sınırlar meselesi belirsiz. Sınırları sürekli değişen genişleyen başkalarına tecavüz eden bir yapı. Halka gelince, kadim bir halkı kıyıma uğratanların onların evlerine yurtlarına yerleşenlerin hepsi dışarıdan gelmiş getirilmiş toplama bir ulus. Herkesin cebinde başka ülkenin pasaportu var ve dünyanın siyasal terminolojisinde yerleşimci ve işgalci olarak anılıyorlar. Anayasa ise ırkçılık üzerine kurulu ve çocukların öldürülmesi ve işkence kanunlarla güvence altında.
Müslümanlar olarak ilk kıblemizin orada olması ne kadar kıymetliyse, Hz. İsa’nın doğduğu dolaştığı düşünülen yerler de o kadar mübarek. Yahudi halkı için de kutsal mekanlar var. Hiçbir varoluş sonsuza dek zorla şerle sürdürülemez. Kimliği varlığı paramparça edilmek istenen Filistinlilerin yaşadıklarını, bilincin kabuğunu çatlaşıp derinlerden tekrar yükselişini edebiyatta izlemek mümkün. Romancı Gassan Kanafani, Emil Habibi, şair Mahmut Derviş, Nizar Kabbani ve büyük yazar ve şairler Yahudi olmayı değil icraatları mahkum ederek çok kıymetli bir bilinç yükselmesi yarattılar. Bir Filistin vardı Bir Filistin yine var diyen Derviş bir meş’ale. Filistin var ve Filistin halkı insanlığın onuru.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020