Yusuf Kaplan
Büyük romancımız Tarık Buğra’nın 100. doğum yıldönümünü idrak ediyoruz.
“İdrak ediyoruz”, dediğime bakmayın; idrak edemiyoruz aslında!
Bir Tarık Buğra’nın sanatına; sanat ve fikir hayatına; edebiyatımıza, romanımıza, dilimize yaptığı çığır açıcı katkıya bakıyorum...
Bir çektiği çilelere, sanatsal iktidar tarafından nasıl aforoz edildiğine, yaşarken nasıl mevtâ muamelesi gördüğüne, nasıl ademe mahkûm edildiğine bakıyorum...
Bir de, 100. doğum yılında bile, sanki üzerimize ölü toprağı serpilmişçesine; sanki böyle bir edebiyat, sanat, düşünce ve dil ustası bu ülkede yaşamamış gibi; bizim için, bu ülkenin kültürü, sanatı, geleceği için dalgakıranlar gibi savaşmış; onca itilip-kakılmaya, yok sayılmaya aldırmadan romanda, tiyatroda, hikâyede, denemede çığır açacak bir külliyat ortaya koymak için, bu toplumun yok edilen, kurutulan ruhköklerini yazdığı bütün metinlerde yeniden diriltmek için ter dökmüş, kafa patlatmış, sanat, edebiyat ve kültür hayatımızı istilâ eden yerli sömürgecilerin bütün saldırılarına, yıkımlarına neredeyse tek kişilik ordu gibi direnmiş, aslâ teslim bayrağı çekmemiş, aslâ yılmamış, aslâ yıkılmamış, aslâ yalpalamamış, bir kaç kuşağı beslemiş, gelecek kuşaklara kalacak, ön açacak kalitede eserler vermiş Tarık Buğra’yı, bir sanat, edebiyat öncüsünü, yüzüncü doğum yılında bir kez daha ademe mahkûm ettiğimizi görüyor ve kahroluyorum!
TARIK BUĞRA DİYE BİR USTA YAŞAMADI BU ÜLKEDE, DEĞİL Mİ?!
Düşünsenize... Ülkede onca sözümona muhafazakâr televizyon, tonla muhafazakâr gazete, onlarca muhafazakâr “enver-usta” (!) (üniversite) var!
Hepsi de sanki Tarık Buğra gibi bir öncü bu ülkede yaşamamış gibi hareket ediyor, hepsi de sanki böylesine çilekeş bir öncü bu topraklardan geçmemiş gibi davranıyor!
Bir kurum, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul şubesi, nihayet hatırlıyor Tarık Buğra’yı ve bir anma programı düzenliyor!
Fakat programa kimse gelmiyor: Öğrendiğime göre, salonda 20-25 kişi var sadece!
“Söz”ün bittiği yerdeyiz; hiçbir değerinin, kıymetinin olmadığı, kalmadığı bir yerde!
Tiyatromuza, hikâyemize, dilimize yaptığı katkıları geçtim, sadece iki romanı, Osmancık ve Küçük Ağa bile, Tarık Buğra’nın büyük, öncü bir sanatçı olması için yeterdi.
Bu iki roman, sadece roman olarak kalmamıştı o yüzden.
Meselâ, rahmetli Yücel Çakmaklı Ağabey tarafından başarılı, öncü televizyon dizileri olarak uyarlandığında, Türkiye’de olay olmuştu.
Dünya tarihini değiştiren büyük bir medeniyet atılımının öncülüğünü yapmamıza rağmen -ve elbette bunun için- tarih bilinci linç edilmiş bir toplum, geniş kitleler, hem uzak hem de yakın tarihimizle ilgili ilk kez kendisiyle, kendi tarihî bilinciyle, kendi dünya-tarihsel birikimiyle yüzleşme imkânına kavuşunca, ülke genelinde, toplumun bütün kesimlerinde bir heyecan dalgasının oluşmasına yol açmıştı bu Tarık Buğra uyarlamaları.
Ama gelin görün ki, bu usta romancımızın hayatımızda, edebiyatımızda, dünyamızda esamisi bile okunmuyor bugün!
Oysa yüzüncü kez doğduğu bir zaman diliminde, Tarık Buğra’ya, toplum olarak, ülke olarak, devlet olarak hak ettiği değeri vermemiz boynumuzun borcu değil mi?
Her yerde, televizyonlarda, gazetelerde, okullarda, evlerde yüzüncü doğum yıldönümünde Tarık Buğra’nın, eserlerinin, dalgakıranlara karşı verdiği o sarsılmaz varoluş mücadelesinin konuşulması gerekmiyor mu?
KAZANA KAZANA KAYBEDİYORUZ, FAKINDA MISINIZ?
Ey hakikat yolcusu!
Nedir bu?
Kazana kazana kaybettiğimizin resmidir!
Geleceği kaybetmek üzere olduğumuzun habercisi!
Bil ki, “kültür”, bir toplumun, ruh “senfoni”sidir.
(“Kültür” kavramı da bize ait değil, “senfoni” kavramı da. Ama şimdilik derdimi iyi ifade ettiğini zannediyorum bu cümlenin. Bu sütunun düzenli okuyucuları, burada çok sayıda kültür felsefesi yazısı yazdığımı iyi hatırlarlar).
Evet, “kültür”, bir toplumun diriltici, yol açıcı, kanatlandırıcı ruh yolculuğunun adı ve adresidir.
Bir toplumun kültürünü oluşturan fikir, sanat, edebiyat hayatı; romanı, şiiri, hikâyesi, müziği, sineması, tiyatrosu, mimarisi her biri kendince, kendi dilince bu ruh yolculuğunu terennüm eder; bu ruh yolculuğunun şarkısını besteler; toplumun geleceğinin yol haritasını çizer, kilometre taşlarını döşer; toplumun toplum olmasını temin eder; her dem taze her dem yeni, her dem diriltici bir ruh üfler hem topluma hem de dünyaya...
Kültür, tam da Tarık Buğra’nın dediği gibi, “olmak ya da olmamak” meselesidir.
Kültürünüz varsa, varsınız ve bir dünya kurarsınız.
Kültürünüz yoksa yoksunuz, yalnızca bir kadavrasınız ve yok olmaktan kurtulamazsınız.
Bu yazı, bir çığlıktır!
Kültürü olmayan, kültürünü yok sayan bir toplumun, en zor şartlarda bile kültürünü yeşertemeyen, yenileyemeyen bir toplumun geleceğinin olmayacağını, olamayacağını, yok olmaktan kurtulamayacağını haykıran bir çığlık!
Tarihin ironisi şu aslında: Kültür, düşünce, sanat zor zamanların çocuğudur. Bütün çığır açan büyük düşünürler ve sanatçılar, zor zamanlarda ortaya çıkarlar: Konfüçyüs’ten İbn Arabî ve İbn Haldun’a, Nietzsche’den Dostoyevski, James Joyce, Kafka ve Tarkovski’ye kadar...
Doğumunun yüzüncü yılında büyük romancımızı, dilimizi taptaze ufuklara taşıyan büyük sanatçımız Tarık Buğra’yı, rahmetle ve şükranla anıyorum.
Bu çığlığın, tarihe not düştüğünü biliyorum.
O yüzden bu ülkenin çocuklarının bir gün, ülkesi için; sanatı, düşüncesi, medeniyeti için; dondurucu, yakıcı bir kış mevsiminin, yok edici, ürpertici bir fırtınanın ortasında dalgakıranlar gibi savaşarak bize muazzam bir dünya kuran, önümüzü açacak çığır açıcı eserler ortaya koyan bu büyük ustayı ve bütün diğer öncü isimlerimizi hak ettiği yere yerleştireceği günleri, öncülerine sahip çıkacağı o gönendirici zamanları yaşayacağı bir vaktin de geleceğini umut ediyorum.
Masa’sız, kasa’sız yaşanır; ama kültürsüz, düşüncesiz, edebiyatsız, sanatsız ve ruhsuz yaşanmaz. Vesselam.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020