A.Turan ALKAN
Bir gazeteci ile bir bakan, aralarındaki samimiyete binaen kendi aralarında telefonla sabah muhabbeti yapıyorlar ve birileri bu görüşmeyi gizlice dinliyor. Evvela dinleyen taraf kanunen suç işliyor, ikincisi dinen günaha giriyor, üçüncüsü örfen ayıp ediyor.
Görüşme kamu işleriyle ilgili değil. Üçüncü kişilerin haberdar olmayacağı varsayımının rahatlığı içinde kendilerince latifeleşiyorlar. Elmalarla armutları karıştırmayalım: Konuşmanın muhtevasından sorumlu tutulmaları gerekmez. Dini hafife almak, âyet isminden hareketle tahfif edici kelime oyunları yapmak ancak Allah indinde sorumlu tutulabilecekleri, kendilerini ilgilendiren bir mesele.
Gazeteci, bana göre hiç mecbur olmadığı halde kaydın ifşâsından sonra açıklama yaptı ve dedi ki:
-Beni tanıyanlar da bilir ki hayatımda dinimize ve Kur’an’a en ufak bir saygısızlık yapmadım. Haddime de olamaz… Oynanmış da olsa bu kayıtta da bir hakaretin olmadığını göreceksiniz. Aksine tövbe ifadesi yer alıyor. Tabii ki bunların hiçbiri benim mizacım için bahane olamaz. Tam dinlemeden eleştirenlerce kullanmadığım ifadeler üzerinden bir infaza maruz kalsam da iki kişi arasında özel bir konuşmada yine de haddimi aşan ifadeler kullanmış olabilirim. Bu nedenle hassasiyet gösteren herkesi de saygıyla karşılıyorum. Yine de başta beni sevenlerden güvenenlerden kendimden herkesten özür dilerim...
Konuşma kaydındaki siyaset adamı da benzer açıklamalarda bulundu, “Kimseye imanımın ve inancımın ölçüsünü anlatma çabası içinde değilim; biz bunun hesabını ancak Rabb’imize veririz. Ancak bir montaj kayıt üzerinden şahsımın imanını sorgulamaya kalkanların bu dünyada da ahirette de iki elim yakalarında olacak. Onlara hakkımı helal etmiyorum.”
Cümlelerinde bana göre son derece haklıydı ancak aynı açıklamadaki, “(Kur’an Müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı) diyecek kadar sapkınlaşan vaiz lobisi mi milletin imanını ve inancını ölçecek? Peygamber Efendimiz’i kirli emellerine alet edip tweetlerinizi ikiye katlayın talimatı veren, Efendimiz’i Miraç’tan indirip kamyonet kasasına bindiren çete lideri ve onun tetikçileri mi bizi hesaba çekecek?” ifadesine katılmak mümkün görünmüyor. Siyasetçinin, haklı olduğu mevzide kalmak yerine karşı atağa geçerek durumdan kendisine ve parti politikasına avantaj sağlama kurnazlığına yöneldiği dikkat çekiyor.
Kayıtta “düblâj” veya montaj müdahaleleri yapılıp yapılmadığı bu safhadan sonra pek önem taşımıyor çünkü bu kayda göre şahıslar aleyhine dini, örfi veya kanuni hüküm kurmak mümkün değil, hatta yok hükmünde. Artık eskimiş olması gereken bu hadisenin yeniden gündeme gelmesine, Zaman muhabiri Tuğba Mezararkalı’nın Başbakan’a yönelttiği soru sebep oldu. Kayıtta yer alan iki kişiden biri özür dilerken, muhatabının dublaj iddiasında direnmesini nasıl yorumlayacağını soran gazeteciye Başbakan, “Biz arkadaşımızı bu tür uydurma montaj olayları yapanlardan daha iyi tanıyoruz. Egemen Bey’in böyle bir şeyi söylemediğini kendisi ifade ettiği gibi biz de kendisine inanıyoruz.” cevabını verdi, yani o konuşma hiç olmamıştı ve kayıt tamamen kurgudan ibaretti.
Beğenmediği şeyler soran genç gazetecileri azarlarken Başbakan, o çocukların göğsüne birer meslekî liyakat madalyası taktığının farkında bile değil.
Bir kayıt hakkında üç farklı yaklaşım... Ben söyleyeceğimi başta söyledim; bu kayıttan ötürü dinlenenler değil, ancak dinleyenler suçlanabilir ve bundan ötürü ‘düblâj’ bahanesine sığınmaya hâcet yoktur; ne var ki ‘düblâj’ karinesi bazıları açısından terk edilir gibi görünmüyor; belli ki ileride, bu defa kamu işlerini ilgilendiren konularda da işe yaraması beklenecek.
Yazarlar
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016