Erol KATIRCIOĞLU
Hiçbir şey maliyetsiz gerçekleşmiyor. MiltonFreedman’ın ünlü sözü de bu anlamda doğru görünüyor: “There is no free lunch!”. Üstat, bir iş adamı örgütünün yemeğinde konuşacağı zaman bu lafı etmiş. “Sanmayın ki bu yemeğin bir fiyatı yok, yemeğin fiyatı beni dinlemeniz olacaktır” anlamında espirili bir başlangıç yapmak amacıyla söylemiş. Freedman’ın iflah olmaz bir “liberal” olmuş olması bizi şaşırtmasın, bu cümlenin doğru bir cümle olduğu açık. Her şeyin bir maliyetinin olması hayatın bir gerçeği. Bu yazıya böyle bir başlangıç yapmamın nedeni ise son günlerde içinde olduğum çevrelerdeki bazı tartışmalar.
Referandum sonuçları bağlamında tartışılan en önemli konulardan biri İslami siyasetin temsilcisi olarak AKP’nin aldığı oyların, toplam oylar içinde yüzde elliyi aşıyor olması. Evet, hileli olma olasılığı olsa da referandumda aldığı oylar ve bu partinin bugüne dek her girdiği seçimden başarılı çıkmış olması, birçok sol, sosyalist ve demokrat kesimlerde soru işaretlerine neden oluyor. “Neden bu kesimleri ikna edemiyoruz? Oysa bizim perspektifimiz inançlı gerçek Müslümanların da desteklemesi gereken bir perspektif. Hatta bugüne dek onların oy verdikleri partilerden de daha çok onların yararına olacak bir düzeni savunuyoruz” gibilerinden sözler bu çevrelerde sıkça duyuluyor.
Bu türden sorular sorarak kendileriyle hesaplaşan bu kesimlerin bu hesaplaşmaları büyük ölçüde İslami kesimin aydın ve özgür düşünceli bireyleriyle teması anlamlı kılıyor. O nedenle de toplumumuzda böyle bireylerin -sayıları az da olsa- var olması çeşitli toplantılarda onların da davet edilmeleriyle bir tür sentezleşme mi dersiniz melezleşme mi dersiniz size kalmış, ama farklılıkların birlikteliği anlamında güzel bir tablo oluşturuyor. Böylelikle İslami aydınların, sol, sosyalist ve demokrat kesimlerle tanışmaları ve giderek de birlikte siyasi bir duruş üretmeleri çok değerli. En azından benim gibi düşünenler için…
Böylelikle toplumda adalete, eşitliğe, özgürlüğe ihtiyacı olan solcu olsun, sosyalist olsun, demokrat olsun, Kürt olsun, Alevi olsun, Laikçi ya da İslamcı olsun bütün bireylerin var olan iktidar gücüne ve onun hegemonyasına karşı durabilmeleri mümkün olabilir ve bu mücadele böylelikle kazanılabilir.
Bütün bunlar bence de doğru ve önemsenmesi gereken olgular. Ama böyle, düşüncelerinde melezleşmeyi becerebilmiş beyinlerin atlamamaları gerek konu “mahallelerin önemli” olduğu konusudur. Çünkü ait olduğumuz mahallelerimizin bazı konularda ya da bazı durumlarda aklımızdan bile daha etkili olabildiğini biliyoruz. Hangi mahalleden olduğumuz neyi nasıl düşünüyor olduğumuzdan daha önemli olursa- ki bu mümkün- çatışmacı bir kimlik siyasetine gark olmamız da işten değil. Bu nedenle de mahallelerimiz, bu gün değilse bile bir gün nasıl bir düşünceye sahip olduğumuzdan da önemli hale gelebilir ve melezleşme diye düşündüğümüz de tam olmamış, eksik bir insanlık durumu olarak kalabilir.
Bu nedenle de bu türden “birlikte yaşama” fikrinin siyaseti her şeyden önce bizzat farklı mahallelerin içlerinde yürümesi gereken bir siyasettir. Bir başka ifadeyle, adalet, eşitlik ve özgürlük için mücadele her şeyden önce belki de hepimizin kendi mahallesinden başlamalı ve oralardan büyümelidir. Yoksa birlikte olma amacıyla yan yana gelmelerimiz bu eksikliği giderecek bir yol olamaz. Bu olsa olsa bizim melezleşmiş aklımızın tatmin edilmesi anlamına gelecek ve toplumu kapsayan bir olgu olamayacaktır.
Kısacası “farklılıklarımızla birlikte yaşamaya ait” mücadelenin maliyeti bu düşüncenin her mahallede yeşermesine ve büyümesine dönük bir mücadeleyi göze alabilmekten geçiyor. Bu güne dek beceremediğimiz de bence bu…
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025