Erol KATIRCIOĞLU
Çağımızda insanlara reva görülen baskılar yalnızca emek üzerinden olmuyor. Kimlik üzerinden de oluyor. Bugünün dünyasında emeğin çalışma koşullarını yalnızca “geçimlik” düzeyde tutma “baskılarıyla”, tüketim ve yaşam tercihlerini küresel düzeyde yapılan üretime göre “yönlendirme” “baskıları” aynı anda gerçekleşiyor.
Ama ona rağmen biz günümüz toplumlarında daha çok “sınıflar” yerine “kimlikler” üzerinden bir mücadele görüyoruz. Bu durum, “sınıf” konusunun önemsizleştiğini değil yalnızca çağımızda kimliklerle ilgili duyarlılığının sınıf duyarlılığından daha önemli hale geldiğini gösteriyor. Bu bir.
İkincisi, kimlik sorunu birincil sorun haline gelince yani toplum kimlik ekseninde kutuplaşınca sınıf farklılıkları kimlik eksenindeki yarılmayı daha da arttıran bir etki üretiyor. “Bizden” olma duygusu o “biz”in içindeki sınıfsal farklılıkları törpüleyince ya da aynı anlama gelmek üzere farklı sınıflar arasında bir “dayanışma” üretince kimliğin gücü de artıyor vs.
Bunları AKP’nin parlamentodaki yüzde 50’ye varan oy’unun arkasında toplumun “İslamcı-laik”ekseninde kutuplaşmasının yattığını söylemek için yazıyorum. İslami kimliğin Cumhuriyet’in kuruluşundan beri toplum yönetiminden kontrollü biçimde ve “uzakta” tutulmaya çalışıldığını düşünürsek, bu mağduriyet duygusunun da çerçevelediği bir ortamda AKP etki alanı içindeki farklı sınıflar arasında bir “biz” duygusu ve onun etrafında bir “dayanışma” yaratabildiği için kendi kimlik mücadelesinde de başarılı oldu demek istiyorum.
Bugün “İslami” kimliğin etrafında yaratılmış bulunan “biz” duygusunun ve bu duygu üzerinden yaratılmış dayanışmanın yalnızca bu kimlik içindeki “sermaye sahipleri” arasında değil aynı zamanda bu kimlik içindeki daha “yoksul ve çalışan kesimlerin” hem “kendi aralarında” ve hem de “işverenleriyle” ilişkilerinde etkili bir biçimde çalıştığına dair sayısız örnek bulmak mümkün.
AKP’nin iktidarda olduğu 2000’li yıllardan bu yana yaşanan ekonomik gelişmelerin ardındaki birçok meseleden biri de tarımdan sanayiye doğru göçlerin yarattığı “ucuz işgücü” ve bu ucuz işgücünün yarattığı “rekabetçilik” ve tabii “yüksek kârlılık” oldu. AKP iktidarı boyunca çalışan bu mekanizma esasında hem işverenler ve hem de çalışanlar arasında AKP’nin yarattığı “biz” duygusunun harcının karılmasında da önemli olan bir mekanizmaydı.
İki gün önce İstanbul’un orta yerinde –muhtemelen pahalı olacak diye– doğru dürüst bir barınma sağlamak yerine, kışın ortasında çadırda yaşamak zorunda bırakılmış işçilerden 11’i yanarak öldü. Bugünün gazetelerinde işverenin bu insanları sigortalamamış olduğu ya da son anda ya da öldükleri gün sigortalamış olduğu ortaya çıktı. Ülkede daha nice benzer olayların olduğunu hayal etmek zor değil.
Buradan bakacak olursak böyle bir çalışma düzeninin artık “İslami kimlik” etrafında yaratılmış bir “biz” duygusu ve bu duygunun oluşturduğu bir “dayanışma” ruhu ile sürdürülebilmesi mümkün müdür?
Bence mümkün değildir.
Bu nedenle de “kimlik siyasetinde” ısrar etmek kimlik etrafında üretilmiş bir “biz” alanında kaçınılmaz olarak bir “korporatizm” ve bir “otoriterlik” üretir.
AKP’nin “kimlik siyaseti”, vesayet rejimi dediğimiz sistemin sonlanmasına neden olarak toplumun bağrında toplumun en azından yarısının onayını almasını sağlayan başarılı bir siyaset oldu. Ama bu başarıyı mümkün kılan “kimlik siyaseti” şimdi artık AKP’nin önündeki en büyük engel. AKP ya bu engeli aşamayıp kendi kimliği içine tökezleyecek ve otoriter yalpalamalar içine girecek ya da kendi kimliğini aşan ve toplumun “haklar ve özgürlükler” temelinde yeniden yapılanmasını sağlayan adımlar atacak.
Bekleyip göreceğiz...
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025