Hasan Bülent KAHRAMAN
Gezi olayları sırasında yazdığım ilk yazıda "AK Parti AK Parti'yi anlamak zorunda" demiştim. Öyle görünüyor ki, AK Parti'nin on yıldaki uygulamaları ve anlayışıyla yarattığı ortam kendisini de şaşırtıyor. Şu son "kızlar- oğlanlar" açıklaması bana hemen aynı şeyleri düşündürttü.
Düşündüğüm şu.
Mehmet Barlas üstadımızın da dünkü yazısında vurguladığı gibi, AK Parti son on yılda demokratik bir zemin yaratmak suretiyle kitlelerden oy aldı. Kitlelerden daha farklı saiklerle de oy kazandı AK Parti. Bunun başında ekonomik kalkınmageliyordu, bir yeni orta sınıfın yaratılması ve özellikle kitlelerin kıyıdan merkeze hareketi ve modernleşme ihtiyaçlarının karşılanması geliyordu. Daha önceki sağ iktidarlar da benzeri adımlar atmışları ama hiçbiri AK Parti kadar oy alamamıştı.
Bu partinin bunca güçlenmesinin nedeni demokratlık zemininde kurduğu koalisyonlardı.
1980'lerde tartışılan liberal tezler sonucuna son on yılda, belki de son beş yılda ulaştırıldı. Bunlar devletçi ve bürokratik vesayetin kaldırılmasıydı. Askeri vesayetin aşılması da işin öteki parçasını meydana getiriyordu.
Tümü, Türkiye'deki liberal çevrelerin AK Parti ile 80-90 yıllık bir modelin dönüştürülmesi doğrultusunda yaptığı işbirliğinden doğdu bu hamlelerin.
Atılan adımların meşruiyetini AK Parti'ye bu koalisyon sağladı.
Gerçi AK Parti hiçbir zaman liberal olduğunu söylemedi.
Kendisini muhafazakâr diye konumlandırdı ama hamleleri liberaldi ve parti demokrat kimliğine de aynı ölçüde vurgu yapıyordu.
Muhafazakâr hiçbir iktidar dünyada orduyla, vesayetle, bürokrasinin dönüştürülmesiyle uğraşmaz. Bu onun demokratlığının bir uzantısıydı.
Gezi olayları liberal demokratik koalisyonun sarsılmasında ilk adımdı. Ardından yapılan şu kız- erkek tartışması geldi.
Başbakan yaklaşımını çok açık bir biçimde muhafazakârlık üstünden temellendirdi. Niçin bu noktaya gelindi sorusunu yanıtlayacak yeteri kadar kriter yok elimizde.
O kadar yok ki, bu kısırlık hemen akla başka bir soruyu getiriyor: on yıldır iktidarda olan AK Parti bu rahatsızlığı neden şimdi duydu?
Bu sorunun cevabı bir yana olayları izleyenlere düşündürdüğü başka bir boyut var: acaba AK Parti liberallik planında yapılanları yeterli görüp şimdi muhafazakârlık planında yapılanlara mı yöneldi?
Gelin görün ki, kız- erkek ilişkisine karışmayı muhafazakârlıkla değerlendirmek ayrı bir şeydir, bu ilişkiyi kamusal plandatartışmak ayrı. Muhafazakârlığın bu konudaki tutumlarla ilişkisi kişisel tercihler düzeyindedir.
Bir muhafazakâr, kadın- erkek konusunda toplumun bütününden daha farklı bir anlayış içinde olabilir. Yerden göğe kadar haklıdır. Ama kamusal planda muhafazakâr bir iktidar insan ilişkilerinin niteliğine müdahale edemez. Eğer o müdahale kapısı bir kere aralanırsa ve anayasa kriteri yok sayılırsa her konuda biz muhafazakârız denir ve yeni bir düzenlemeye geçilir.
Bir iktidar anayasadan kaynaklanan kişisel hakların kullanımında demokrat olmak zorundadır. Aksi takdirdetoplumun muhafazakârlaştırılması siyasal iktidarın maksadı olur ki, bu anayasa kuramının asla kabul etmeyeceği bir olgudur. Hele bir valinin Başbakan'ın açıklamasını talimat kabul etmesi, İçişleri Bakanı'nın konuyu hemen terörle ilişkilendirmesi hiç olmayacak şeylerdir. Mehmet Barlas üstadımızın AK Parti'nin muhafazakârlık bacağını kullanıp demokratlık bacağını kullanmaması yönündeki tespiti bu noktada çok önemlidir.
Tersi bir tutumun hukuki sorunları bir yana, yaratacağı sosyal sorunları öncelikle düşünmek gerekiyor. Böyle bir açıklamanın ardından toplumun belli bir kesiminin diğerine karşı tavrı çok daha sertleşebilir. Ve bu yabana atılmayacak bir tehlikedir.
Beklemeyelim, görmeyelim.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024