Kurtuluş TAYİZ
AKP hükümeti İmralı’dan ümidi kesmiş görünüyor ama Avrupa Abdullah Öcalan’dan hâlâ ümitli. Başbakan Erdoğan idamı tartışmaya açıp Öcalan’a ev hapsinin önünü kesin bir dille kapatırken, AB Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Hélène Flautre, Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulundu. Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e “gayrıresmî” başvurusunun ayrıntılarını anlatan Hélène Flautre’un öne sürdüğü düşünceler ilginç. Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği destekle bilinen Flautre, Avrupalı demokratların görüşünü yansıtması bakımından da oldukça önemli bir isim.
Flautre, 15 yıla yakın bir zamandır hapiste bulunan Öcalan’ın Kürt meselesinde hâlâ “kilit” bir oyuncu olduğunu düşünüyor. Ev hapsine çıkma ihtimali ise kendisine bağlı. Müzakere edip bir anlaşmayı sağlayabilirse, siyasi bir aktör olmayı başarır ve kendi özgürlüğünü de kısmen garanti altına alabilir. Elindeki gücü kullanabilmesi için de bir kampı diğerine karşı savunmaması gerekiyor. YaniÖcalan tek taraflı olarak Kandil’i savunmamalı. PKK’yı temsil etme yerine Kürt halkını temsil etmeli. Bunun nasıl mümkün olacağına dair soruya ise Flautre şu yanıtı veriyor: “Öcalan Kürt meselesinin demokratik ve siyasi boyutunun lideri olmalı. Şiddete başvurmadan çözüm isteyen, demokratik ve kültürel hakları talep eden sivil kesimlerin temsilcisi olmalı. Kürt vatandaşların haklarını demokratik yollarla almayı öngören bir liderlik pozisyonu almalı. Şiddet kullanılmaması konusunda ise kararlı olmalı.”
Abdullah Öcalan’ın bu noktaya gelmesi hâlinde Avrupa’nın Kürt meselesinde daha fazla katkı sunabileceği anlaşılıyor. Flautre’un mantıklı görünen bu görüşlerinin siyasal ve toplumsal güçler üzerindeki karşılığı çok zayıf.
İmralı’dan başlayalım. Öcalan’ın etnik kimlik üzerinden politikleşen, silahlı ve demokratik Kürt hareketi üzerinde ciddi bir etkisi bulunuyor. Bu gücünü uzun hapis hayatına rağmen kaybetmedi, aksine arttırdı. İmralı’ya hapsedildiğinde sadece PKK lideriydi; bugün ise Türkiye’de tabanını genişleterek büyüyen, Suriye’deki uzantısı Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile bölgede güç kazanan, Avrupa’da finans kaynakları bulunan PKK’nın ve yüzlerce belediyeye sahip, üç milyona yakın oy alan BDP’nin merkezinde olduğu demokratik Kürt hareketinin “önderi” durumunda.
Sahip olduğu bu “önderlik” pozisyonuyla Öcalan, Kürt hareketi içinde devletle müzakere yapabilecek en ideal isim olarak görünüyor. Ancak her şey kâğıt üzerinde göründüğü gibi muntazam durmadığından belki de daha önceki müzakere süreçleri olumlu neticelenmedi. Ve bu süreçte en fazla örgüt üzerindeki etkisi sorgulanmaya başlanan Öcalan yıprandı.
Habur’da Kürt hareketinin eve dönüşleri bir şova, zafer gösterisine dönüştürme girişimi sadece hükümeti ürkütmedi, Öcalan’ın itibarını da tartışma konusu hâline getirdi. Keza 14 Temmuz 2011’deki Silvan pususu da Öcalan için ikinci büyük darbe oldu. Kürt hareketi devletin Silvan’dan önce görüşmeleri zaten bitirdiğini öne sürse de ki bunda haklı da olabilirler Silvan pususu, en çok Öcalan’ın liderliğine darbe vurdu. Kamuoyu nezdinde Öcalan’ın örgüt üzerinde herhangi bir ağırlığının bulunmadığına dair bir kanaat oluştu veya oluşturuldu. Bu ayrıntı o kadar da önemli değil. Ama nihayetinde tüm bu etkenlere rağmen Öcalan, Kürt hareketi içindeki “önderlik” konumunu kaybetmiş değil. O, hâlâ Kürt tarafı adına devletle siyasi anlaşma sağlayabilecek, “temsilci” özelliğini koruyan tek isim. Son açlık grevlerinin yine gelip İmralı’ya dayanması da bunu açıkça gösteriyor. Fakat Öcalan tecrit altındaki tutulma durumu sürüyor.
Bu “tecrit” uygulaması Öcalan’ın “politika dışı” tutulması anlamına geliyor. Kardeşi Mehmet Öcalan ile yapılan son aile görüşmesinde Öcalan’ın verdiği öne sürülen “negatif” mesajlar da hükümetin uyguladığı tecrit politikasını yumuşatmadı. Yani Öcalan Flautre’un beklediğinin aksine şiddeti teşvik eden pozisyonunu değiştirmemekte ısrarlı. Öcalan zaten çok inatçı biri, bugüne kadar, müzakereler sürdüğü zamanlarda bile şiddeti desteklemekten imtina etmedi. Öcalan’ın siyaset anlayışından şiddeti ayrıştırmak da zor. Flautre’un sandığı gibi Öcalan sadece demokratik Kürt hareketinin temsilcisi olmakla yetinecek bir isim değil; Öcalan kendi kişisel tecrübesinden hareketle şiddet olmadan herhangi bir siyasi anlaşmayı sağlamanın pek imkan dâhilinde olduğunu düşünmüyor. Öcalan sadece “demokratik Kürt siyasetini” temsil etmenin PKK üzerindeki etkisini daha da zayıflatabileceğini düşünüyor olabilir ve bu yüzden belki de her zaman Kandil’den daha çok “şahin” görünme çabasında oluyor.
Kandil’in bütün gönülsüzlüğüne rağmen yine de Öcalan Kürt hareketinin “önderi” konumunda. Flautre’un beklediği gibi aslında Avrupa’nın görüşünü yansıtan Öcalan’ın demokratik Kürt siyasetinin temsilciliğine soyunması için PKK’yla arasına mesafe koyması gerekiyor. Habur ve Silvan tecrübesinden sonra Öcalan’ın nasıl bir rol oynayacağını görmek için tecridin kalkması gerekiyor.
Yazarlar
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019