Kurtuluş TAYİZ
Ülkenin geleceğini kendi istedikleri istikamete çevirmek adına giriştikleri eylemlerde, biri bitirdiğinde bayrağı diğeri devralıyor, biri yorulduğunda diğeri başlıyor; amaç bu ülkeyi terörsüz bırakmamak. Daha fazla kan akıtmak, daha fazla istikrarsızlık üretmek. Bu bayrak yarışına PKK, DAİŞ, DHKP-C derken CHP de dâhil oldu. CHP lideri, açıkça milli hedeflerini gerçekleştirme yolundaki Türkiye’de daha çok kan akacağı mesajını verdi.
Mesajı verenle uygulayanın farklı aktörler gibi görünmesine bakmayın; kanı dökenle, dökülen kanı siyaset pazarında aklayan tek merkeze bağlı. CHP, son dört yıldır kara para aklar gibi taşeron yapıların gerçekleştirdiği terörü ve siyasi operasyonları aklıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başkanlık kansız olmaz” çıkışı bir uyarı, bir tehdit mesajı. Tehdidin muhatabı ise Türkiye’nin önüne ilk kez “milli hedefler” koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan. Demek istiyorlar ki, dünya sistemine rağmen bir Türkiye olmaz; kendi başına büyüme, kalkınma, gelişme kararı alan bir lider de olamaz! Türklerin dünya sisteminden icazet almadan kendi ülkelerini yönetmelerine dahi izin verilmez. Karşı gelenin sonu Abdülhamit gibi ya Menderes gibi olur...
PKK’yı bugünler için hazırladılar. Eğittiler, silahlandırdılar. PKK yetmeyince 16 ayrı sol örgütü daha bir çatı altında toplayarak, terörü Güneydoğu’dan bütün Türkiye’ye yayma kararı aldılar. HDP ve CHP’ye verilen görev ise küresel güçlerin Türkiye’ye karşı geliştirdiği bu korkunç terör kampanyasını perdelemek. Oysa Türkiye’deki terör “iç kaynaklı” değil, dış kaynaklıdır. Akademi ve medya üzerinden yıllarca terörün tek sebebinin “iç kaynaklı” olduğu anlatıldı; sosyologlar, siyaset bilimciler, yazarlar, gazeteciler, hatta edebiyatçılar terörün tek sebebinin Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğunu kanıtlamaya çalıştılar. Oysa ne PKK terörü, ne DAİŞ terörü, ne DHKP-C terörü, ne de başka sol örgütler üzerinden hazırlığı yapılan terörün sebebi iç kaynaklı değil. Karşı karşıya kaldığımız terörün asıl nedeni veya asıl kaynağı “dışarısı”dır, içeri değil.
Teröre kaynaklık ettiği düşünülen sebepler ortadan kalktığında terörün ortadan kalkacağı sanılıyordu. Ama 7 Haziran sonrası terörün daha da arttığı görüldü. Türkiye’nin demokratikleşme çıtasını yükselttiği, adım adım Kürt reformunu gerçekleştirdiği, PKK ve İmralı’ya siyaset alanının kapılarını açtığı dönemde terör misliyle arttı. Peki neden? Çünkü PKK, Kürt sorununun sonucu olarak ortaya çıkan bir örgüt değil, Türkiye’yi kontrol etmek için, zayıflatmak için, yönetmek için, bölmek için ölçüp biçilerek, hesaplanarak kurulan bir örgüt. PKK kendiliğinden kurulmadı, dışarıdan planlanarak kuruldu. PKK’nın bir türlü bitmemesinin, 40 yıldır terör estirmesinin sebebi, dünyanın Türkiye ile işinin bitmemesiyle ilgili. Dünyanın Türkiye ile işi, hesabı devam ettiği sürece PKK da bir şekilde hep oyun sahasında olacak, varlığını sürdürecek.
Gerçek şu ki Türkiye kendi tarihi, kültürü ve milletiyle yani kökleriyle yeniden buluştuğu bir döneme girdi. Geçmişine sahip çıkarak onu hem kucaklamaya hem de aşmaya karar verdiği bir yürüyüşe başladı. Bu yolda PKK ve türevleri gibi terör grupları, Türkiye’nin yoluna mayınlar döşemeye devam edecektir. Bu gerçeği bilip tedbir alındığı takdirde, yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
düzceli çılgın
severek takip ediyoruz gürbüz kardeşim başarılarının devamını diliyoruz çok mantıklı konuşuyosun
Gürbüz ÇİMEN
Düzceli çılgın nickli hemşehrim teşekkür ederim, saygılarımı sunuyorum.