Mehmet ALTAN
Siyasal iktidar epeydir Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı müthiş bir aldırmazlıkla çiğneyip geçiyor.
AYM ve AİHM kararlarına anayasanın açık hükmüne rağmen uymuyor.
Bu hukuksuzluk dehşeti de her düzeyde tırmanıyor… Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bir mütalaasında Yargıtay’ın kendi içtihadının yok sayıldığını gördüm geçenlerde.
Hayırlı bir gidişat değil.
xxxxxx
2008 yılı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayınlanışının 60. yılıydı.
Basın Tarihi üzerinden Türkiye’nin insan hakları karnesine daha da derinlemesine baktım.
Türkiye, 2008 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yayınladığı rakamlara göre yurttaşları tarafından en fazla şikayet edilen üye ülkeler arasında Rusya Federasyonu’ndan sonra ikinci sıradaydı.
Bugün Rusya evrensel hukuk ile bağını tamamen kopardığı için AİHM’den de koptu.
O nedenle Türkiye 2024 yılında vatandaşları AİHM’e en çok baş vuran ülke konumuna “yükselmeyi” başardı.
xxxxxxx
2008 yılının anayasadaki hakların ihlali açısından farklı bir özelliği de var.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi “işkence yasağını” düzenliyor.
3. Madde’nin ihlal edildiğine dair kararların alınabilmesi için soruşturma aşamalarında usulüne uygun olarak hazırlanmış belgelere ve geçerli kanıt olabilecek adlî tıp raporlarına gerek var.
Geçmiş yıllarda yapılan 34 başvuru 2008’de karara bağlanmış ve 2008 yılında Türkiye 3. Madde’nin ihlalinde ilk sıraya yerleşmiş.
xxxxxxx
2008 yılı içinde AİHM, Türkiye’nin işkence yasağını 3 kez; insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağını 30 kez ihlal ettiğine karar vermiş ve yine 3. Madde’yle ilgili olarak 24 davada Türkiye’nin “etkili soruşturma” gerçekleştirmediğine hükmetmiş.
İzleri devlet içinde kaybolan ihlaller nedense “etkin” soruşturulmuyor bizim ülkemizde.
Bugün de değişen bir şey yok…
Sedat Peker’in ifşaatına rağmen ne Kutlu Adalı’nın katilleri bulundu, ne de Sinan Ateş cinayeti etkin şekilde araştırılıyor.
xxxxxxx
“Cezasızlık” Türkiye’deki yönetim zihniyetinin alameti farikası.
Bugün iyice azmanlaşan bu durum 2008 yılında da revaçtaymış.
Nitekim Türkiye İnsan Hakları Vakfı Raporu,
“Türkiye’de kural haline gelmiş olan cezasızlığa” 2008 yılından çarpıcı bir örnek veriyor:
“19 Aralık 2000’de gerçekleştirilen ve adına Hayata Dönüş denen cezaevlerine yönelik operasyonlarda ikisi güvenlik görevlisi olmak üzere 34 kişi yaşamını yitirmişti.
Bu nedenle açılmış davalar 2008 yılında süre aşımına uğradı ve dosyalar kapatıldı.”
xxxxxxx
2022 yılının son haftasında yazdığım
“Hayata Dönüş Katliamı ve medya rezaleti” başlıklı Basın Tarihi yazısını şöyle bitirmiştim:
“Vahşet sonrasındaki yargı süreci de bir felaket…
Onca insan diri diri yakılarak öldürülüyor ama ceza alan olmuyor. Öldürülenler suçlu ilan ediliyor.
Ne yaparsa yapsın hiç kimsenin böyle bilinçli bir şekilde öldürülemeyeceği, suçların ancak mahkeme kararlarıyla cezalandırılacağı tümüyle unutuluyor.
Hukuk bütünüyle bir kenara itiliyor.
Binlerce askerin cezaevlerini basması, insanları yakması, parçalaması, vurması bu ülkenin yargısı tarafından ‘doğal’ karşılanıyor.
Hukuk, devlet görevlileri tarafından işlenen suçları yargılayamazmış gibi davranılıyor… ‘Devlet görevlisiysen her türlü suçu işleyebilirsin’ inancı bir kez daha vurgulanıyor.
Türkiye’deki düzeni sağlıklı bir şekilde yeniden inşa etmek istiyorsanız muhakkak basın tarihine bakın.
Çürümenin tüm boyutları orada var.
Nelerin düzeltilmesi gerektiği de açıkça orada görülüyor.”
xxxxxx
TİHV, 2008 yılında gözaltında ya da cezaevinde, şüpheli olarak nitelenen ölüm vakaları sayısının 47’ye ulaştığını vurguluyor.
Ve şu hatırlatmayı yapıyor:
“Engin Çeber adlı yurttaşın cezaevinde öldürülmesi üzerine, medyanın ve kamuoyunun duyarlılık göstermesiyle güvenlik güçlerinin yaşam hakkına yönelik şiddeti konuşulmaya başlandı.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Çeber’in ailesinden bir ilk oluşturarak özür diledi.”
xxxxxxx
2008 yılları medyasını tarayınca olumlu ve olumsuz birçok gelişmenin içine geçtiğini görüyorsunuz.
Örneğin TRT Kurdî, 25 Aralık 2008'de test yayınına başlıyor.
Kanal, 1 Ocak 2009'da Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'na bağlı olarak normal yayına giriyor.
Önemli bir adım olmasına rağmen ne yazık ki köklü bir demokratikleşmeye yol açmıyor.
xxxxxx
2007 yılında gündeme getirilen yeni bir anayasa hazırlanması ya da mevcut 1982 Anayasası’nın değiştirilmesi 2008 yılında da siyasal gündemdeydi.
Ancak kapsamlı ve köklü yaklaşım yerine, parçalı ve sınırlı bir adım ile yetinildi.
Rejim baki kaldı.
xxxxxxx
Nitekim 2008 yılında İstanbul’da 1 Mayıs gene yasaktı.
Halk gün boyunca ilan edilmemiş bir sıkıyönetim yaşadı. İşçiler, memurlar, avukatlar dövüldü, basın mensuplarının kolu kırıldı, olayların yakınından geçen yurttaşlar da bu şiddetten nasibini aldı.
74 kişi yaralandı, 2851 kişi stadyumda 1 gün boyunca resmi işlemleri yapılmaksızın gözaltında tutuldu, 4 kişi tutuklandı.
xxxxxxx
2008 yılına hukuksal gelişmeler üzerinden bakılınca teşhis net:
Demokratikleşme samba yapar gibi olmuyor, top yekün, baştan aşağı ve derinlemesine bir icraat istiyor.
Bu yapılmazsa hukuksuzluk devam ediyor.
Hukuksuzluğu yapanlar değişiyor ama hukuksuzluk her zaman varlığını koruyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025