Mehmet ALTAN
Hayat, yaşadığınız anın içindeyken çok ağır kıpırdıyormuş gibi hissettirir, sanki hiç geçmiyormuş, hiç geçmeyecekmiş gibi… Sonra dönüp arkanıza bakarsınız, zamanın deli bir nehir gibi aktığını görürsünüz.
Akan suyun debisini ölçer gibi ben de akan hayatın hızını ölçmek için bir işaret koymak isterim.
Benim için o işaret Eylül’dür.
Eylüllerin tekrarı hayatın akışını da gösterir bana.
***
İşte Eylül yeniden geldi.
“Güller ve hanımelleri ile donanmış bahçeler, hepsinin birbirine benzediği açık mutfak pencerelerinden ortalığa yayılan kızartma kokuları, günün kararmaya başlamasına rağmen eve girmemekte direnen inatçı çocukların sesleri.
Yaz gerilerde kalmaya başladı.
‘Alev rengi hüznüyle sonbahar’…”
Zamanın bu hızı, tekrarlanan ve hepimiz için her seferinde biraz daha eksilen bu Eylüller, bazen durup şöyle bir bakmamız gerektiğini düşündürür bana.
Eylül’e uygun bir hüzünle hem hayatın güzelliğini hem hızla geçip gittiğini, hem de o hayatı insanların bazen nasıl bir hovardalıkla ve anlamsız ihtiraslarla harcadığını gösterir bana.
Hem içinde olduğumuz Eylül’e hem de geçmiş Eylüllere bakarım.
***
Geçen sene sormuşum:
“Ben bu Eylül’lere neden düşkünüm?”
Sonra da yanıtlamışım:
“Eylül kırılgan ışıkları ve ürpertmeyen serinliğiyle galiba bizim yaşamakta olduğumuzu en çok hissettiğimiz ay… Ya da benim en çok öyle hissettiğim ay.
Sanki yaşadığımızı, yaşamanın başlı başına bir armağan olduğunu hissettiren Eylül olmasa ‘Unuttuğumuz bir şeydi yaşamak’…”
***
İnsanoğlu yüz binlerce Eylül yaşadı… Eylüller değişmedi.
Galiba insanlar da değişmedi… Binlerce yıl önce atlarla bozkırlarda dolaşırken nasıl vahşi ve muhterisse, bugün uzayda dolaşırken de aynı şekilde vahşi ve muhteris.
Hayatın, doğanın, bu muhteşem armağanın değil, iktidarın, zenginliğin, öldürücü bir gücün peşinde.
Birbirlerine kötülükler ediyorlar… Sonra herkes ölüyor.
Eylül, kendi macerasına yeni insanlarla ama eski duygularla devam ediyor.
***
Eylül, sanırım zamandaki değişimi en kuvvetli hissettiğimiz ay.
Sıcaklar azalıyor, geceler serinliyor, hafif hafif yağmur bulutları toplanıyor, okullar açılıyor, hayatın ritmi yazın rehavetinden uzaklaşıp hızlanıyor.
Bu değişim, bir şekilde bir hesaplaşmayı, bir sorgulamayı da getiriyor beraberinde.
Niye insanoğlu büyük bir bağbozumu gibi neşeyle yaşayabileceği bir hayatı, korkunç bir vahşete çeviriyor?
Neden “geçici” olmanın hafifliğini değil de hep “kalıcı” olacağını sanmanın akılsızlığını yaşıyor?
Yanlış bir şey var bu insanoğlunda.
Bunu galiba en fazla eylülde hissediyorum artık.
***
Fransız şarkılarının büyük söz yazarı Guy Béart 2015 yılında öldü…
Anma töreninde Saint-Germain-des-Prés’in ilham perisi Juliette Gréco o ünlü siyah giysileri içinde, kendisine yazdığı bir kült şarkıyı okudu.
“İl n’y a plus d’apres”….
Şarkı, Paris’te varoluşculuğun dört başı mamur bir şekilde yaşandığı Saint Germain des Pres’de “sonrası olmayan bir an”ı anlatıyor…
Sadece bir an…
“Sadece bir hayat” da diyebiliriz biz… Sadece bir hayat… Milyarlarca insanın içinde aktığı bir zamanda geçirdiğimiz sadece bir hayat…
Güzel Eylülleri, insanlığın korkunç suçları ve acıları olan bir hayat.
Julıette Greco da Eylül 2020 ‘de öldü…
***
Palamut, lüfer, üzüm, bağbozumu…
“Alev rengi hüznüyle sonbahar…”
Öncesi yok, sonrası yok…
Dünü yok, yarını yok…
Sadece Eylül…
Onun hüznüne neşeyi, hayatta olmanın sevincini, direnci, öfkeyi ve umudu ekleyebiliriz.
Vahşilere inat yapmalıyız bunu.
***
Zaman hızla geçiyor.
Daha dün Eylül için bir yazı yazıyordum… Bugün yeniden Eylül geldi.
Zaman hepimizi aynı hızla sürüklüyor.
Bütün gösterişlere, taçlara, tahtlara, silahlara, iktidarlara rağmen bizi eşitleyen bir şey zaman.
Hepimiz eşitiz zamanın içinde.
Eylül, zamanın akışına bir işaret olarak koyduğumuz bu muhteşem ay, bize aynı şeyi söylüyor:
Hepiniz eşitsiniz.
Öncesi yok, sonrası yok.
Size verilen bu armağanın tadını çıkarın.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025