Mehmet ALTAN
Başbakanlık Merkez Bina’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan, Kürdistan Bölgesel Yönetimi BaşkanıMesud Barzani’nin ziyaretini şu cümleyle açıklıyordu: “Bu haftasonu Diyarbakır’da tarihi bir süreci yaşayacağız. Toplu açılışları cumartesi günü Diyarbakır’da gerçekleştireceğiz, 300 aileyi evlendireceğiz. Bu aileleri evlendirirken istedik ki, çok daha farklı bir şekilde gerçekleştirelim, çözüm sürecine yönelik taçlandırma da olsun.” Cümledeki “çözüm sürecine yönelik taçlandırma” vurgusu dikkatimi çekti. Çözüm sürecinin muhatabı Abdullah Öcalan değil mi? Peki Abdullah Öcalan nerede? İmralı’da, hapishanede. Sürecin henüz çok başında olmasına ve hükümetin ayak sürümesi yüzünden büyük zorluklar sergilemesine rağmen Başbakan neyi taçlandırıyor diye sormayı bir yana koydum…. Ama Öcalan ile müzakere edip, daha çözüm çok uzaklarda iken neyi ve neden Barzani ile taçlandırıyor, onu anlamadım. Hapisteki Öcalan ile müzakere edip, düne kadar çok mesafeli bakılan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile süreci “taçlandırmak” bizim Başbakan’a has bir siyaset tarzı. İşin hukuksal gereğini yapmak yerine siyasi mesajlarla durumu idare etmek…İcraat yerine jest.
Başbakan Erdoğan, Barzani’nin şahsında Irak “Kürdistan bölgesindeki kardeşlerimizi” de selamlıyor. Ama Başbakan Suriye’de asla bir Kürdistan Özerk Bölge istemiyor, hatta AKP Barzani ile bu nedenle iş birliği yapıyor. Türkiye’de özerk bir Kürdistan Bölge Yönetimi konusu ise resmi mahfillerde ciddi tabu. Ama her nasılsa Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses düeti eşliğinde süreç Barzani ile taçlandırılmakta.
Başkanını büyük bir mitingle ağırladığımız Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin 43 yıllık bir geçmişi var. Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Irak'ın kuzeyinde bulunan bölgede 11 Mart 1970'te Saddam Hüseyin ve Mustafa Barzani arasında yapılan anlaşma üzerine kuruldu. Özerklik anlaşmasına göre Irak'ın kuzeyindeki üç il, yaklaşık 37 bin km²'lik bir bölge, Erbil'de kurulacak bir yerel parlamento tarafından yönetilecekti. Bunun yanı sıra Irak Meclisi'nde 5 bakan ve başbakanvekili Kürt olacaktı. Kürtçe ülke genelinde Arapça'nın yanı sıra ikinci resmî dil olarak kabul edilecekti. Saddam Hüseyin, İran-Irak savaşından önce anlaşmayı iptal etti ve 1974'te Kürt bakanları meclisten çıkarttı. Bu durum üzerine Barzani'ler isyan ettiler. Irak-İran savaşı sırasında Saddam Hüseyin'e karşı İran ile işbirliği yaptılar. Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra çıkarılan uçuş yasağı sayesinde de bölge yeniden Bağdat'ın egemenliği altına girmekten kurtuldu. Varlığını özerk bir bölgesel yönetim olarak sürdürüyor.
Barzani’nin Diyarbakır’da ağırlanması, Şivan Perver’in onca yıllar ardından ülkeye dönmesi büyük bir adım. Ankara’nın Kürtleri inkarından, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin en üst düzeyde kabulüne gelindi. Ama Türkiye Kürtleri açısından durum aynı mı? Iraklı Kürt liderine gösterilen saygı Türkiyeli Kürt liderlere gösteriliyor mu, Türkiye’deki Kürtlerin anadilde eğitimi kabul ediliyor mu, Kürtlerin ısrarla vurguladıkları ”özerklik” tartışılıyor mu, İmralı’da Öcalan ile sürdürülen görüşmeler resmi müzakerelere dönüştürülüyor mu? Hayır… Devletin, süreçle ilgili hiçbir yasal çabası yok. Zaten bu yüzden, “süreç” Türkiyeli Kürt liderlerle değil Iraklı Kürt liderle “taçlandırılıyor.”
Türkiye Devleti, Türkiye Kürtleri ile barışı görüşürken hiçbir somut adım atmıyor… Anadilde eğitim hakkını bile reddediyor, Türklerle Kürtleri eşit vatandaşlar olarak kabul etmeye yanaşmıyor. Üstelik Iraklı Kürt liderle süreci “taçlandırırken”, Suriyeli Kürtlerin özerk bir yapı oluşturmasını çeşitli yöntemlerle engellemeye çalışıyor, Türkiyeli Kürtlerin özerkliğini ise tabu olarak görüyor. O zaman Türkiyeli Kürtler, “özerklik kötü bir şeyse neden Barzani ile süreci taçlandırıyorsunuz, iyi bir şeyse neden bizim bu hakka sahip olmamıza karşı çıkıyorsunuz” diye sormaz mı? Zaten Diyarbakır buluşmasının Kürtler açısından tarihi bir adım olması, Kürtlerin bu soruyu sormasını meşru kılmasında yatıyor. Türkiye, Diyarbakır’da geri dönemeyeceği bir adım attı ama attığı bu adım Türkiye’de ve Suriye’de izlediği Kürt siyasetine uymuyor, bunu uyumlu bir hale getiremediği sürece de bu konuda sorun yaşayacak.
Rojava’da yaşananlar ise tam bir turnusol kağıdı. Rojava’daki çekilen kanlı çileye Barzani sağır. AKP Hükümeti ise Rojava’da El Nusra’dan yana taraf. Suriye’de bölgesel yönetim isteyen Kürtlere karşı ama Barzani’ye sıcak durarak süreç zorlanır mı, taçlanır mı? Seçim yaklaşırken yapılan siyasal kurnazlık, çelişkileri saklamaya yetmiyor. Kurnazlık belki siyasetin bir parçasıdır ama kurnazlığı siyasetin kendisi haline getirmeye kalktığınızda bir çelişkiler yumağının içine düşüyorsunuz.
Müzakereyi zorluklarla yürütmeye çalışan Öcalan İmralı’dayken Barzani ile tamamlanmamış süreci taçlandırmak, yandaş medyanın büyük şamatasına rağmen insanı ürkütüyor. Hafta sonu bölgedeydim,insanların gizli öfkelerine bu ürküntüyle şahit oldum. Bu çelişkilerin, belirsizliklerin, huzursuzlukların içinden çıkmanın tek yolu, bu ülkedeki bütün insanları eşit ve özgür kılan hukuki bir yapı oluşturmaktır. Türkiye ve Suriye Kürtlerinin haklarını vermek yerine Barzani ile süreç taçlandırmaya kalkmak, gerçekleri gösterilerin altına saklamak, Türkiye’nin sorunlarını çözmez. Barzani’nin Diyarbakır’a gelmesi çok önemli ama bunu Türkiye ve Suriye Kürtlerinin haklarının gaspını gözlerden saklayacak bir araç olarak kullanmaya kalkmak, sorunları ertelemek dolayısıyla da sorunları büyütmek anlamına gelir.
* www.gazete360.com sitesinden alınmıştır
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025