Mehmet ALTAN
Geçen haftanın Basın Tarihi notlarının Silivri bacağı 2017 Nisan’ında sona ermişti.
Aynı yılın Mayıs ayında aldığım notlar fazla kalabalık değil. İlk başta Mayıs deyince aklıma gelenleri sıralamışım, ardından bir de 21 Mayıs’ta peynirimi çalmaya çalışan hırsız bir kargayı anlatmışım. Beton Çitçisi de benimle berabermiş.
5 Mayıs 2017 tarihinde Mayıs ayı kapsamında zihnimde dolaşan belli belirsiz çağrışımları not etmişim. Deniz Gezmiş’in ölümünü ilk sıraya yazmışım, ardından annemin çok önemsediği Hıdrellez gelmiş, altına Hızırlı Günler yanına da parantez içinde “annem, dilek, gül ağacı” kelimelerini ilave etmişim. Çünkü annem dileklerimizi bahçedeki gül ağacının altına gömdürürdü.
7 Mayıs sabahı bahçede salyangozlar dans şov yapmışlar; onu da not almışım.
Kuşlar başlı başına bir madde olarak yer almış.
Bir başka satırda da parantez içinde “minimum insan-maksimum insan” ibaresi var. Ardından “güler yüzlü-suratsız”, daha sonrada “kibar, saygılı, nezih-zarif” notu bulunuyor.
“İddianame kabul, duruşma 19-6-2017” dedikten sonra “4 Mayıs Cuma akşamı öğrendim” diye de bir açıklamayı ilave etmişim.
Sonuna da “ışık ve perspektif arzusu” ifadesi eklenmiş.
***
Bir sonraki hapishane notlarını 16 gün sonra kaleme almışım. Sayfanın başında “21 Mayıs 2017 — 241. Gün Silivr i—” vurgusu yer alıyor.
Silivri Zindanı’ndaki 241. Günüm, 21 Mayıs’a denk gelmiş.
Şunları yazmışım:
“Sabah buranın tek kilitsiz yeri banyoda elimi yüzümü yıkarken, bahçede pek anlam veremediğim bir ufak gürültü duydum.
Yüksek güvenlikli bir hapishane bahçesinde olağanüstü bir şey olamayacağı inancı ile çok da aldırmadım.
Meğer bir karga pencerenin dış pervazına koyduğumuz ve buz dolabı muamelesi yaptığımız pencere pervazındaki peynir kalıpları arasından benimkini gözüne kestirmiş. Ve yere düşürmüş.
Merakla pencereye seğirtince korkup kaçtı. Bir parça kapabilmişti.
La Fontaine’in karga şiiri; ortaokul başlangıcını okuduğum Saint-Joseph, yakın bir zaman önce Fransa’da La Fontaine’in şiirindeki “perché” kelimesinin hep yıllardır yanlış yorumlandığı tartışmaları; bir sürü şey hafızama üşüştü.
Yatakların bulunduğu çekme kattaki yatağa tekrar az bir süre uzanayım derken karganın gök ile aramızdaki tellerin aralığından peynirimi gözlediğini gördüm, ânında yeniden hızlı bir pike yaparak peynirime yöneldi.
Cimrileştim, çıplak ayak, muazzam bir mülkiyet kıskançlığıyla aşağıya indim. Pencerede belirip, pencereyi açınca yeniden kaçtı.
Hapishanedeki bir Pazar sabahının en eğlenceli hareketlenmesini peynir kıskançlığı nedeniyle bitirmeye kalkışmak hiç de akıllıca değildi aslında.
Karga ile peynir oyunu oynamaya devam umudu içindeyken bu kez de yağmur başladı.
Hem karga, hem de tozlanmış olan yaşam kıvancının üzerini şakıyarak açmaya çalışan kuşların hepsi gitti.
Bakalım gün ne getirecek? “
***
Hapishanelerin insana negatif etkisi üzerine bir iki noktayı da bu notlara ilave etmişim:
“Bu arada F Tipi hücrelerin gözleri kör etme riski taşıdığı çok yazılıp söylendi. Ben de bu tehlikeye karşı yazılar yazıp dikkat çekmeye çalıştığımı anımsıyorum.
Ancak, hapishane galiba hafızayı da çaptan düşürme gayreti içinde.
Genç hapishane arkadaşlarım da isim hatırlayamamaktan şikâyetçi.
Bir tanesi buna panzehir olsun diye bulmaca çözmeye başladı.
Sorulardan biri ‘kutsal su’ sorusu idi. Çok çok düşünerek ‘ayazma’ karşılığını bulabildiğinden yakındı.”
Beton Çiftçisi olarak da iki kısa hatırlatma var:
“21 Mayıs — Ülker Fırtınası
25 Mayıs — Ülker Fırtınası”
Bu notlarla 2017 yılının Mayıs ayını da Silivri’de yitirmişim.
***
İki yıl önce Haziran ayını da, hafızamdaki çağrışım notlarıyla karşılamışım:
İlk sırada 2 Haziran’daki Orhan Kemal’in ölüm yıldönümü var. Altına “Nâzım’ın ölümü de” diye bir satır eklemişim, bir de Edirne ibaresi var. Çünkü Basınköy’de komşumuz olan Orhan Kemal Bulgaristan gezisi sırasında öldü, cenazesini Edirne’ye almaya gittik. Orada çekilmiş, göz yaşlarımın süzüldüğü bir de resmim vardı.
İkici sırada “Türkiye genelinde ‘Kırkikindi’ yağmurları var” diye yazmışım. Bu bilgi bana garip bir şekilde Haldun Taner’in “Şişhane’ye yağmur yağıyordu” hikâyesini anımsatmış. Yanına da Moda’daki büstü ve o sıralarda Moda’da çalınan kedi heykelini ilave etmişim.
Üçüncü sıradaki çağrışım apansız gelmiş. Yıllar önce Bükreş’teki Türk Şehitliğini ziyaret ettikten sonra uğradığım, şehitliğin karşısındaki parktaki Kilise’de tabutta yatan ölü bir kadının makyajlı yüzünü hatırlamışım. Doğrusu şimdi de bir “mask” gibi karşımda.
Ve ardından son olarak “Ölümler Ülkesi” üst başlığı altında günün acı veren ölümlerini sıralamışım:
“— Düşen helikopter, biri general ölen on üç askerimiz
— Zonguldak’ta madende iki işçimizin ölümü.”
1 Haziran 2017 sabahı Silivri’de böyle başlamış.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025