Mehmet ALTAN
Dün medyanın değil, sokağın gündemiyle ilgiliydim... Ve sokakta dün bir kısım basının el birliğiyle görmezden gelerek, hiç ilgilenmediği “bedelli askerlik”le ilgili gelişmeler vardı.
Bu konudan adeta boğuldum...
***
Biliyorsunuz, CHP bedelli askerlik için kanun teklifi verdi.
Bugüne kadar bedelli askerlik, “parası olana kısa, olmayana uzun dönem askerlik, bu ne biçim adalet” yaklaşımı üzerinden tartışma konusu oluyordu.
Hâlbuki CHP’nin önerisi bu tartışmayı bitirecek çok önemli bir çözümü de kapsıyor.
Çünkü tasarıya göre, yıllık geliri 12 bin TL’den az olanlar veya hiç geliri olmayanlar herhangi bir bedel ödemeyecek.
Yaş sınırının “1 Ocak 1983’ten önce doğanlar” olarak belirlendiği, yararlananların ödemeyi taksitle de yapabileceği bir tasarı.
***
Türkiye’de askerlik görevini hızlıca bitirmek için bedelli askerlik yasasının çıkartılmasını isteyen koca bir grup olduğu gibi, askerliğin mecburi olmaktan çıkartılmasını, en azından süresinin makul düzeye indirilmesini isteyen devasa bir çoğunluk var.
Bu, sağlıklı siyaset yapma iddiasında olanların arkasını dönemeyeceği sosyal bir sorun olduğu kadar toplumsal bir beklenti de...
Garibime giden siyasal iktidarın CHP’nin derli toplu ve anlamlı girişiminden rahatsız olması oldu...
***
Hatta “devletçi ve militer” bir refleks bile gözledim.
Örneğin, “halk iradesinin” Kâbe’si sayılan Meclis’in Başkanı Mehmet Ali Şahin, toplumsal bir ihtiyaç ve beklentiye cevap olabilecek tasarıya destek vermek yerine, kırk yılda bir olumlu bir adım atan CHP’yi “asker odaklı” eleştiriyordu:
“Asker ocağı ve askerlik çocuk oyuncağı değildir. Çok ciddi bir iştir. O bakımdan bu konuların çok iyi düşünülmesi, özellikle TSK ve Genelkurmay Başkanlığı ile de ihtiyaç durumu değerlendirilerek ve Milli Savunma Bakanlığı ile de görüşülerek bunun hazırlanmasında büyük yarar görüyorum.”
Askere sordunuz, altmış, yetmiş bin halk çocuğunu garson olarak çalıştıragelen askeriye de “ihtiyaç var” dedi, gerçek bir demokraside sivil irade bu cevabı mı esas alır, olması gerekene göre mi karar verir?
***
Olması gereken dedim...
Bu nedir?
Birincisi pek çok AB üyesi ülkede “mecburi askerlik” yok. Biz ise CHP’nin son zamanlardaki en anlamlı tasarısına bile karşı çıkıyoruz.
İkincisi demokratik ülkelerdeki teknolojiye uyumlu ordu nüfusu...
İngiltere’de yüz bin kişilik bir ordu var iken, bizdeki neden yedi yüz-sekiz yüz bin kişi?
Parlamento bunları sorup, demokratik ve teknolojik cevapları mı verir, eşitsizlik sorununu çözerek bedelli isteyen muhalefeti mi fırçalar?
Ezber bozulunca devletçi ve militarist reflekse geri dönüş de buralardaki “demokrasi ve demokratlık” anlayışının ne kadar dar ve kof olduğunu sergiliyor...
***
Siyasetin çifte standardını, bencilliğini, çıkarcılığını ve ikiyüzlülüğünü sevmiyorum...
Gerek iktidar, gerek muhalefet, birbirinin gözünü oyacağına, doğru olanı el birliğiyle destekleseler ne kaybederler ki?
Üstelik düzey kazanırlar...
Ama buradan çok uzağız ve bu nedenle siyaset çok sıkıcı...
***
Şunu da hatırlatmakta yarar görüyorum...
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçtik ama değişmeyen o kadar çok şey var ki...
Örneğin, 1916’da, Osmanlı uyruğundaki herkese askere alınma zorunluluğu getiren yasa gibi...
Neredeyse yüz yıldır “zorunlu askerlik” değişmedi.
Çünkü...
O dönemde Prusya Ordusu örnek alındı.
Bunun fiili uygulayıcısı da askerî okullar müfettişi yapılan daha sonra da Çanakkale Savaşları’nı yöneterek en eğitimli, en seçkin sivil kadroları heba ettiren Alman Von der Goltz oldu.
Goltz, Osmanlı askerî bürokrasisi için 1908’den itibaren ordu-millet yaratmanın felsefesini oluşturdu.
Cumhuriyetin kurucu kadroları da “ordu-millet” felsefesini aynen benimsedi.
Kuruluşundaki “Prusya Ordusu” anlayışı sürekli kılındığı için de Cumhuriyet’ten çok daha eski olan 1916 yılındaki kanun aynen korundu.
***
O kanun korunmaya devam edilirken “ileri demokrasi” olur mu, cumhuriyet demokratikleşir mi?
Sokak “bedelli tasarısına” heyecanla sahip çıkarken, siyasal iktidar cenahından gelen devletçi ve askeri refleksler şaşırtıcıydı...
Doğrusu garipsedim...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025