Mehmet TIRAŞ
İddia sahibi sıradan bir siyasetçi değil, AKP Hükümetlerinde Dış İşleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu 7 Mayıs 2025 Tarihinde; kendisinden sonra aynı partide Başbakanlık yapmış Binali Yıldırım’a soruyor:
“Benden sonra Başbakanlık yaptın benim mal varlığımda hiçbir artış yokken…
Senin ve çocuklarının toplam mal varlığı 28 milyar dolara çıkıyor.
Sen ve çocukların bu malvarlığınızı nasıl elde ettiniz?”
Ahmet Davutoğlu’nun bu iddiaları karşısında hiçbir Cumhuriyet Savcısı devreye girmedi…
İddianın muhatabı Binali Yıldırım’dan da bir yalanlama geldi mi, gelmedi.
İktidar yanlısı Merkez medya bu haberi gündeme getirdi mi, getirmedi.
İddia unutulmaya yüz tuttu ve hatırlanmaz oldu.
Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarına katkı olsun…
Recep Tayyip Erdoğan 1994 yılında yapılan yerel seçimlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra; Kameraların karşısına geçip parmağındaki evlilik alyansını gösterip, ”Benim sermayem bu” eğer bir gün zengin olursam bilin ki “Tayyip Erdoğan haram yemiştir” diyordu.
Bugün Sayın Erdoğan Dolar milyarderi.
Siyasetin bizim ülkemizde nasıl bir zenginlik yarattığının somut örnekleri öyle çok ki…
Bir milletvekili İki yılı doldurunca emeklilik hakkı elde ediyor ve 2025 yılı itibarı ile de 149 bin lira emekli maaşı bağlanıyor.
Şu an Milletvekilliği yapanların aylık maaşı 239 bin lira…
Milletvekili emekli maaşı ile birlikte milletvekilinin aylık geliri 379 bin lira.
Bir milletvekilinin emekli maaşı 10 asgari ücrete tekabül ediyor.
Hiçbir siyasi parti milletvekili yararlandığı bu adaletsiz durumun değişmesini istemiyor, pişkince susuyor.
Toplumun neden bu kadar siyasete meraklı olduğunu ve bu kirli ve çürümüş sistemin değişmesi yerine, onun bir parçası olmak istediğini gösteren, sürekli artan siyasi parti sayısı…
2025 yılı itibarı ile İçişleri Bakanlığının verilerine göre, sahada 112 siyasi parti iktidar olmak için siyaset yapıyor.
27 AB üyesi ülkelerinde ise, ortalama siyasi parti sayısı 3 ile 5 arasında değişmektedir.
Siyasetin irtifa kaybettiği ama siyasetçinin zenginleşmesinin devam ettiği, siyasete olan ilginin tavan yaptığı bir süreç hız kesmeden de devam ediyor.
Siyasi partiler kanununu ve Türkiye’nin AB’ye girmesini kimler istemiyor?
Topluma yön veren en dinamik üç kesim karşımıza çıkıyor.
Bu kesimler aynı zamanda siyasetin finansmanını sağlayan ve ekonomik güce de sahip olanlar.
-Birinci kesim, siyaseti meslek olarak gören ve siyaset üzerinden hayatını idame eden, milletvekilleri, Belediye başkanları ve parti teşkilatları…
Siyasi partiler Ülkenin AB’ye girmesini islemiyorlar.
Ülke AB’ye girerse ülkenin bağımsızlığı tehlikeye girermiş.
AB üyesi ülkelerinde böylesi bir milletvekilliği, Belediye başkanlığı, bürokrasi ve müteahhit saltanatı yok diyemiyor.
-İkinci kesim ise,Kamu İhaleleri üzerinden zengin olan ve siyasetçi ile paylaşanlar.
Siyasetinde finansmanını sağlayan ve siyasete yön veren Müteahhitler.
Türkiye AB üyesi olsaydı siyasal iktidar kamu ihale kanunu 197 defa değiştiremezdi.
Kamu ihalelerinin yüzde 80’nini muhalefetin 5’li çete diye adlandırdığı müteahhitler de alamazdı.
Bizde kamu ihaleleri rekabet içinde saydam yapılmıyor ve siyasal iktidarlar ihaleleri adrese teslim veriyorlar.
Müteahhitler Kimin milletvekili, kimin Belediye başkanı olacağına iktidara yakın parti liderleri üzerinden etkili oluyorlar.
Özellikle de başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde.
Parti Genel başkanları Milletvekili ve Belediye başkanlarını ön seçim yapmadan merkezden belirliyorlar.
-Üçüncü kesim ise silahlı ve sivil bürokrasiyi temsil eden yüksek maaşlı bürokratlar;
“Valiler,Generaller,Hakimler ve Savcılardır.”
Valilerin,Generallerin,Hakim ve Savcıların “ne kadar maaş aldığını toplum olarak bilmiyoruz.”
Bunlar sistemden hiç yakınmazlar.
Hukuksuzluktan, yoksulluktan, yolsuzluktan, gelir dağılımı adaletsizliğinden, açlıktan ve pahalıktan hiç şikâyetçi olmazlar.
Bir gün olsun “Eşit vatandaşlık hukukundan bahsetmezler.”
Çünkü bunlar kendilerini ülkenin sahibi olarak görürler.
Devleti de sürekli kutsarlar.
Toplumun en varlıklı 4 milyon kişisi Milli gelirin yüzde 40’nı alırken.
Milyonlarca insanın yokluk ve yoksullukla boğuşması bunların umurlarında bile değildir.
Kamuda 125 bin makam aracı vardır, kamuda imza yetkisi olan bütün bürokratlar makam aracına binerler.
Almanya,Japonya ve Fransa’nın toplam makam araç sayısı 32 bindir.
AB üyesi bazı ülkelerde bakanlar makam aracı bir tarafa, bisikletle işlerine gidip gelirler.
Silahlı ve sivil bürokratlar, görev süreleri boyunca ne kira sorunu ne de ev taşıma sorunu yaşarlar, valizleriyle gelirler valizleriyle de giderler.
Generaller ömür boyu lojmanda oturma hakkına sahiptirler.
Bu imkânlara sahip olanlar sistemin değişmesini AB standartlarında bir demokrasiyi isterler mi?
Türkiye’de bir de siyasetçilerin vaz geçemediği etik olmayan,Nepotizm (akraba kayırmacılığı) olayı var.
Kamu kuruluşları,Belediyeler, Üniversite rektörleri,sendikalar,meslek kuruluşları, esnaf örgütleri Nepotizmin yaygın uygulandığı ve geçim kapısı olarak kullanıldığı alanlardır.
Bu kuruluşlarının tepesinde olanlar birinci derece yakınlarını buralarda istihdam ederler.
Yeri gelmişken hatırlatalım bizim siyasetimizde siyaseten ahlakla bağdaşmayan, bir de milletvekili ve Belediye başkanları borsası vardır.
Yukarıda ortaya çıkan olumsuz tabloyu siyasal iktidar çözeceği yerde bu sisteme sahiplenerek, sorunları daha da derinleştirmiştir.
Sandıkta kaybettiği yerleri yargı yoluyla irade gaspı yaparak tekrar ele geçirmeye çalışıyor.
Toplumun umudu Muhalefette…
“Hak,Hukuk, Adalet” diye yedi aydır meydanlara çıkan demokrasiden yana olanları, meydanlara çağıran ve takdire şayan bir şekilde,mitingleri seriye bağlayan CHP, demokrasi güçlerine umut oluyor.
Ancak bir soru var:
CHP,Yukarıda dile getirdiğimiz sorunların üstesinden nasıl gelecek, ”kısa, orta ve uzun vadeli” plan ve programı nedir?
Ülkenin demokratikleşmesi ama önce ve en önemlisi hak edilmemiş kazanç ve gelir sağlayan siyaset kurumunun demokratikleşmesi kaçınılmaz…
Kürt sorununun çözümü konusunda “ilkeli ve tutarlı” siyasetini meydanlarda yüksek perdeden dile nasıl getirecek?
CHP onlar gitsin biz gelelim sonra bunları konuşuruz diyorsa; bilsin ki çürümüş rejimi değiştirmek değil, mevcut çürümüşlüğün iktidarı olmak istiyor…
O zaman da hiçbir şey değişmez, biraz da onlar daha zenginleşir halk da her zamanki gibi fakirleşir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025