Mehmet TIRAŞ
Bir ülkede ne kadar birlik beraberlik lafı söyleniyorsa o ülkede birlik ve beraberliğin pamuk ipliği ile bağlı olduğunu düşünmüşümdür hep.
Birlik ve beraberliğinizden şüpheniz yoksa bunu niye durduk yerde söyleyesiniz.
Bu birlik ve beraberlik sözleri en çok siyasiler ve onunla müttefik eden,darbeci medya ve devletten nemalanan adına da sivil toplum denilen güçler söyler,bizim geleneğimizde.
Birlik beraberlikten bahsederler ama yaşanan sorunlarla hiç yüzleşmezler, yüzleşmeye çaba sarf edenleri de;birliğimizi beraberliğimizi bozan mihraklar olarak kamuoyunun önüne atarak hedef gösterirler.
Bu ülkede Kürt sorununu vardır bu sorun ‘temel insan hakları ve özgürlükler’ çerçevesinde çözülsün diyenlerin başlarına gelmedik olay kalmamıştır, bunların başında en ağır bedel ödeyenlerden biri sosyolog bilim adamı eline mantar tabancası bile almayan İsmail Beşikçi’dir,yaşamının 17 yılını cezaevlerinde geçirmiştir.
Kürtler varlıklarını inkar eden devletin; asimilasyon ve baskıcı şiddet politikaları karşısında kendi içlerinden PKK gibi bir silahlı örgütü çıkartarak; NATO’nun ABD’den sonra en büyük ordusuna sahip Türk ordusuyla 30 yıl savaşarak Kürtlerin taleplerini dünya kamuoyuna ve içte de inkar eden devlet erkanına varlıklarını kabul ettirmiş bulunmaktadır,geline süreç anlamında söylüyoruz bunu.
İç ve dış sorunuyla yüzleşip çözemeyen bizim siyasilerimiz den önce iktidar gitti -geldi ABD’ye; peşinden de Kürt sorunun muhatabı partinin temsilcileri.
İç savaş yaşamış ve bölünmüş ülkeler üzerinden kısa bir tarih turu yapalım..
Almanya da Hitlerin iktidara gelip tüm muhalifleri yok sayıp muhalif olanları katlederek bir iç savaş çıkıyor..Hitler, içerideki muhalifleri de susturmak için büyük Almanya sevdası için, Polanya’yı işgal etmesiyle ikinci dünya savaşı çıkıyor.Bu savaş altı yıl içerisinde 52 milyon insanın yaşamına mal oluyor.Bugünkü Türkiye nüfusunun üçte ikisi kadar.
İkinci dünya savaşından sonra Almanya ikiye bölünüyor,birisi Batı Almaya diğer ise Doğu Almanya olarak ayrılıyor.
Yine bir Batı ülkesi olan İspanya da faşist Franko ülkeyi kan gölüne çeviren bir iç savaşı yaşatan kişidir..İspanya Almanya gibi ikiye bölünmüyor ama Katolanya bölgesi kendilerini farklı bir ülke olarak tanımlamaya başlıyor ve merkezi İspanya hükümetiyle siyasi sürtüşmeler başlıyor; ETA gibi silahlı bir örgüt çıkıyor Katalonyanın bağımsızlığını savunuyor,fiilen İspanya bölünmese de bir ayrılık rüzgarı esiyor..
Sovyetler Birliği dağılmadan önce BMÖ’nde tek ülke olarak temsil edilirken;içeride başlayan demokrasi mücadelesiyle ülke tuz buz oldu; içeride SSCB’liği çatısı altında 16 olan ülke dağılırken kendi içlerinden de mantar gibi devletler çıktı ortaya.
Sosyalist sistem dağılınca ;Çekoslovakya ikiye bölündü ve Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak iki ülke olarak yollarını ayırdılar.Hatırlanırsa Sovyetlerin Çekoslovak yayı işgaliyle, bu ülkede içeride bir iç savaş yaşandı.
Yugoslavya iç savaşının ardından; Yugoslavya diye bir ülke tarihe karışırken, içerisinden tam altı 6 ülke doğdu.
Küreselleşme aynı zamanda bir tarihle de insanlığı yüzleştiriyor istemese de;demokratik olmayan rejimler ters yüz olurken; demokratik ülkeler bölünmüşlüğünü de tamamlıyor iki Almanya’nın birleşmesi de önemli bir örnektir,demokrasi açısından.
Yakın tarihimizde komşumuz olan Irak iç savaşının ardından ;fiilen bölünmese de devlet gibi hareket eden Kuzey Irak Bölgesel bir Kürt yönetimi Başkanı Barzani ve hükümet kabinesi diplomaside devlet gibi karşılanmaktadır.Türkiye yakın tarihe kadar yani Suriye iç savaşı çıkmadan önce Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyordu;şimdi Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimiyle 12 milyar dolarlık petrol anlaşmasını yapıyor,merkezi Irak yönetimi ve ABD’nin karşı çıkmasına rağmen.Bu anlaşma bölgesel Kuzey Irak Kürt yönetiminin devlet olarak tanınması olmuyor mu?
Bunları niçin anlatıyoruz.
Kara sınırımız 910 kilo metre olan Suriye iç savaşıyla da; Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması çok zor görünüyor;bu savaşın sonunda kaç ülke çıkacağı da içinde; savaşın nasıl sonlandırılacağı ve kaç yıl süreceği konusunda kimse bir öngörü de bulunamıyor.Rüzgarı arkasına almış bir orman yangını var sınır komşumuzda ve sınırın her yerinden alevlerin yükselmesini ve dumanı,ağaçların yangından etkilenen kozaları sınırımızın içine düşüyor.
Bizim Dış işler Bakanımız söylüyor; Orta Doğu haritası yeniden çiziliyor,diyor, ama bölünmenin adını söyleyemiyor.Orta Doğunun haritasının yeniden çizilmesi bal gibi bölünmedir.
Dünya da ve sınırımızda olan bu iç savaşların sonucunu görüp de;birlik beraberlik manisi söylemenin ne kadar geçerliliği var.
Beş ay önce PKK, liderini asmak isteyen bir Başbakan birden PKK ile niye bir anlaşmaya vardı?
Suriye’nin bir bölgesini Suriye Kürtleri yönetiyorlar, hem de bir kurşun atmadan sahiplendiler.
Şimdi Bizim ülkemizde Kürtler ve dört ülkeye dağılmış sayısı 25-30 milyonla ifade edilen Kürt siyasetçileri büyük Kürdistan’dan bahsederken,bizim iktidarda ülkenin bölüneceği korkusu sarmış durumda ama bunu engelleyebilirler mi,bu çok zor görünüyor,Başbakan Erdoğan da bunun farkında!.
Artık Kürt sorunu dört ülkeyi ilgilendiren bölgenin en önemli sorununun yanında,Kürtler artık bölgesel bir devlet projesini de tartışmaya başladılar..
AKP, hükümetinin Suriye politikası bir mezhep siyaseti olarak algılanmaya başladı ve bu içeride ve dış dünyada çok yaygın bir kanı olarak bariz gözüküyor.Birde, AKP’e hükümeti özgürlükleri ve inançları din ve Sünni bir mezhep üzerinden tanımlar olması; toplumda çok farklı yarılmaları da beraberinde getiriyor;hiçte öyle birlik beraberlik anlatıldığı gibi sokağa ve vatandaş ilişkilerine yansımış değil.
Suriye iç savaşıyla bir de “Alevi Devleti” tartışmaları başladı.
Küreselleşme ile insanlar kimliklerini araması bir milliyetçilik değil de,bir antropolojik bir kültürün sonucu olarak ortaya çıkıyor ve insanlar bir yerde özünü arıyor,dilini,kültürünü yok sayanlara karşı; bir başkaldırı hareketi yeni çağın çatışmalarından çıkan sonuç olarak görmeliyiz.
Artık her toplum kendi devletini kurarak kültürünü yayarak ve yaşatarak yeryüzüyle hareket etmeye doğru gidiyor,diyorum, bu biraz çok iyi niyetli bir görüş gibi gelir ama insanlığın akışı mutlaka yeniliğe doğrudur çünkü;yeni çağın teknolojisi,iletişimi ve üretimi; sınırlarları,duvarları yok ederek ilerliyor..
İnsan hakları ve özgürlükler bir ülkenin iç sorunu olmaktan çıktı.
Bizde siyaseten bu değişen dünyadaki gelişmeler hazırlıklı olalım, Orta Doğunun haritası yeniden çizilirken herhalde biz bunun dışında kalacak değiliz.
PKK ile otuz yıl süren düşük yoğunluklu iç savaşın sonucunda 40 bin insanın ölümüne, 17 bin 500 insanın faili meçhul cinayete kurban gittiği,3 milyon insanın zorunlu göçe tabi tutulduğu, binlerce köyün yakılıp yıkılmasına ve 400 milyar dolar ekonomik külfeti olan bir savaşın sonucu;Kürtlerin kültürel haklarıyla kalmasını istemek saflık olur,diye düşünüyoruz değişen dünya da..!
Türkiye demokratikleşmeyle “Kürt” kimliğini de içine alan; yok olmaya yüz tutmuş 18 dili yaşatacak yeni bir yapılanmaya geçerek bunun önünü keser mi? Çıkmamış candan umut kesilmez misali denemekte yarar var demekten başka bir şey,diyemiyoruz.
Gün doğmadan neler doğar,denilecek kadar karışık bir coğrafya da yaşıyoruz..
Her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor,yalnız iç savaş yaşamış toplumların bölünmemesi imkansız gibi
Görünüyor..
Yukarıda sıraladığımız örnekler hayali değil,yeniçağın tarihle örtüştüğü bir realitedir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025