Melih ALTINOK
Hafta sonu küçük Millet Meclisi toplantısının moderatörlüğünü yapmak üzere Urfa’daydım. Diğer Kürt illeri gibi burada da politika tüm sohbetlerin ana gündemi. Ve biliyorsunuz memleketin özellikle doğusunda güncel politikada umutlardan ziyade kaygılar dile getiriliyor.
Seçim öncesi yaratılmaya çalışılan yüksek basıncın yeniden bölgenin mikrokliması haline gelmesi, savaşın rantını yiyenlerle ilişkisi bulunmayan Kürtlerin büyük çoğunluğu için ciddi bir kaygı.
Ancak ahali, devlet aygıtının bilindik düşmanıyla kimi zaman al gülüm ver gülüm şeklinde tezahür ettiği gizlenemeyen savaşından ziyade, halkın öz örgütlülükleri arasındaki bir çatışmanın daha vahim sonuçlar doğuracağının farkında.
Bu nedenle Yüksekova Mustazaf-Der Şubesi Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna’nın PKK’li olduğu iddia edilen bir grup tarafından öldürülmesiyle ilgili gelişmeleri sessiz ama dikkatli bir şekilde takip ediyorlar.
Kentte görüştüğüm Hizbullah sempatizanları ve örgüte yakınlığı sır olmayan Mustazaf-Derciler, Yüksekova’daki cinayetle doruğa çıkan Hizbullah örgütlenmesine yönelik saldırıların, PKK içerisindeki bir kanadın inisiyatifinde, merkezî otoriteden bağımsız geliştiğini düşünüyorlar.
Aralarındaki ‘istişare’nin ardından merkezlerinde görüşme teklifimi kabul eden Mustafaz-Der Urfa Şube Başkanı Mehmet Kışlar son derece politik bir dille konuşuyor. Ancak Kışlar, 1995 yılında ateşkes yapan Hizbullah ve PKK arasındaki ilişkinin yeni bir boyuta girdiğinin sinyallerini de gizleyemiyor.
Kışlar, Yüksekova saldırısının ilk olmadığını, PKK çevresinin yakın zamana dek Adana başta olmak üzere çeşitli illerdeki şubelerine elli civarında “baskın” yaptığını ısrarla vurguluyor.
Bu saldırılara güvenlik güçlerinin kayıtsız kaldığını ve tabanlarını teskin etmekte zorlandıklarını belirten Mehmet Kışlar, “Misilleme gelecek mi” şeklinde ısrarlı sorularım karşısında da hareketin önde gelen isimlerinden Molla Ekrem Kılıçarslan’ın, Durna’nın öldürülmesinin ardından söylediklerini tekrarlıyor:
“Bizler Allah ve Resulü yolunda her şeyimizi feda ettiğimiz gibi canımızı da feda etmeye hazırız. Bizler bu uğurda canımızı da vermeyi bir şeref kabul ediyoruz!”
Hizbullah legal alandaki örgütlenmesinin sonuçlarını özellikle daha önce kapalı salonlarda düzenlediği Kutlu Doğum Haftası etkinliklerini sokağa taşıyarak açıkça ilan ediyor. On binlerce kişinin katıldığı sokak gösterileri düzenliyor.
Hareketin kadrolarına Siverek civarında askerî eğitim verdiği iddiaları güvenilir kaynaklarca da doğrulanıyor. Beykoz baskınının ardından gelişen süreçte devletle köprülerini atan örgütün finansman sorununu aşmak için çeşitli illerde alışveriş mağazaları açtığı da bölge halkınca biliniyor.
Dolaysıyla, Hizbullah’ın hafta sonu PKK’ye açıkça failleri bulup gerekeni yapması, aksi halde misilleme yapacakları tehdidinde bulunmasını ciddiye almak gerektiği ortada.
PKK’nin bölgedeki mücadelesinde Hizbullah’ı hedef tahtasının göbeğine yakın bir noktada konumlandırmasına dair olasılıklar da muhtelif. İsterseniz, biz kolay prim yapan komplo teorilerini es geçip, bölge halkı ve söz konusu yapılara yakın kaynakların yaklaşımları üzerinde duralım.
Hatırlayacaksınız, yılbaşında bazı Hizbullah sanıklarının tahliye edilmesinin ardından bölgede örgüt ile PKK arasında çatışmaların yeniden başlayabileceği olasılığı tartışılmıştı.
Ancak Bizzat Öcalan’dan gelen “Legal zeminde çalışacaklarsa DTK’ya da davet edilebilirler” açıklaması havayı bir nebze olsun sakinleştirmişti.
Gelin görün ki, PKK içerisinde Öcalan’ın inisiyatifi dışında hareket etmeye meyletmiş bir grubun olduğu da sır değil. Bu grup, hareketin Türkiye’deki mücadelesi için tarafı olduğu şaibeli ilişkilerinin yanı sıra, İran, Irak ve Suriye’yi de kapsayan bir perspektife sahip.
Söz konusu çevrenin, bölgedeki mutlak hâkimiyeti için Kürt halkının yüksek dinî hassasiyetlerine de hitap eden bir yaklaşımla, otoritelerine alternatif oluşturabilecek odakları tasfiye etmeye yönelik bir politika izleyeceği belirtiliyor.
Bölgede başlayacak bir Hizbullah-PKK çatışması yalnızca seçim öncesiyle sınırlı bir tehlikeye işaret etmiyor. Zira ilk adımları atılan bu tehlikeli dalaşın, 12 Haziran sonrası bölgedeki etkinliğini “demokratik özerklik” ekseninde mutlaklaştırmaya yelteneceğinin sinyallerini veren egemen Kürt siyasetini, Hizbullah çevresine karşı daha da tahammülsüzleştireceğini tahmin etmek zor değil.
Kuşkusuz böyle bir tablo, naif Kürt açılımı ve demokratikleşme adımlarının bile bölgede bir kaos ortamı yaratacağı propagandası yapan, bu sonuç uğruna her türlü fırsatı değerlendiren askerî ve sivil bürokrasideki Ergenekon güçleri için bulunmaz nimet.
Megali idealar peşine düşenler, zamansız iktidar hırsının, bugünün küçük de olsa demokratik kazanımlarını bile aratacak eskiye dönüşe zemin hazırlayacağını akıllarından çıkartmalılar.
Ceberut bir ulus-devletten biraz da olsa yakasını sıyıran Kürt halkının canını ve huzurunu yeni bir macera uğruna ateşe atmanın vebali inanın ağır olur.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019