Melih ALTINOK
Bir gazeteci arkadaşım 100 kişinin imzaladığı ve Zaman’ın sürmanşetten gördüğü “Yetti Artık! Yolsuzlukları da Ergenekoncuları da AK’lama” isimli bildiriyi okuyunca “dur” dedim. “İsimleri söyleme, birkaçını ben tahmin edeceğim!”
Saydığım 10 isimden ikisi dışında hepsi de listedeydi. O ikisinin de metni sahiplenmenin getirisini götürüsünü enine boyuna hesapladıktan sonra tavırlarını netleştireceklerinden şüphem yok. Bu arada bildiride imzası bulunanların büyük bir çoğunluğunun ismini ilk kez duyduğumu belirteyim de, kendilerine haksızlık etmiş olmayayım. Zira sözlerim de onlara değil, tanışlara…
Elbette bu başarılı loto performansımın nedeni kâhinliğimden falan değil. Ama dinlediğim metindeki gibi, en kritik politik süreçlerde, ilkesel bir üç yol duruşu tarif ederken aslında neye taraf olunduğunu defalarca gördüm. Ve bu tarzın kadim temsilcilerini de çok iyi tanırım.
Nerden mi? 28 Şubat’ta, 27 Nisan’da, ordu halkının, siyasetin üzerine yürüyünce “ne darbe ne şeriat” diyerek meşru siyasetin acziyle askerî vesayetin fütursuzluğunu eşitlemelerinden mesela.
Ya da Esad’ın varil bombası taşıyan uçaklarına karşı muhaliflerin sapanlarıyla yürütülen savaşta “her iki taraf” tabirini kullanıp, zalimle mazlum arasındaki farkı silivermelerinden.
Eskiden askerî vesayetin açık darbe planları, provokasyonları, havada uçuşurken meşru siyasal iktidarın icraatlarında tehdit avına çıkarlardı. Şimdi de siyaset karşısında konumlanıp, siyaseten doğruculuk sloganlarıyla vesayete talip yeni bürokratik oligarşiye ürkekçe omuz veriyorlar.
Tek yol her türlü vesayetle mücadele
Elbette şimdi kendilerini cilalayan cemaatten de, en az AK Parti kadar nefret ettikleri için, bu işi yine bir “üçüncü yol” cephesinden örgütlüyorlar.
Fiilen ve açıkça yanında konumlandıkları cemaat ile aralarında mesafe koymak için metnin sonuna “nafie” yerleştirdikleri şu cümle ise aslında tüm mantık duvarlarını üzerlerine yıkıyor:
“Çok açık ki; devlet yapılanması içindeki yasa dışı tüm odakların açığa çıkartılmasının yolu, daha fazla demokrasi ve daha fazla şeffaflıktan geçiyor. Çözüm, barış ve demokratikleşme yönünde yepyeni adımların hızla atılmasının gerekli olduğu her geçen gün açığa çıkıyor.”
Doğru, sevgili üçüncü yolcu arkadaşlar seçilmiş iktidara, sandıkla ya da sivil toplum hareketiyle değil, güvenlik ve yargı bürokrasindeki hiyerarşik örgütlenmesiyle kastedenlere karşı mücadele, şeffaflık ve demokrasiden geçiyor. İşte o elzem demokrasi ve şeffaflaşma da önce tüm siyaset dışı odakların siyaset dışı yöntemlerine açık tavır almakla mümkün oluyor.
Yoksa sizin şimdi yaptığınız gibi, söz konusu yapılanmanın algı operasyonuyla tartışmayı ısrarla çekmeye çalıştığı düzlemede at koşturarak değil. Kimsenin yapılmasına karşı olmadığı yolsuzluk operasyonlarının, iktidardan gayrimeşru olarak pay isteme hedefini gizlemenin çeşnisi olduğunu bile bile, tartışmayı “zarftan” ibaret kılmaya çabalayarak hiç değil.
Çözüm ve barış vurgunuza gelince. Oslo’daki müzakereleri, Habur açılımını sızdırıp muhafazakâr kamuoyunun sinir uçlarıyla oynayan kimdi? Peki ya, KCK soruşturmasını "en provokatif" şekilde yürüterek Kürtleri tahrik eden?.. Çözüm sürecine karşı hükümeti “muhatabınız Öcalan” diye sıkıştırmaya çalışan medya, sizin metninizin üzerine atlayanlardan başkası mı?
Üçüncü taraf değil, haksıza amigoluk
Hal buyken, Türkiye tarihinin en büyük toplumsal barış projesinin mimarları bu tehdide dikkat çekerken, çözüm karşıtlarının değirmene un öğütmeye gitmek nasıl bir çözüm yolculuğudur?
Biliyorum, “ne darbe ne şeriat” gibi sloganların cazibesini. Kısa bir süre benim de gözümü kamaştırmıştı kolaycılığıyla. Ama içinizde siyaseten benden çok daha deneyimli isimler var. Hâlâ nasıl anlamazsınız? Biri bıçaklı diğeri çıplak elli iki kişinin kavgasında kenarda durup en “iyi çözüm kavga etmemek” diye söylenmek tarafsızlık değil. Dahası silahsız olana “sen de tahrik ettin” ama demek teorik olarak başka bir yol olsa da, düpedüz namertçe dövüşenden yana durmak.
Evet, bu sözler tarafsızlığa eleştiri ya da “taraf olmayan bertaraf olur” güzellemesi değil. Anlattıklarım, hakem pozlarında, usulsüz, haince dövüşen tarafa destek olanların acziyetinin resmi.
Bari bu sefer mızmızlık etmeden şu siyaset oyununa, siyasetin meşru kurallarını destekleyerek katılsaydınız. Eminim severdiniz de.
Yolunuz değil üçüncü, yol bile değil ve inanın çıkmaz bir yere.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019