Melih ALTINOK
Dün gazete köşelerinde “geliri”, Danıştay’daki çıkışıyla tartışılan Metin Feyzioğlu’na bağışlanmak üzere tertiplenen bir bayrak yarışı vardı.
CHP ve Cemaat yandaşı yazarlar, “Diktatör Erdoğan” konulu kompozisyonlarına renk katacak yeni bir gündem bulmanın heyecanıyla start aldılar. Üzerinde “Erdoğan hatalarını duymaya tahammül edemiyor” yazılı bayrağı sayfalarda elden ele dolaştırdılar. Dupond ve Dupont kardeşler arasında metni “Erdoğan edemiyor tahammül hatalarını duymaya” şeklinde özgün yorumlayanlar da vardı elbette.
Yine takım olarak yenildiler elbette. Ama içlerinde “hep beraber savaşılır herkes kendi hesabına ölür”ün farkında olanlar da vardı. Ortak hezimetlerini, ilişmeye çalıştıkları “yalnız ve güzel cemiyet hayatına” yıkıp sıyrılmaya çalışanların son dönemlerdeki önde gideni atıldı. Çünkü cilalamaya çalıştıkları Feyzioğlu’na karşı CHP’de bile oluşan tepkiyi üzerine çekmeden de bu son kozu işleyebilecek kabiliyette olduğunu biliyordu.
“Kimin dediğine değil, ne dediğine bakın Sayın Başbakan, demokratlık bunu gerektirir” diye haykırdı.
Ne kadar da akıllıca değil mi? Hani beynimizi klişelere teslim etmiş olsak ya da hafta sonu Danıştay töreninde ne olduğunu bilmesek, “adam haklı beyler dememiz” işten bile değil.
Gerçi sağ olsunlar, mevzuun farkında olup da “aman AK Parti'yi destekliyor demesinler” diye bu korkuluk argümanına sığınan demokratlarımız da var ama ahali yer mi bu hinliği?
Bakın, cinnet halleri, ölümüne koşan Amok koşucusu seviyesine varan sevgili arkadaşlarım. Demokrasi denen sistemin mantığı “kimin dediği” üzerine kuruludur. Kuvvetler ayrılığı ilkesi de buna dayanır. Halkın tek ve meşru temsilcisi parlamentonun içinden çıkan yürütme mesul olduğu alanda halk adına “der.” Meşruiyeti faaliyet alanıyla sınırlı olan ve hiyerarşik olarak diğerlerinden üstünlüğü bulunmayan yargının bu hakka müdahalesi “sınırlıdır.”
Dolayısıyla egemenlik tartışmasında, yargının bir parçası olan savunmanın temsilcisi konumundaki Barolar Birliği Başkanı alanını ihlal ettiğinde ne söylendiğini tali; kimin söylediği esastır.
Tıpkı askerin siyasi demeçler vermesi durumunda, içeriğin değil, “deme” hakkının tartışma konusu yapılması gibi.
Biraz didaktik oldu, idare edin lütfen ama arkadaşlar için tamamlamam gerekiyor.
Peki, kuvvetler ayrılığında yargının görevi ve “hakkı” nedir?
Yargı yürütmenin halk adına ürettiği politikaları ve icraatları “esastan” denetleyemez. İşi hukuku uygunluk alanında başlar ve biter. Yargının, siyasetin politikalarını başarı ya da başarısızlık kriteri ile değerlendirmesi de yine “hukukla” düzenlenir. Sayın Feyzioğlu’nun yaptığı gibi, bu sorumluluğunu ve hakkını, “kamuoyu algısı” oluşturmak için kullanması ise siyasete doğrudan müdahale anlamına gelir.
İşte bu yüzden Feyzioğlu konuşurken Erdoğan’ın salonu terk etmesi, söylenenlere bir tepki değil, demokratik işleyiş açısından haddi olmayanın konuşmasına itirazdır. Kaldı ki, başbakan sıfatıyla aldığı tavrı bir hakkın kullanımından ziyade sorumlu olduğu halka karşı görevidir.
Bu arada üzülerek bildirim ki, gazeteciler ve yazarlar için, anlattıklarımın tam tersi geçerlidir. Bu alanda söyleyenin kim olduğundan ziyade ne söylediği önemlidir. Dolayısıyla siyasi tartışmalarda husumetine göre “kimin” söylediğine odaklanıp “ne söylediğini bilmeden” yazana da gazeteci dışında her şey denir.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019