Melih ALTINOK
Yeni Özgür Politika’da bir haber ilişti gözüme. “Gerilla her yerde eylemde” başlıklı haberin spotunda 24 devlet görevlisinin öldürüldüğünün yanı sıra şu bilgi yer alıyor:
“Gerillalar Dersim’de 5 TIR’ı daha yaktı!”
Haberde şoförlerinin “gözaltına” alındıktan sonra TIR’larının yakılmasına gerekçe olarak Fuat Çelik isimli işadamının “Kürdistan’da izinsiz ticaret yapması” gösteriliyor.
Bizim polis de çevirme yapıyor, gözaltına alıyor, hatta bazen sokak ortasında yeniçeriler gibi meydan dayağı da atıyor. Ama yukarıda Allah var, “ruhsatımız” yoksa arabamızı, ekmek teknemizi yakmıyor.
Elbette bu tekil bir olay değil. PKK yıllardır bölgede şantiye basıyor, iş makinelerini yakıyor, işçileri, mühendisleri, müteahhitleri kaçırıyor, öldürüyor.
İşadamlarının malının mülkünün, kazancının hesabını sormak bana kalmadı. En azından önceliğim bu değil. Ama bu işten etkilenen, arada kalan, midesi sırtına, gururu yere yapışan yoksullar, Kürtler benim dinim imanım.
Çünkü HPG geçtiğimiz günlerde bir “genelge” yayımlayarak yol, baraj v.s inşaatında iş bulup karnını doyuran yoksul Kürtlerin de suça ortak olacakları için hedefinde olduğunu duyurmuştu.
Evet, devletle savaşan bir “gerilla” hareketinin devleti maddi zarara uğratmaya çalışması kendi mantığı içerisinde elbette tutarlıdır.
Ama harekete “vergisini” ödeyen işadamı takır takır ticaretini yapabildiğine göre, bölgedeki yatırımlara bakış açınızın ilkesel değil, tamamen “duygusal” olduğu ortada.
Kaldı ki hareketinizin, haklarını aramaya soyunduğu halkına karşı da sorumluluğu vardır değil mi?
Yoksa o halk, bölgedeki istihdam yaratan yatırımları ve ticareti engelleyen örgüte, bir filmde Müjde Ar’ın artık “sokakta” çalışmamasını isteyen “menajerine” Rum aksanıyla isyan ettiği gibi sorar:
“Çalisma çalisma, kim verecek evin kirasini?”
Bu paradoksu nasıl çözeceğiz Hevaller?
Hani dağa, Kürtler ezildiği, yoksullaştırıldığı, eğitimsiz bırakıldığı, “ötekileştirildiği” için çıkmıştınız, çözüm getirecektiniz ya, ona mahsuben soruyorum.
Bu faaliyetleriniz Kürtlerin bu yaralarına tuz olmuyor mu?
“Devlet karışmasın, biz bölgeyi yönetiriz” diyorsunuz, biliyorum. KCK’nız, 12 Eylül Anayasası’nı aratmayan anayasanız, ticareti düzenleyen, anlaşmazlıkları “çözen” yargı mekanizmanız bile var.
Ama bu organizasyonun dağda kıdem kazanmış birkaç politik ağanın cebini doldurmak dışında milyonlarca yoksul Kürde ne faydası var?
Belediye çalışanı emekçilerin maaşlarından yaptığınız kesinti, belediyeye yapılan en ufak tadilat başvurusundan aldığınız pay yetmiyor da, Kulp’un bir mezrasında, evine kendi imkânlarıyla yol yapan köylünün “vergisine” mi göz diktiniz?
PKK’nin yıllık 3,5 milyar dolarlık bir parayı kontrol ettiği belirtiliyor.
Bu muazzam paranın büyük kısmı silaha gidiyor elbette. Bir kısmı da Kandil’in “imarına.” Ama küçücük bir kısmı bile bölgede hizmete gitmiyor.
Duyan, gören varsa söylesin.
“Ne yapsınlar yani, okulda topladıkları parayla bölgeye köprü yapan Denizler misali, yoksul Kürtler için okul, hastane, aşevi, sokak çocukları için rehabilitasyon merkezi falan mı” demeyin.
Her türlü resmi işten vergi alacak kadar “kurumsal” ilişkiler geliştirmiş hareket bin tane yolunu bulur isterse.
Doğrudan, haraç almak için kapısını çaldığı iş adamlarına ya da onlar vasıtasıyla yerel yönetimlere bu işler için para aktarabilir mesela, değil mi?
Ama nerede?
Neyse, dert de derman da filler tepişirken arada kalan yoksul, kimsesiz yoksul Kürtlerde ve Türklerde...
Devletten kaçarken, PKK dolusuna, KCK’dan kaçarken, savaş baronlarını es geçip, sokakta taş atan çocuğu içeri tıkan Devlet’in yargısına tutulanlarda...
Gözlerden özenle sakınılan “anarşist” sahabemiz Ebû Zer el-Gifârî’nin “Evinde yiyecek bulamayanın, insanların üzerine yalın kılıç yürümediğine şaşıyorum” sözlerinde...
Sizde!
Bu savaşı da, talanı da siz durduracaksınız, tabii artık durdurulabilirse.
Gerilla mı dediniz?
TRT’deki radyo programlarında PKK militanlardan “gerilla” diye bahsetmemem için önüme bir uyarı levhası konulmasının konuşulduğunu hatırlıyorum.
Hukuki boyut, terminoloji falan bir yana dilime dolaşan “gerilla” tanımında Che’nin Marcos’un etkisi çok.
Zira, pek çok kişi gibi ben de yüzünü henüz görmediğimiz Zapatista lideri Marcos’un hayranıyım. Güvenlik gerekçesiyle değil, lider kültü yaratmamak için maskeyle dolaşan Marcos kendisine subcomandante diyor. İkinci komutan yani, “önderlik” falan değil.
Subcomandante’nin EZLN’si, “amaç aracı haklı kılar” deyip hakkını savunduğu Chiapas’taki hamileleri, genç kızları katletmediği, yerlilerin gittiği dersanelere bomba koymadığı, halkından haraç almadığı için bütün dünyanın saygısını kazanmış bir hareket.
Eskiden devlete karşı kullandıkları silahı, şimdi halkına da doğrultmuyor, attılar gitti. Ama milyar dolarları olmasa da, belediyelerinden gelen üç kuruşu yoksul Meksikalılar için kamplara harcayan, aşevleri, seyyar hastaneler, okullar kuran Marcos’a ve Zapatista’larına hâlâ “gerilla” diyorum.
Memleketimde ise bu tanımı bol keseden savurmamaya karar verdim.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019