Mümtazer TÜRKÖNE
Seçimden sonra, varsayalım ki İktidar ile muhalefet yer değiştirdi, Cumhurbaşkanı sarayından dışarıya kafasını uzatabilir mi?
Hakimleri, işadamlarını, gazetecileri böyle uluorta tehdit edebilir mi? “Ya devletin varlığını kabul edeceksiniz ya da yok olacaksınız” demiş, Kuveyt dönüşü. Kendi gazetesi bu lâfı manşetinde “ya devlete biat, ya da yokoluş” diye bize tercüme ediyor. “İtaat” bile değil kayıtsız-şartsız bağlılık, yani “biat”. Devletin varlığını inkâr eden olmadığına, kurumlara değil kişilere biat edildiğine göre demek ki cumhurbaşkanı ile devleti aynı kişi zannediyorlar. Devletin vicdanını temsil eden yargıçların kuduz köpek muamelesi gördüğü, devlet malına sahip çıkıp devlet adına yolsuzluğu soruşturan polislerin hapishane hücrelerinde, hırsızların pahalı rezidanslarda kaldığı bir ülkede, kendini devlet yerine koyan adamı kimse takmaz. Hukukun uygulanamadığı ve adaletin olmadığı yerde geride devlet mi bıraktınız?
Kendi çıkardığınız kanunu çiğnediniz. Ceza Usul Kanunu’nun 27. maddesi dururken 32. Asliye Ceza Mahkemesi’ni nasıl yetkisiz göreceksiniz, verdiği “reddihakim kararı”nı nasıl yok sayacaksınız? Sayamıyorlar ki, yeni hakim telaşla bu kararı kaldıran bir karar vermek zorunda kalıyor. O zaman da “adil yargılama”, “tabi hakim” ilkesi ortadan kalkıyor. Neyse ki anayasal olarak herkesi bağlayan uluslararası sözleşmeler ve yargı yetkisini tanıdığımız bir AİHM var. Orta Çağ zorbalığını bugünün dünyasında nasıl sürdüreceksiniz?
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bile, Türkiye’den daha ileri bir hukuk anlayışına sahip. Rudaw’ın haberine göre, önceki gün yargıçlar “yargıya baskı yapıldığı ve yargı bağımsızlığının zedelendiği” gerekçesi ile greve gitmişler. Gerekçe bir tek hakimin görev yerinin değiştirilmesi.
Önceki gün, yazdığım bir yazıdan dolayı hakim karşısına çıktım. Mahalli seçimler öncesinde Erdoğan’ın Gaziantep’teki miting konuşmasında Berkin Elvan’ı “terörist”, Burak Can’ı da “şehidimiz” ilan etmesi üzerine, insan hayatını siyasî istismar konusu yaptığını ve toplumu bu cinayetler üzerinden kutuplaştırdığını söylemiş ve bu konuşmayı bir “nekrofili” örneği olarak nitelemiştim. Erdoğan’ın avukatının başvurusu üzerine açılan dava takipsizlikle sonuçlanmış ama sulh ceza hakimi devreye girerek takipsizlik kararını kaldırmış ve dava yeniden açılmış. “Nekrofili”, Yunanca “necro: ölü” ve “philia: sevgi, dostluk” kelimelerinden meydana gelen bir deyim. “Ölümün yüceltilmesi”, “ölümün felsefî olarak bir amaca dönüştürülmesi” anlamına geliyor. Psikoanalizciler, bu deyime tıbbî bir anlam yükleyerek bir sapkınlık türü olarak sınıflandırıyor. Alev Alatlı’nın 70’li yılların kan deryasını konu alan “Yaşasın Ölüm” isimli kitabı, bu deyimi Batı’da baskın olarak kullanılan felsefi anlamı ile Türkiye’de yaygınlaştırmış iken, bir siyasî eleştirinin -üstelik hâlâ sahip çıktığım bir eleştirinin- ceza davası konusu yapılması, yaşadığımız boğucu atmosferin tecrübe ile sabit bir örneği.
2008 yılında, kapatma davası devam ederken AK Parti Genel Merkezi’nde, Siyaset Okulu’na ders vermeye gitmiş ve Erdoğan’ın konuşmasını dinlemiştim. “Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” diyordu. Çıkışta beni görünce ayak üstü “nasıl gidiyoruz?” diye sormuş, ben de “arkanızdayız” demiştim. Siyasetçiler kerameti kendilerinde görünce, arkasında durulan gücün prensipler değil kendileri olduğu vehmine kapılıyorlar. Dün Erdoğan’ın yanında olup bugün despotluğa karşı tavır alanların hepsi o gün benim gibi aynı prensibin arkasında duruyor: “Hukuk her şeyin üstündedir.” Peki değişen veya “dönen” kim?
Hukuk olmayınca geride devlet düzeni de devlet de kalmıyor. Günlerdir yargıçları, meslekten atılacakların sayısını bile vererek ağız birliği ile tehdit edenlere bakın. Ortada devlet olsa bu eşkıya ağızlarına kim cesaret edebilir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025