Mümtazer TÜRKÖNE
Başlığa aldırmayın; size M.Ö. 52 yılında yapılan bir savaştan, Alesia Savaşı’ndan bahsedeceğim. Savaş Roma Cumhuriyet ordusu ile Galya konfederasyonu arasında geçiyor. Roma ordusunun başında Jül Sezar var ve tarihteki büyük şöhretini özellikle bu savaşta sergilediği büyük askerî dehasına borçlu. Tahmin edeceğiniz üzere savaşı Roma ordusu kazanıyor, üstelik sayıca kendisinden beş ila on katı daha fazla olan bir orduya karşı.
Alesia Savaşı, kuşatma ve abluka taktiğine dayanıyor. 30-50 bin civarında bulunan Roma Ordusu 80 bin kişilik Gal ordusunu Alasia kentinde kuşatma altına alıyor. Konfederasyonun lideri Vercingetoix, 100 ila 250 bin civarındaki ordusu ile kuşatma altındaki Galyalıların imdadına yetişiyor. Sezar, inanılmaz bir taktiğe başvuruyor, ordusunun etrafına surlar ördürüp savunmaya geçiyor. Gözünüzün önüne üç halka getirin. İlk halkada Gal ordusu Sezar’ın kuşatması altında, ikinci halkada Roma ordusu, son halkadaki Gal ordusunun kuşatması altında. Roma ordusu aynı anda hem kuşatmış hem de kuşatılmış durumda, hem savunma hem de saldırı pozisyonunda. Sezar’ın temel stratejisi kuşatan ve kuşatılan iki Gal ordusunu birbirinden yalıtarak birleşmelerini engellemek. Tabii imkânsızın başarıldığı bütün savaşlarda olduğu gibi asıl zaferi getiren kritik hamle, liderin kişisel cesareti ile geliyor. Sezar, kırmızı pelerini ile atına biniyor ve askerlerinin önünde kalabalık Gal ordusunun hiç beklemediği bir anda saldırıya geçiyor. Mühim olan soru şu: Hangi tarafa? Ortadaki halkaya saldırması daha kolay ve mantıklı, sonuçta avucunun içimde. Ama Sezar böyle yapmıyor, kendisini kuşatan asıl Gal ordusuna karşı saldırıya geçiyor. Kuşatmayı yarmak için değil, üçüncü halkadaki ana Gal ordusunu imha etmek için. Diğeri zaten avucunun içinde, Tarihçiler Roma’nın başarısını üç unsura bağlarlar: Birincisi Sezar’ın liderliği ve askerî dehası, ikincisi Roma ordusunun disiplin ve motivasyonu, üçüncüsü de Roma ordusunun insanı şaşkınlığa düşüren mühendislik becerisi. Sonra ne oluyor? Sonrası Roma’nın, tarih boyunca dünyanın tanıdığı rakipsiz en büyük ve uzun ömürlü imparatorluğun hikâyesi. Hikâye o kadar kalıcı ki, içinde bulunduğumuz ay, birçok takvimde “July” yani Jül Sezar’ın ayı olarak geçiyor.
Scipio Africanus’un Kartacalı Hannibal’e karşı izlediği strateji de aynı dahiyane mantığa dayanır. Cebelitarık’ı filleriyle geçip, yolunun üzerindeki kabilelerle ittifaklar kurarak Roma’yı kuşatan Hannibal, üstüne gelen orduları imha ede ede Roma Cumhuriyeti ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktadır. Emrine çok az bir kuvvet verilip kuşatmayı yarmakla görevlendirilen genç general Africanus, gelen emirleri dinlemez, ordusunu alıp gemilerle karşıya Afrika’ya, Kartaca’ya saldırır. Hannibal, anavatanının tehdit altında olduğunu öğrenince Roma’yı bırakıp Kartaca’nın imdadına yetişir. Ancak Romalı genç general pusuda beklemektedir. Telaşlı ve hazırlıksız Kartaca ordusunu çembere alıp tamamen imha eder.
Bu savaştan bize düşen de İzmit’in Gebze ilçesinde duruyor, Hannibal’in mezarı orada bulunuyor.
Osmanlı Beyliği’nin bir cihan devletine dönüşme stratejisi veya Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi ile tarihteki bu gezintiyi tamamlayalım. Osmanlı Devleti bir uç beyliği olarak kuruldu ve batıya doğru ilerledi. Osmanlı Devleti’nin asıl Türk nüfusun yoğun olduğu Anadolu topraklarına yönelmesi Balkanlar’daki ilerlemesinden çok sonradır. Ondan önce kurulan ve İstanbul’un fethinden sonra bile varlığını sürdüren Karaman Beyliği ile mukayese ederek Osmanlı dehasını daha derinden anlamak mümkün. Osmanlı her biri kendini âlemin padişahı olarak gören beyliklerle çatışma içine girmeden önce Balkanlar’da, yani yaban ellerde kök salmış, sonra bu tarafa dönüp olgun birer meyve gibi onları tek tek dalından koparmıştır. İstanbul’a, yani Roma’nın tahtına oturan ve Kayzer yani Sezar unvanı alan Fatih Sultan Mehmed Han karşısında Karaman beyinin ne hükmü olabilir?
Söylediğim gibi, başlığa aldırmayın, bugün tarihi hatırlamak daha ufuk açıcı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025