Yıldıray OĞUR
“Kısa bir süre sonra yüksek bir sesle “Heyecan var İnönü Stadı’nda, araba yakıyoruz diye” bağırma sesi duydum, bu sesten hemen sonra benim etrafımdaki şahıslar dağıldılar ve İnönü Stadyumu istikametine yürümeye başladılar. Ben de ani bir şekilde yerden kalktım ve 3-4 metre ileride bebek arabasının yanına gittim, 6 aylık kızım ağlıyordu, sol ayak diz altında küçük bir sıyrık vardı, kanamıştı. Yine sol kolunda morluk vardı….”
Bakın işte çelişkiye. Kadın “Sol ayak diz altında” diyor. Adli Tıp raporuna göre ise sıyrık sağda, kruris iç alt kısımda. Sol kolunda morluk diyor. Ama Adli Tıp raporunda o da yok.
Demek ki annesi 6 aylık kızı Zeynep’i, dört gün sonra ifade vermeye ikna olduktan sonra Adli Tıp’a giderken biraz hırpalamış. Uyluk kemiğinin üstüne 3 adet 0.2 cmlik sıyrıklar falan. Biberonun kenarıyla yapmıştır, ya da emziğin ucuyla.
Propaganda için, Başbakan için bir annenin bebeğine yapmayacağı şey mi bu?
Ama Z.D’nin yalanında esas profesyonellik orada değil. “Kısa bir süre sonra yüksek bir sesle “Heyecan var İnönü Stadı’nda, araba yakıyoruz diye” bağırma sesi duydum”
İşte tam burada.
Kaynağımız sağlam. Hapishanelerdeki devlet katliamını “Sahte Oruç, Kanlı İftar” başlığıyla vermiş ülkemizin en güvenilir medya grubunun haber ajansı Doğan Haber Ajansı.
“Dolmabahçe'de İnönü Stadı yanında bir polis aracı yanıyor. Yan yatmış haldeki aracı göstericilerin yaktığı öne sürüldü. Araç alev alev yanarken itfaiye müdahale etmek istedi. Ancak göstericiler itfaiyenin, yanan araca yaklaşmasına izin vermedi. Bu arada Taksim'den inen kalabalık bir grup, Beşiktaş'a doğru yürüyor.”
Tarih: 1 Haziran. Haberin siteye giriş saati: 20.36. Yani Kabataş’ta Z.D.nin yaşadığını iddia ettiği olaydan en fazla yarım saat sonrası. En fazla da birkaç yüz metre ilerisi.
İşte profesyonellik tam burada. Yalanın bu kadarı. İfadeni vermeden önce gir o günkü haberlere, o sırada İnönü Stadı’nın yanında Dolmabahçe’ye inen yokuşta, bir polis arabası yakılmış, onu öğren ifadene onu da ekle.
DHA’nın asla delilsiz, kayıtsız kimseyi töhmet altında bırakmayan profesyonel “Yan yatmış haldeki aracı göstericilerin yaktığı öne sürüldü” hassasiyetine dikkat lütfen. Geziciler, o öfkeli kalabalıklar bunu yapmış olamaz.
Neyse ki polisin aracıyla birlikte o şefkatli, merhametli, katılımcı demokrat kitlenin arasında kaldığı anların videoları var. http://www.youtube.com/watch?v=FWhIpyGcBQg.
Yapmayın diye bağıranlar, işte onlar gerçek Gezici. Ağlamaklı yalvaran polis olabilir mi? Yapmayın denen şeyin ne olduğunun ne önemi var.
Şu kadarcık bir şey işte. Yapmasalar daha iyiymiş tabii. http://www.youtube.com/watch?v=kR3Lb_4LpQM
“Ancak göstericiler itfaiyenin, yanan araca yaklaşmasına izin vermedi” diyor ayrıca Penguenci medyanın haberi. Demek rica etmişler, el ele tutuşup itfaiyeyi çiçekler atarak durdurmuşlar. Az sonra duyacağınız taş ve şişe sesleri ise sonradan montaj. (Muhtemelen Melih Gökçek’in işleri). https://www.youtube.com/watch?v=dJRpkMu7ZT0.
Halbuki Kabataş videosunu yayınlayan kardeş Kanal D ne demişti o dingin, huzur dolu 1 Haziran akşam üstü için: “Genç kadın, 19:48 - 19:58 arası kaldırımda sabit olarak bekliyor. Çevrede de her şey olağan seyrinde. Araçlar hızla önünden geçiyor”
1 Haziran günü? Ne olmuştu ki. Yüz metre ilerideki o öfkeli kalabalıklar ne için toplanmıştı.
O gün polis Taksim’i eylemcilere terk edip çekilmişti. Kalabalıklar Dolmabahçe’ye inmeye başlamıştı. CHP Kadıköy Mitingi’ni iptal etmişti. Binlerce insan vapurlara doluşup Kadıköy’den Beşiktaş’a ama en çok daha yakın Kabataş’a gelmişti.
İnternette onlarca videoda görülen sloganlarla, küfürlerle Kabataş’tan, Beşiktaş’tan yürüyen büyük, öfkeli kalabalıkların sesi duyulmuyor o videoda.
Peki neyin sesi duyuluyor?
17 Aralık’tan sonra tasfiye edilmeye çalışılan Emniyetçilere ve onlara paralel muhabirinin eliyle 9 ay sonra kaydın sızdırıldığı Kanal D’ye kulak verelim:
“19:48:15'de 10-15 kişilik bir başka grup geliyor. Develioğlu'nun yanında 30 saniye kadar duraklıyorlar. Polise göre burada söz dalaşından dolayı bir hareketlilik oluyor. Grup 19.50'de görüntüden uzaklaşıyor. Çevrede yine bir olağanüstülük gözlenmiyor. Kabataş iskelesinin güvenlik görevlileri de normal işlerine devam ediyor.”
Alıcılarınızla oynamayın. O sataşma sesini sadece polisler ve Kanal D'ciler duymuşlar. 30 saniyecik kalabalık yanında kalmış Z.D. ve kızının. Sadece 30 saniye.
Saatlerinizi ayarlayın ve 30 saniyede başınıza gelebilecekleri hesap edin.
Süreniz bitti? Hayatta olanlarla devam edebiliriz.
Üç tane tırnak kadar sıyrık, üç beş tane bilye kadar morluk. Aramızda lafı mı olur. Gezicilerin elinin kiri o. İki tane de küfür etmişlerse 25 yaşındaki bir kadına, zamanın ruhuna vermek lazım.
Eldivenli, üstü çıplak adamlar yok ona şükredin. Gaz kapsülü atmak için yanmaz eldivenin o günlerde acil ihtiyaç listelerine üst sıralardan girdiğini şimdi hatırlatmanın ne manası var. Yazın sıcağında eldivenli üstü çıplak adam ancak fantezi olabilir. Freud’u çağırın bana!
Ayrıca, ifadedeki 70-100 tane şahısla, eli eldivenli, üstü çıplak adamları birleştirip, 100 tane üstü çıplak eldivenli adama ulaşıp, bir de nerede o adamlar bu videoda, bu bayağı softcore diye iki tane de espriyi peşine ekleyince… Demek ki seksist ifade, erkek egemen dil demelere doyamamışlar içinde tacize uğradım diyen kadından bir gizli fantezi çıkarıp, onu ikinci kez taciz etmek mümkün demek. Ahlak başörtülü düşman kadınlara karşı 30 saniye rafa kaldırılabilir.
Yeter ki Gezicilerin kutsal ruhu zarar görmesin. Küfür ata ata yürüyen taraftarından, Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diye yürüyen ulusalcısına kadar bütün Geziciler bir bütündür parçalanamaz. Her gezici diğer geziciye kefildir. Zaten asla kitleler gaza gelip böyle şeyler yapmazlar. Hele Türkiye’de. Merve Kavakçı’nın Meclis’ten dışarı dışarı diye kovulduğu ülkede. ODTÜ’de başörtülü cemaatten kızların dışarı atılmasından birkaç ay sonra (Neyse ki videoları var ellerine kapı gibi) Başörtülülere kamuya yeşil ışığın bir yıl önce yandığı bir ülkede… Dinciler yapsa tamam, ama bu azizler, bu demokrat adamlar bunu yapmış olamaz.
Bundan sonra tecavüze uğrayan, tacize uğrayan, mobbing diyen kadınlar videolarıyla geliyor mahkemeye. Aksi bastırılmış fantazidir kesin..
30 saniyelik üç tane itiş kakış, küfür için, 6 aylık bebeğin sağ kruris iç altı kısımda 3 adet 0.2 santimetre sıyrık için yaptığınıza bakın.
Yalancılar sizi, bak cemaat bile 9 ay sonra gerçeği gördü. Allah sizi de onlar gibi ıslah etsin.
Allah elinize düşürmesin…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025