Yıldıray OĞUR
Parti il başkanlığı içindeki ışıksız küçük bir toplantı salonu. Arkada buruşmuş bir afiş. Kürsüdeki hatip heyecanlı. Kürtlerden “İnsanlığın kök hücresi gibi olan bu halk gerçekliği” diye bahseden uzun ve sofistike metni zaman zaman öksürerek, özür dileyip su içerek okumayı sürdürüyor.
Bunun üç milyon kişinin oy verdiği, 101 belediyesi, 35 milletvekili, binlerce derneği, vakfı, televizyonu, gazetesi olan bir hareketin, 30 yıldır uğruna mücadele ettiği milyonlarca insanın yaşadığı bir coğrafya için özerklik ilanı açıklaması olduğuna inanmak zor...
Bu telaşın sebebini anlamak ise daha zor. Ay sonunda yapılması planlanan Demokratik Toplum Kongresi ortada somut bir sebep yokken 11 temmuz günü acil bir kararla olağanüstü olarak 14 temmuz günü toplantıya çağırıldı. Toplantı çağrısının yapıldığı gün Meclis boykotu için AKP-BDP temasları sürüyor, hatta çözüm işaretleri beliriyordu. Toplantı çağrısını yapan 101 belediye başkanı ve Barış Anneleri grubu o gün “özerkliğin” ilanını istediler. Gerekçe ikna edici olmadığı için olağanüstü toplantı kararına dört üye erken bulup “hayır” dedi, (Aralarında Leyla Zana ve Altan Tan’ın da olduğu söyleniyor) üç üye de çekimser kaldı.
14 temmuz gününün seçilmesi tesadüf değil. O gün, 1982’de Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceleri protesto için kendilerini yakan dört öncü PKK’lının ölüm yıldönümü.
Ama 14 Temmuz yıldönümü için hazırlanan sürprizler bununla da sınırlı kalmadı.
Öcalan’ın meşru müdafaa dışında ateşkesin sürdürülmesi kararına rağmen PKK son 10 gün içinde askerî olarak hareketlenmişti. Yüksekova’da JİTEM usulü sokak ortası asker infazı gibi provokatif eylemi, 10 temmuz günü iki asker ve bir doktorun “kontrgerilla oldukları” gerekçesiyle dağa kaçırılması izledi.
İkincisi açıkça askerî operasyona davetiye çıkarmak demekti. Hükümet ve kamuoyu asker kaçırma eylemine sessiz kalınca “Hükümet askerine sahip çıkmıyor” gibi garip provokatif haberlerle meydan okundu. Bir iddiaya göre dağa kaçırma eylemini yapan komutan Taksim’de PKK’nın bile sahip çıkamadığı intihar saldırısının talimatını da veren Doktor kod adlı komutandı.
Ve 14 temmuz günü yürümekten bitap düşüp, kıraç bir arazide yemek molası veren acemi askerler neredeyse onları bekleyen PKK’lıların pususuna düşürüldü. Özel birlikler, özel uçaklar, helikopterler her zaman olduğu gibi daha sonra geldi.
Saat 16:00 sularında Türkiye’yi sarsan 13 asker ve yedi PKK’lı ölüm haberinin Diyarbakır’da duyulmamış olmaması imkânsız. Burası cenaze olunca hayatın durduğu, yas çadırlarının kurulduğu bir kültürün başkenti. Ama özerkliği ilan saatini, iki saat önce ölen hadi 13 askerin değil ama yedi PKK’lının yası bile erteletemedi. Hadi yas etkilemedi, böylesine tarihî bir kararın böyle büyük bir çatışmanın gölgesinde kalacak olması gibi bir PR altın kuralı da etkilemedi özerkliğin ilanını.
O zaman akla tek bir şey geliyor: 14 Temmuz’un yıldönümünde önce baskın ve sonra demokratik özerklik ilanı önceden tasarlanmıştı.
14 temmuz günü PKK için de bir çeşit darbe oldu.
Aysel Tuğluk’un “Demokratik özerkliği ilan ediyoruz” cümlesinden sonra salondan tek bir slogan yükseldi: Biji Serok Apo...
Sanki bu sloganlar Öcalan’ı teskin için atılıyordu.
Çünkü aylardır görüşme notlarında demokratik özerklik için “İki yıl daha tartışılsın, Türkiye projesi olsun” diyen, son görüşmesinde Suriye’deki Kürtleri bile demokratik özerklik için Esad’la diyaloga çağıran Öcalan’ın kastettiğinin böyle tek taraflı bir ilan olmadığı açıktı.
Son görüşmesini yaptığı 6 temmuzdan 14 temmuza kadar her şey Öcalan’ın sözleri aksine cereyan etti: Meclis boykotu için “Hatip Dicle meselesi hemen çözülmez ona takılmayın Meclis’te olun” demesine rağmen tam da BDP Hatip Dicle’de takılıp boykottan vazgeçmedi. “Devlet ile Barış Konseyi’nde anlaştık” deyip, “Devrimci halk savaşını durdurduğunu” söylerken, PKK sokak ortasında asker infazı yaptı, dağa asker kaçırdı.
Peki, 14 temmuzda bu darbe niye oldu?
Uzun süredir PKK içinde örgüt sitelerinde ilk kez Öcalan’ı eleştiren yazılar çıkmasına, Öcalan’ın selam gönderdiği Cengiz Çandar’ı başka bir PKK liderinin ağır sözlerle suçlamasıyla su yüzüne çıkan bir ideolojik görüş ayrılığı vardı.
Devrimci Halk Savaşı tezini savunan görüş, Tunus ve Mısır’daki gibi halk isyanıyla devleti kendi şartlarımızla masaya oturtalım diyerek İmralı’daki görüşmelere, hatta Meclis’e gidilmesine soğuk bakıyordu.
Tabii bu tezi savunanların özgüven patlamasıyla hesap edemediği, böyle bir halk isyanının Türkiye’yi yeniden 1993’e döndüreceği, PKK’nın Batı’daki kötü itibarı, Türkiye’nin diplomatik konumu nedeniyle de Diyarbakır’ın Bingazi’ye gösterilen hoşgörüyü göremeyeceği.
Bütün bu olan bitenin, Suriye’nin baş müttefiki Ahmedinejad’ın Davutoğlu’na Tahran’da Türk-Kürt çatışması hatırlatmasından, ABD’nin Esad ailesi için düğmeye basmasından hemen sonraya denk geldiğini hatırlamakta fayda var. Öcalan’a 19 yıl ev sahipliği yapan Esad ailesi ve Muhaberat’ın PKK üzerindeki ağırlığı, Cemil Bayık’ın İran’la olan yakın ilişkisi malum. Tabii 14 Temmuz’un varsa uluslararası hikâyesini ancak beş yıl sonraki bir WikiLeaks belgesinde okuyabileceğiz. Umarım o belgeyi yayımlayacak Taraf, beş yıldır tek bir insanın dahi bu savaşta ölüm haberini yayımlamamış bir gazete olur...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025