Abdurrahman Dilipak
Ekonomi ve politika ile işi olanlar, mutlaka bir Siyasetname, Pendname, Fütüvvetname, Emanname okumalı. Okumamışlarsa onlar “yerli” ve “milli” değildir, ceplerinde bizim kimliğimizi taşısalar da. Onlar içimizdeki “ötekiler”dir. İthal ikamesi ve ihale ederek ya da ödünç kavramlar ve kurumlarla medeniyet inşa edilmez. En azından bilmedikleri bir işi yapıyor olurlar.. Oysa Allah cahil ve zalim, fasık bir topluluğa yardım etmez! Allah (c.c) onların işlerini sarp dağlara sardırır.
Bazı şeyler yaşanarak öğrenilse de, bazı gerçekler okunarak öğrenilir. Okuyarak öğrenmeyenler, bazı acı gerçekleri yaşayarak öğrenmek zorunda kalabilir. Hani derler ya, “Tarih tekerrürden ibarettir diyorlar / İbret alınsaydı tekerrür mü ederdi”. Sonuçta akılsız başın cezasını ayaklar çekecektir.
Kur’an-ı Kerim, bize “Geçmiş kavimlerin başına gelenlere bakmaz mısınız” derken, bu örneklerden yararlanmamızı ister. “Bizden öncekiler”in yaşadıklarını bir “övgü ya da sövgü kitabı”na dönüştürmeden ondan ibret almamız gerekir ki, güzellikleri çoğaltalım ve riskleri, zorlukları azaltalım.
Hep güzel örneklerden söz ediyoruz, ama insanlar bazı gerçekleri görmek, duymak, bilmek istemiyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor, zor geliyor. Bir gün acı gerçeklerin farkına vardıklarında çok geç olacak ve pişmanlık da fayda vermeyecek.
Hz. İbrahim’e soruyorlar: “Güzel ahlakı kimden öğrendin”. O “Ahlaksızlardan” der. Ne güzel bir örnek. O tek başına bir ümmetti. Yanlışa “La” dedi. Yanlışa “La” deyince doğru yönde istikamet kazandı.
Ayet demedi mi bize, “Mallarınız, canlarınız, sevdikleriniz sizin için fitnedir”. Siyaset, servet, makam, şöhret, ihtirasla istediğin her ne ise o şey her zaman “dua ile istenen bir bela”ya dönüşebilir..
Şu ikazı aklımızdan çıkarmayalım: Madem öğüt dinlemek hoşunuza gitmiyor, istişare de etmiyorsunuz. (Emir vermeyi ve azarlamayı ne çok seviyorsunuz), bari kötü günler yaşamış insanların akıbetinden ders alın da, aynı akıbete düşmeden kendinizi kurtarın!.
Hasan Celal Güzel’den, Muhsin Yazıcıoğlu gibi isimlerden gerekli dersi alamadık. Tamam, o zaman, şimdi, mesela Asil Nadir’le konuşun bakalım, zirveden dibe nasıl çakılmışlar. Londra yolcuları Nadir tecrübesinden yararlanmazlarsa gün gelir aynı akıbeti yaşarlar. Hoşunuza gitmeyecek ve dudağınızı uçuklatacak şeyler söyleyebilirler size, eğer konuşurlarsa. Mesela Ahmet Özal ile ANAP zirveden zemine nasıl çakıldı, onun “ah keşke” dediği “pişmanlıklar”ını dinleseniz.
O “söz dinlemez topluluk”, o gözlerini makam ve para bürümüş kifayetsiz muhterisler, o yalan söyleyerek bir yerlere gelmeye çalışanlar, çok yakın gelecekte pişman olacaklar, ama geç kalmış olacaklar.!
Korkarım AK Parti’deki AKP’liler aynı şekilde kaçtıklarını sandıkları akıbete doğru koşuyorlar. İhtirasları yüzünden o midelerini şişiren haram lokmaları bir gün kusturacaklar onlara ve o sefa günlerinin arkasından kapılarını çalacak sefalet günlerinin faturasını ailelerine, çocuklarına ödetecekler. O zaman bir dost da bulamayacaklar. Cehennem, bir mezarın ölüyü beklediği gibi bekler onları!
Güzel şeyler yaptıklarını söyleseler de, o güzellikleri çirkinliklerini gizlemek için gözümüze sokmaya çalışıyor sanki birileri. Oysa Allah her şeyi görüyor, duyuyor, biliyor. “Ağuyu altın tas içinde bala karıştırıp sunanlar”, sıradan bir hırsızın yaptığından daha kötü bir şey yapıyorlar. Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalar. Rüşvetçi biri bir bostan karşılığı bir bağı satar! Üç kuruşluk güzel bir işi 13 kuruşa yapıp, gözümüzü boyamaya çalışanlar yedikleri haltı görmediğimizi sanmasınlar.
Onlara hatırlatmak gerek: “Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir”.
“Bukağılı Şeytanlar” Süleyman Mabedinin inşasında çalıştı diye, onlara yaptıklarından bir pay yoktur. Ya da yemek için iş yapanlar, yaptıkları işin hayrını da o haksız fiilleri ile daha baştan hükümsüz kılmışlardır. Allah bugün onlara mühlet veriyor, fırsat veriyor. Bu bağışlanmaları, aklanmaları için değil, bilakis, Allah’ın gazabının daha da büyümesine vesile olan bir iştir.
Onlar yerel seçimler öncesi partiden ve adayların üzerinden ellerini çeksinler. Yoksa sebep oldukları sonuç, önce kendilerini vuracaktır!
Şeytan onlara yaptıkları işi hoş gösteriyor. Hatta onlara içimizdeki temsilcileri eli ile dinî kılıflar, bahaneler, gerekçeler de sunuluyor. Boşa denmedi bize; “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye. Din büyüklerini, kanaat önderlerini, hayır kuruluşu görüntüsü altındaki yapıları da bu işlere alet ettiler. Hani “Din büyüklerimizi İlah ve Rab edinmeyecektik”. Onların “Manevi” koruması (!?) altında bu haltları yiyenler, Allah’ı aldatacaklarını mı sanıyorlar.
Birileri bindiği dalı kesiyor. Seçime giderken aynı yanlışlar tekrarlanıyor.
Bir siyasimize vefatından önce “aile ve dava” işlerinde şeffaf bir düzen kurulması gerektiğini, para ilişkilerinin söylentilere sebep olmayacak şekilde halledilmesi gerektiğini yazmıştım. Birileri çok kızmıştı. Peki, sonra ne oldu? Dünden bugüne değişen ne var? Sadece parti değil, vakıflar, cemaat hesapları, çok ortaklı işletmeler, hangi birini sayayım ki!
Söylesem zülfiyare dokunuyor, söylemesem bu sessizlik döner gelir bir gün beni bulur. Hani şair diyor ya “Söylesem öldürecekler. Söylemesem bu dert beni öldürür”. Cemaat böyle de, aile nasıl? Gençlik ne durumda? Herkes siyaset ve ekonomiye odaklanmış. Çok daha temel zaaflarımız var.
Holding olayından ders aldık mı mesela? FETÖ olayından öteki “Cemaat”ler ders aldı mı? Hâlâ bakanlıklarda, merkezde, yerel yönetimlerde, yargıda, köşe kapmaca oynuyor birileri.
Ha! Sahi, Kaşıkçı olayını aydınlatmak için herkes seferber oldu da, sonuç ne şimdi! Muhsin Yazıcıoğlu cinayetini de hatırlayalım bu vesile ile. Hrant Dinkcinayeti ya da Eşref Bitlis cinayeti aydınlatılacak mı? Mumcu, Hablemitoğlucinayeti mesela.
Biz İslam dünyasına örnek olacağız, onlar bizi örnek alıyor. Güzel örnekliğin sevabı kadar, yanlış bir örnekliğin vebali vardır. Dikkatli olalım inşallah.
Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024