Ahmet AY
Bugün hepimizin içtenlikle amin diyeceğimiz Mehmet Barlas ağabeyin temennisi ile başlayalım: “Ortadoğu'yu bir kaos bölgesi yapmayı ve insanları perişan edip ellerinden petrolü almayı amaçlayan senaryoyu kimler yazmışsa, dilerim cehennem azabını yaşarken görürler.” (Milyon kere âmin…)
IKYB referandumu sonrası gelişmeler bölgede karılan kartların sahiplerini netleştiriyor gibi. Yine de İran ve tabi ki Irak hangi tarafta? Türkiye nerede duruyor? sorularının cevapları merak konusu.
Aslında Talabani’nin cenazesine katılan Irak ve İran ilk mesajı vermişti:
Biz ipleri koparmadık, Türkiye kopardı. Bu mesaj sonrası için yeterince açıklayıcıydı. Açıklayıcı olmasına açıklayıcıydı, lakin Türkiye bu mesaj öncesi ve sonrası IKYB ile ilişkilerinde ne gibi değişikliğe gideceğini hesaplamış mıydı bilmiyoruz. Ancak gelişmelere baktığımızda Türkiye’nin İran ve Irak’tan farklı düşündüğünü görmek zor olmasa gerek.
Pazartesi günü Irak merkezi hükûmeti Kerkük’e girip kontrolü sağladığını açıkladı. Alınan haberlere göre peşmergelerin mukavemet göstermediği şehrin el değiştirmesi farklı yorumlara sebebiyet verecek niteliktedir.
Bundan iki gün öncesine kadar Barzani ve yönetimi, “Kerkük IKYB kontrolündedir, Irak kuvvetlerinin şehre girmeye çalışması kabul edilemez.” diyordu. Hatta daha sert açıklamalarda, “Kerkük’ü savunmak için onbinlerce peşmerge savaşmaya hazır. Kerkük’te durum ağır. Bizim için Kerkük, Kürdistan’ın bir parçası. Bu yüzden ondan kimse vazgeçemez.” deniyordu.
Barzani ve İKYB yetkililerinin bu açıklamasına karşın Irak yönetimi ise Kerkük’ün peşmergeden temizlenmesi için “büyük saldırının an meselesi olduğu” yönündeydi.
İki tarafın açıklamalarına bakarken “eyvah yine kardeş kardeşi vuracak” diye yüreğimiz ağzımızdaydı. Lakin şehrin bu kadar kısa sürede el değiştirmesi kanın akmaması açısından sevindiriciyken, yapılan karşılıklı açıklamalara ilaveten Kerkük’te IKYB’nin boşalttığı yere yerleşen ABD Başkanı Trump’ın, “Kerkük anlaşmazlığında İKYB ya da Irak’a taraf değiliz.” açıklamasıyla birileri bizimle kafa mı buluyor demeye başladık.
Burada bir oyun olmalı, yoksa bu kadar restleşmeden sonra Kerkük’ün bu şekilde el değiştirmesi ve sonrasında yapılan soft power açıklamaların başka bir yorumu olmamalı.
Olan bitene baktığımızda tarafların çatışmaya niyetli olmadıkları anlaşılıyor. O zaman “oyun” dediğimiz planın ne olduğu konusunda birbiri ile alakalı senaryolara geçebiliriz.
Öncelikle. niyet Amerika’yı Kerkük’e sokmak değil ise ki ihtimaller arasındadır,
Kerkük’te Türkiye’nin etkinliğinin kırılması isteniyor. Çünkü Türkiye hem direkt hem de Türkmenler üzerinden Kerkük ile ilgileniyor ve Kerkük’ün yönetimi ve denetimi konusunda ısrarlı söylemlere sahip. Bu bağlamda Türkiye’nin “Kerkük Arap, Kürt ve Türkmenlerin ortak yönetiminde olmalı” tezi devre dışı bırakılmak isteniyor.
İkincisi, İran’ın hem Irak hükûmeti, hem de Şii olan Türkmenler üzerindeki etkisi dikkate alınarak; İran’ın Erbil’i, “Kerkük bizde kalsın”a ikna ederek Türkiye’yi Irak denkleminin dışında tutmasıdır.
Üçüncüsü ve en önemlisi, İran’ın IKYB ile Kerkük’ün statüsü için gizli bir anlaşmaya varmış olmasıdır. Irak’ın 3 değil, belki 5-6 parçaya bölünmesi demek olan bu şık İran-IKYB yakınlaşmasını pekiştirecektir.
Sonuncusu, her iki taraf da zaman kazanmak için kontrollü hareket etmeyi düşünüyor olabilir. Zira 25 Eylül bağımsızlık referandumu henüz kabul görmüş değil. IKYB başta Amerika olmak üzere kendisine destek sözü veren ülkelerin bir karara varmasını beklerken gerginliğin aleyhlerine işleyebileceğini düşünüyor. Bu açıdan Kerkük’ün bu kadar sessiz ve kansız el değiştirmesi zaman içinde güç dengelerini değiştireceği varsayılmış olabilir.
Tükenmekte olan DAEŞ’in son saatlerde Kerkük’e bağlı köylere saldırmasını da ayrıca not edelim. İlerde baş ağrıtacak bir sürece hamle niteliğindeki bu saldırı “DAEŞ’in patronu ABD’den” bağımsız düşünülmemeli.
Netice itibariyle komplo teorilerine açık olan Kerkük’ün Irak yönetimine geçmesi önümüzdeki günlerde –yeni ve farklı gelişme yaşanmaz ise- benzeri yorumları arttıracaktır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019