Akın ÖZÇER
25 Mart 2017 Avrupa Birliği (AB) için önemli bir tarih. AB’nin ilk adımını oluşturan Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu (AET) kuran Roma sözleşmesinin imzalanmasının 60. yıldönümü. Bu vesileyle Roma’da bir zirve düzenleniyor ama halkın bu başarı öyküsünü eskiden olduğu gibi coşkuyla kutlayacağını söylemek mümkün değil. Uzun süren ekonomik kriz ve yol açtığı toplumsal kırılma yetmiyormuş gibi ardından patlak veren mülteci sorunu nedeniyle.
Geçen yıl önce Brexit şoku, ardından Trump’ın sandık zaferi ile sarsılan AB’nin halkta yeniden coşku yaratabilmesi için atılım yapması şart. Roma Zirvesi işte böyle bir atılım yapmak, Avrupa bütünleşme projesine yeni bir ivme kazandırmak için bir fırsat olarak da değerlendiriliyor. 27’ler bu amaçla önümüzdeki Pazartesi Brüksel’de bir araya geliyorlar.
Kabul etmek gerekir ki Avrupa projesine ivme kazandırmak öyle söylendiği kadar kolay değil. Temel ölçütleri tümüyle karşılamadığı halde birçok ülkenin siyasi mülahazalarla tam üye yapıldığı bir Birlik’te bütünleşmeyi daha da derinleştirmek teknik olarak çok zor olduğu gibi, bazı üye ülkelerin izlediği egemenlikçi politikalar bunu imkânsız da kılıyor. Fransa ve Almanya gibi AB’nin iki motor ülkesinde bu yılki seçimlerin bile bu konuda belirsizlik ürettiği ortada. Dolayısıyla bir dönem çok tartışılan “Federal Avrupa” ya da “Avrupa Birleşik Devletleri” projesi artık gündeme gelmiyor.
Bu gerçeğin bilincinde olan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Alman Şansölyeri Angela Merkel, İspanya ve İtalya Başbakanları Mariano Rajoy ve Paolo Gentiloni’yi geçen Pazartesi akşamı Versailles ‘da bir çalışma yemeğine davet etti. Hollande medyaya yaptığı açıklamada, “dördümüzün Avrupa’nın geleceğini belirlemesi söz konusu değil ama AB’nin en önemli ülkeleri olarak diğer üyelerle birlikte neler yapabiliriz, konuşacağız” dedi. Hollande, bir soru üzerine de “birlik, bir örneklik (uniformité) değildir” diyerek, yemekte “çok vitesli ya da değişik geometrili Avrupa” seçeneklerinin ele alınacağı sinyalini vermiş oldu.
Bu aslında çok şaşırtıcı bir gelişme değil. Le Journal du Dimanche’da konuyla ilgili olarak “Avrupa Birleşik Devletleri (projesi) gömüldü (Les Etats-Unis d’Europe sont enterrés) başlığıyla daha önceki gün bir analiz yayınlanmıştı. Bu analizde ekonomik krizi aşamayan ya da egemenlikçi partilerin iktidarda olduğu ülkelerin “daha derin bir bütünleşme” arzu eden çekirdek üyeleri frenlememesi gerektiği vurgulanıyordu. Gazeteye göre, Roma Zirvesi’nden sonra “iki ya da daha çok vitesli Avrupa” projesinin artık hayata geçmesi söz konusuydu.
Versailles ’da çalışma yemeğine katılan Dört Büyükler’ in aynı coşkuyla olmasa da “daha derin Avrupa” fikrini benimsedikleri biliniyor. Fransa ve Almanya’nın, en azından Hollande ve Merkel’in, İspanyol ve İtalyan mevkidaşlarından bu konuda daha kararlı oldukları da. Bu ikilinin birlikte benimsemediği hiçbir kararın AB’de uygulanma şansı yok zaten. Ama birinin görevi 8 Mayıs’ta sona eriyor, diğerinin geleceği ise sonbahardaki genel seçimlerin sonucuna bağlı. Rajoy’un İspanya’da azınlık, Gentiloni’nin de İtalya’da geçiş dönemi hükümeti başkanı olduğu dikkate alınırsa Daniel Vernet’nin Slate.fr’de attığı şu başlık çok anlamlı: “Dört kaybeden (loser) Avrupa’yı kurtarabilir mi?” ( https://www.slate.fr/story/139325/quatre-losers-europe)
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande aynı gün (6 Mart) altı Avrupa gazetesinde yayımlanan söyleşisinde AB’nin geleceğine dair kaygılarını dile getirdi. Bu bağlamda, “yeni bir Avrupa ruhu yakalanmazsa”, AB’nin “eriyebileceği, hatta çatlayabileceği” uyarısında bulundu. Ama bu konudaki somut önerisinden önce Marine Le Pen’in Cumhurbaşkanı seçilme olasılığının AB’nin geleceği üzerinde oluşturduğu tehdidin üzerinde durdu. “Bu tehdit var, zira aşırı Sağ son 30 yılda hiç bu kadar yüksek oy oranına ulaşmamıştı” dedi ve şöyle devam etti: “Fransa, 23 Nisan ve 7 Mayıs’taki oylamaların sadece ülkemizin değil, ayrıca Avrupa’nın inşasının geleceğini belirleyeceğinin bilincinde.” Hollande, Le Pen’in kazanması halinde hemen Avro bölgesinden, hatta AB’den çıkmak için referandum düzenleyeceğinin altını çiziyor.
Hollande’ın Avro bölgesinin dört büyük ekonomisinin temsilcilerini akşam Versailles ’da bir araya getirmesinin ardında da bu kaygı yatıyor kuşkusuz. Dört lider Versailles’ daki çalışma yemeğinde somut önerilerde bulunmaktan kaçındılar. Sadece hiçbir ülkeyi daha şimdiden dışladıkları izlenimi vermemek için değil. Ayrıca Fransa ve Almanya’daki seçimlerin yarattığı belirsizlik nedeniyle de.
Aslında AB’de bundan sonra neler olabileceği bir sır değil. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’ in aybaşında açıkladığı Beyaz Kitap, Brexit sonrası AB ile ilgili 5 olası senaryoyu içeriyor. Bu senaryolardan ilki, 27’lerin birçok konuda hemfikir olamadıkları için yeniden Ortak Pazar’ı esas alan bir Birlik’le yetinilmesi. Beşincisi ise, bütünleşmenin karar mekanizmaları hızlandırılmak suretiyle derinleştirilmesi. Ama asıl bu iki uç arasındaki senaryoların daha gerçekçi olduğu “iki ya da çok vitesli Avrupa” seçeneklerinin artık ağırlıklı olarak dile getirilmesinden anlaşılıyor.
Komisyon ara senaryoları daha detaylandırmış değil. Bu aşamada enine boyuna tartışılmasına öncelik veriyor. Fransa ve Almanya’daki seçimler sonuçlanmadan, dolayısıyla Aralık ayında yapılacak zirveye kadar AB’nin geleceği hakkında somut bir gelişme kaydedilemeyeceğinin bilincinde. Bu konudaki nihai kararın Haziran 2019’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar alınmasını makul buluyor.
Anlaşılan o ki seçimlerinden beklenmedik sonuçlar çıkmazsa Fransa ve Almanya ikilisi söz konusu ara formüllerden birini geliştirmeye çalışacak. Peki ama bütünleşme sürecine ivme kazandırmak için somut bir öneri var mı?
Hollande’ın atıfta bulunduğum söyleşisine bakılırsa, bütünleşme sürecinin derinleştirileceği alan savunma. Avrupa’nın savunması için “yapılandırılmış işbirliği” (coopération structurée ) öneriyor. Esnek bir işbirliği söz konusu ki Hollande Birleşik Krallık’ın bu yapıya dâhil olması gerektiği görüşünde. “Donald Trump’ın olumsuz bakışı karşısında AB’nin siyasi tutarlılığı, ekonomik ağırlığı ve stratejik özerkliğini ispat etmeliyiz” diyor. Versailles dörtlüsü bu öneri temelinde bir araya gelir mi, Birleşik Krallık içinde yer alır mı, bu soruların bugün cevabını bulmak mümkün değil.
Hollande’ın kafasında sadece Trump ABD’sine değil, ayrıca Rusya’ya meydan okuma da var. Moskova’yı Ukrayna gibi SSCB’den ayrılmış ülkelerde kamuoylarını etkilemekle suçluyor. Bu etkinin aşırı Sağ hareketleri destekleme yönünde olduğunu da ima ediyor. “Neden” diyor “aşırı sağ hareketler hep Rusya ile bağlantılı çıkıyor”. Bu sorunun ardında Kremlin’in ABD başkanlık seçimlerinde Trump’ın zaferinde rol oynadığına ilişkin iddialara da atıf var elbette.
Hollande’ın önerileri topluca değerlendirildiğinde, Avrupa’yı ABD ile Rusya arasında siyasi, ekonomik ve askeri bir denge unsuru olarak idealize eden bir yaklaşım ön plana çıkıyor. Tıpkı Fransa’nın on yıllardır savunageldiği gibi. Bu optikten bakıldığında bu önerilerin bugünün küresel gerçekleriyle ne kadar örtüştüğü büyük bir soru işareti. Versailles dörtlüsü bu konuda tam bir uyum içinde olsa bile…
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018