Akın ÖZÇER
21 Aralık’ta Parlament (Katalan özerk parlamentosu) erken seçimleri yapılıyor. Hatırlanacağı üzere, bağımsızlık yanlısı üç partinin (ERC, PdeCat, CUP) salt çoğunluğuna (72/135) sahip olduğu Parlament’te geçen 27 Ekim’de Katalunya’nın tek yanlı bağımsızlığının ilan edilmesi, İspanyol anayasasının özerklik statülerine ve yasalardan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranan özerk toplulukların hizaya getirilmesi için öngördüğü 155. maddesinin uygulamaya konulmasına yol açmıştı. Rajoy hükümeti bu maddenin verdiği yetkiye dayanarak, ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve liberal Yurttaşlar Partisi (Ciutadans) ile istişare halinde anayasanın gereğinin yerine getirilmesi için uygun görülen önlemleri içeren bir yol haritası belirlemişti.
Bu yol haritasının ilk adımı olarak, Katalan özerk hükümeti Başkanı Carles Puigdemont ve yardımcısı Junqueras’la 11 bakan görevlerinden alınmış, yerlerine Başbakan Yardımcısı Soraya Sáenz de Santamaría başkanlığında bir heyet atanmıştı. Ayrıca Parlament 21 Aralık’ta erken seçime gidilmek üzere feshedilmişti.
Bu önlemlerin yanı sıra, Devlet Başsavcılığı (Fiscalía General del Estado) da harekete geçmiş, Puigdemont, Junqueras, bakan arkadaşları, Parlament Başkanı Forcadell ile Divan üyeleri hakkında, Ceza Kanunu’nun devlete karşı ayaklanma (rebelión) suçunu düzenleyen 472. maddesi kapsamında dava açmıştı. Puigdemont dört bakan arkadaşıyla Brüksel’e kaçtığı için haklarında Avrupa yakalama ve iade emri ODEE (orden de detención y entrega europea) çıkarılmıştı.
Yüksek Mahkeme (Yargıtay) önceki gün bu emri, iade talebini inceleyen Belçika mahkemesi, ayaklanma suçunu AB listesinde yer almadığı için dikkate almadığı gerekçesiyle geri çekmiş bulunuyor. Ardından Adalet Bakanı Rafael Catalá’nın bugün (8 Aralık) yapılacak AB Adalet Bakanları Zirvesi’nde konuyu gündeme getireceği ve “AB suçlar listesinin” genişletilmesini talep edeceği söyleniyor.
Hatırlanacağı üzere, devlete karşı suçlarda yetkili özel mahkeme Audiencia Nacional, Oriol Junqueras ile İspanya’da kalan bakan arkadaşlarının tutuklu yargılanmasına hükmetmişti. “Ayrılıkçı siyasetçiler tutuksuz mu yargılanmalı?” başlıklı yazımda belirttiğim gibi, Yüksek Mahkeme (Yargıtay) ise Parlament Başkanı Forcadell ile Divan üyelerinin kefaletle tutuksuz yargılanmasını kararlaştırmıştı. Ama bu kararın alınmasında Forcadell ve arkadaşlarının mahkeme heyetiyle iş birliği yapmalarının ve 155. madde dâhil anayasaya saygı duyduklarını ifade etmelerinin rol oynadığını vurgulamak gerekiyor. (http://serbestiyet.com/yazarlar/akin-ozcer/ayrilikci-siyasetciler-tutuksuz-mu-yargilanmali-830171)
Konunun yargı boyutuyla ilgili bir başka yeni gelişme, Yüksek Mahkeme’nin atıf yaptığım yazımda vurguladığım gibi işlenen suçun kolektif niteliğinden ötürü Audiencia Nacional ’de görülmekte davaları kendi bünyesinde birleştirmesi oldu. Yüksek Mahkeme önceki gün Junqueras ile Katalan İçişleri eski Bakanı Joaquim Forn’un tutuklu, diğer eski bakanların ise tutuksuz yargılanmalarına hükmetti.
Kabul etmek gerekir ki yol haritasının amacına ulaşması, başka bir deyişle Katalan özerk topluluğunun anayasadan ve yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini zorla yerine getirmesinin sağlanması için, görevlerinden alınan bağımsızlık yanlısı siyasetçilerin yargılanmasından çok 21 Aralık erken seçimlerinde başarısız olmaları, başka bir ifadeyle yeniden salt çoğunluğa ulaşmamaları gerekiyor.
CIS anketi ne diyor?
Konunun bu veçhesini Sosyolojik Araştırmalar Merkezi’nin (CIS/ Centro de Investigaciones Sociológicas) İspanya genelinde yaptığı 7 Kasım tarihli anketi çerçevesinde “Katalanlar Katalanlara karşı” başlıklı yazımda değerlendirmiştim. Bu bağlamda, Katalan ayrılıkçılara karşı anayasanın 155. maddesinin uygulanmasını sağlayan üç siyasi partiden (PP, PSOE ve C’s/ Ciutadans) ikisinin oy oranını koruduğuna, C’s ’in ise sıçrama yaptığına işaret etmiştim. Ülke genelinde faaliyet göstermekle birlikte Katalan kökenli olan ve 21 Aralık seçimlerine Katalunya’daki lideri Inés Arrimadas ile iddialı giren Ciutadans’ın ayrılıkçılar karşısındaki Anayasa Bloğu’nun da en güçlü partisi konumunda olduğunun altını çizmiştim. (http://www.serbestiyet.com/yazarlar/akin-ozcer/katalanlar-katalanlara-karsi-831058)
Ciutadans’ın önlenemez yükselişi, CIS’in 21 Aralık erken seçimleriyle ilgili 4 Aralık tarihli anketine de yansımış bulunuyor. “C’s 21 Aralık seçimlerini kazanıyor” ya da “ayrılıkçılık salt çoğunluğunu yitiriyor” başlığıyla medyaya yansıyan bu ankete göre, Ciutadans seçimlere iki hafta kala yüzde 22,5 oyla Parlament’in 135 sandalyesinden 31/32’sini kazanıyor. C’s iki yıl önceki seçimde yüzde 17,9 oyla ancak 25 sandalye elde edebilmişti.
Ciutadans’ın bu yükselişi Anayasa Bloğu açısından önemli bir kazanım. Ancak oylarının önemli bir kısmını iktidar partisi PP’den (Partido Popular) aldığı görülüyor. Bir önceki seçimde yüzde 8,5 ile 11 milletvekili çıkarmış olan PP, CIS anketine göre, bu defa yüzde 5,8 oy oranıyla ancak 7 sandalye elde ediyor.
Katalan Sosyalist Partisi PSC de yükselişte olan bir diğer parti. Oy oranını yüzde 12,7’den 16’ya çıkaran sosyalistler sandalye sayılarını da 16’dan 21’e çıkarmış görünüyor. Anayasa Bloğu ’nu oluşturan bu üç partinin toplam oyu yüzde 44,3 ama Seçim Kanunu’nun azizliği nedeniyle bu oranla ancak 60 sandalye alabiliyor.
Her iki bloğun arasında radikal Sol Podemos’un Katalunya’daki ortağı Comú Podem var. Barcelona Belediye Başkanı Ada Colau’nun partisi referandumdan yana ama bağımsızlığa karşı. İçinde yer alırsa ankete göre yüzde 8,6 oyu ve 9 sandalyesi ile dengeyi Anayasa Bloğu yerine değiştirebilir.
Bağımsızlık Bloğu ise bu defa toplamda yüzde 44,4 oyla 67 sandalyeye ulaşıyor ve bir sandalye farkla salt çoğunluğun altında kalıyor. Bu blokta bu kez Puigdemont’un Avrupa Demokrat Partisi PdeCat ’tan (Partit Demòcrata Europeu Català) ayrı olarak seçime giren Cumhuriyetçi Sol ERC (Esquerra Republicana de Catalunya) yüzde 20,8 oy ve 32 sandalye ile ilk sırayı alıyor. Tutuklu yargılanan Junqueras’ın partisi Pdecat yüzde 16,9 oy ve 25/26 sandalye ile izliyor. Üçüncü ortak, radikal Sol CUP (Candidatura d'Unitat Popular) ise bir sandalye kayıpla 9 sandalyeye ulaşabiliyor. Bağımsızlık Bloğu’nun bir önceki seçime oranla kaybı sadece 5 sandalye. Bu küçük fark akla şu soruyu getiriyor: “Bağımsızlık Bloğu yine salt çoğunluğa ulaşırsa kriz aynı şekilde tekrarlanır mı? “
Strateji değişikliği
Anayasa’nın 155. maddesinin ilk kez uygulanması Bağımsızlık Bloğu’nun, özellikle ERC’in stratejisini değiştirmiş bulunuyor. Bağımsızlık yanlısı parti varlık nedeninden vazgeçmiş değil ama bu defa tek yanlı hareket etmek istemiyor. Lideri Oriol Junqueras’ın tutuklu yargılanıyor olması ve seçim listelerinde tutuksuz yargılanan üyelerinin bulunması bir yerde bu seçeneği dayatıyor. Çünkü Bağımsızlık Bloğu 21 Aralık’ta sandalyelerin salt çoğunluğunu alsa bile, yargı sürecinde Junqueras ve arkadaşları hakkında mahkûmiyet kararı çıkması bu çoğunluğun ortadan kalkmasına yol açacak.
ERC’in yeni stratejisi, 21 Aralık’ta oylarını olabildiğince arttırmak ve merkezi hükümete ve krizde İspanya’nın yanında yer almış olan AB’ye, Katalan sorununun “anlaşmalı” (pactado) bir referandumla çözülmesi için baskı yapmak. Partinin 2 numarası Marta Rovira önceki gün sivil toplum temsilcileri önünde yaptığı konuşmada, bağımsızlık ruhunun sağlam tutulması ve bağımsız Katalunya’nın “ikili müzakere” yoluyla kurulması için çalışılması gerektiğini ifade etti.
Aslında Brüksel’de bulunan ve seçim kampanyasını oradan yürüten Carles Puigdemont’un yaklaşımı da farklı değil. Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında İspanya’ya dönmek için tutuklanmama garantisi isteyen Puigdemont, 21 Aralık’ta seçildiği takdirde İspanya’ya döndüğünde tutuklanmasının demokrasi açısından büyük bir “paradoks” olacağını vurguladı. Bu nedenle haklarında açılan davaların düşürülmesi gerektiğini savundu.
Aslında Puigdemont’un partisi PdeCat’ın yeni stratejisi de ERC’inkine benziyor. Bağımsızlık sürecinden (procés) vazgeçilmiş değil ama bir önceki seçimden farklı olarak takvime bağlı tek yanlı girişimlerden söz edilmiyor. Bu defa bağımsızlık kapısının, referandumu legalleştiren bir anlaşma sağlanarak açılması amaçlanıyor. Bu, konuyla ilgili daha önceki yazılarımda altını çizmiş olduğum gibi, anayasa değişikliği gerektirdiği için ulaşılması hiç de kolay olmayan bir hedef.
Sonuç olarak, 21 Aralık’ta sandıktan nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın, tek yanlı bağımsızlığın yol açtığı krizin benzeri yaşanmayacak ama bu, sorunun kalıcı bir çözüme ulaştığı anlamına da gelmeyecek. Bunun için İspanyol hükümetini ve Anayasa Bloğu ’nu oluşturan siyasi partilerin bağımsızlık yanlısı Katalan seçmeni tatmin edecek politikalar üretmeleri gerekiyor doğal olarak.
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018